Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürü Gert Jan Koopman, Türkiye’nin bölgesel istikrar ve bağlantısallığa “kilit katkı sunan belirleyici bir aktör” olduğunu vurguladı. Koopman, Brüksel’de DEİK ve European Business Summit işbirliğiyle düzenlenen AB-Türkiye İş Zirvesi’nde değerlendirmelerde bulundu.

*

TÜRKİYE VE AB’NİN DERİN EKONOMİK BAĞLARI

Konuşmasında Türkiye ile AB’nin aynı coğrafyayı paylaştığını, ekonomilerinin ise “çok güçlü biçimde iç içe geçmiş” olduğunu belirten Koopman, iki taraf arasındaki tarihi bağların da ilişkilerde önemli rol oynadığını söyledi.
Türkiye’nin AB’ye aday ülke, NATO üyesi ve Avrupa için pek çok alanda “kilit ortak” olduğunu ifade eden Koopman, göç yönetimi ve terörle mücadelede Türkiye’nin “güvenilir bir ortak” olduğuna dikkat çekti.
“Türkiye, bölgesel istikrara katkı sunan belirleyici bir aktördür. Aynı zamanda bölgesel bağlantısallığa da kilit önemde katkı sağlamaktadır.” dedi.

KÜRESEL KRİZLERDE TÜRKİYE’NİN ROLÜ

Koopman, Türkiye’nin bulunduğu konum itibarıyla Suriye, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve Güney Kafkasya’da kalıcı barışın tesis edilmesi gibi kritik başlıklarda “kilit ülke” olduğunu vurguladı.
AB ile Türkiye arasında işbirliğini güçlendirmenin ortak çıkar olduğunu söyleyen Koopman, daha fazla diyalog çağrısında bulundu. Ekonomik ortaklık alanında ilerleme sağlanmasının iki taraf için de önemli olduğunu belirtti.

GÜMRÜK BİRLİĞİ VE VİZEDE İLERLEME MESAJI

Gümrük Birliği Anlaşması’nın modernizasyonunun hâlâ öncelik olduğunu söyleyen Koopman, “Yapıcı angajman devam ederse ve Kıbrıs meselesinde müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik ilerleme görürsek Gümrük Birliği'nin modernizasyonuna yönelik çalışmalar da yeniden başlayacaktır.” dedi.
Vize süreçlerinin iş dünyası için önemine dikkat çeken Koopman, son dönemde alınan vize kademelendirme kararının uzun süreli çok girişli vize konusunda daha elverişli kurallar sunduğunu ifade etti.
Türkiye’de en yüksek demokratik standartların korunmasının önemine işaret eden Koopman, Avrupa’nın yalnızca siyasi bir yapı olmadığını hatırlatarak, “Avrupa, sadece siyasi bir proje değildir. Paylaşılan bir birlikte yaşama, ortak refah ve barış vizyonudur. Türkiye ise tarihi geçmişi ve dinamizmiyle bu vizyonun ayrılmaz bir parçasıdır.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.