ABD yönetimi, Venezuela üzerindeki baskıyı artıran yeni bir adım attı. Konuya yakın bir ABD yetkilisinin verdiği bilgiye göre, ABD personeli Cumartesi günü Venezuela açıklarında bir petrol tankerine el koydu. Operasyon, Trump yönetiminin Caracas’a yönelik yaptırım ve askeri baskıyı yoğunlaştırdığı bir dönemde gerçekleşti.
Bu olay, ABD’nin bu ay içinde Venezuela yakınlarında bir gemiye el koyduğu bilinen ikinci vaka oldu. Daha önce, İran bağlantıları nedeniyle yaptırım uygulanan Skipper adlı petrol tankerine 10 Aralık’ta el konulmuştu.
ULUSLARARASI SULARDA OPERASYON
Yetkilinin açıklamasına göre, Cumartesi günü ele geçirilen gemi Panama bayraklıydı, Venezuela petrolü taşıyordu ve Asya’ya gitmesi planlanıyordu.
Geminin ABD yaptırımları kapsamında olmadığı, mürettebatın ise el koyma işlemine itiraz etmediği belirtildi.
Operasyonun uluslararası sularda, ABD Sahil Güvenliği tarafından ve ABD ordusunun desteğiyle gerçekleştirildiği kaydedildi. İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, sosyal medyada paylaştığı bir videoda, tankerin “şafak vakti operasyonu” ile ele geçirildiğini ve en son Venezuela’da demirlediğini açıkladı.
Noem paylaşımında, “Amerika Birleşik Devletleri, bölgede uyuşturucu terörizmini finanse etmek için kullanılan yaptırım uygulanmış petrolün yasadışı hareketini takip etmeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.
CARACAS’TAN TEPKİ, TAHRAN’DAN DESTEK
Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil, Cumartesi günü yaptığı açıklamada, İran’ın ABD’nin eylemlerini “korsanlık” ve “uluslararası terörizm” olarak nitelendirdiğini ve Venezuela ile işbirliği teklif ettiğini duyurdu. Gil, İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi ile yaptığı telefon görüşmesinde, Karayipler’deki son gelişmeleri ve Venezuela petrolü taşıyan gemilere yönelik müdahaleleri ele aldıklarını belirtti.
Gil, Tahran’ın Venezuela ile “tam dayanışma” içinde olduğunu ve ABD’nin uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerine karşı her alanda işbirliği önerdiğini söyledi.
ABD’NİN BASKI KAMPANYASI GENİŞLİYOR
Gemiye el koyma olayları, Trump yönetiminin Venezuela’ya yönelik daha geniş kapsamlı baskı politikasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
ABD, aylar önce Karayipler’e binlerce asker ve bir uçak gemisi saldırı grubu konuşlandırmış, uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere operasyonlar düzenlemişti.
ABD ordusu, bu operasyonlar kapsamında 29 teknenin imha edildiğini ve 104 kişinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
Washington, bu adımları yasadışı uyuşturucu ve göçle mücadele olarak tanımlarken, Beyaz Saray’dan yapılan bazı açıklamalar asıl hedefin Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmak olduğunu ortaya koymuştu.
PETROL VE YAPTIRIMLAR MERKEZDE
Trump’ın bu hafta ilan ettiği “abluka”,Venezuela petrolüne verilen önemi bir kez daha gündeme getirdi. Devlet petrol şirketi PDVSA, ülkenin petrol sektörünü kontrol ederken, ABD’li Chevron yaptırımlar kapsamında Venezuela’da faaliyet gösteren tek Amerikan şirketi konumunda bulunuyor.
Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip olan Venezuela, yaptırımlar nedeniyle kapasitesinin çok altında üretim yapıyor. Üretilen petrolün büyük bölümü ise Çin’e satılıyor.
Venezuela yönetimi, abluka kararını “pervasız ve ciddi bir tehdit” olarak nitelendirirken, egemenliğini savunmak için uluslararası platformlarda girişimlerde bulunacağını açıkladı. Başkan Yardımcısı Delcy Rodríguez, son gemi müdahalesinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dahil olmak üzere ilgili tüm kurumlara taşınacağını duyurdu.