ABD’de ekonomik uçurum, “K şekilli ekonomi” terimiyle tanımlanıyor. Fed verilerine göre, en zengin yüzde 10’luk kesim toplam hanehalkı servetinin yüzde 67’sine sahipken, alt yüzde 90’lık kesim yalnızca yüzde 33’üne sahip. Peter G. Peterson Foundation’ın analizine göre gelir yoğunlaşması 1981’den bu yana giderek belirginleşti.
HARCAMALARIN YARISI EN ZENGİN KESİMDEN
Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi’nin analizine göre, üst yüzde 10’luk gelir grubundaki haneler, tüketici harcamalarının neredeyse yarısını gerçekleştiriyor. Bu oran salgın öncesine göre 5 puan, 1990’lardan bu yana ise 15 puan arttı. Fed’in Bej Kitap raporu da üst gelir kesiminin harcamalarının dirençli kaldığını ortaya koyuyor.
ÜST GELİR HARCIYOR, ALT GELİR ZORLANIYOR
Moody’s Analytics Kıdemli Direktörü Scott Hoyt, alt gelir grubunda kredi sorunlarının ciddi olduğunu ve ekonominin büyük ölçüde yüksek gelirli hanelerin servetine bağlı olduğunu vurguluyor. Hoyt, borsadaki olası düzeltmelerin ve alt gelir kesimindeki borç sorunlarının finansal istikrarı tehdit edebileceğini ifade ediyor. Ayrıca, K şekilli ekonominin toplumsal huzursuzluk ve siyasi kutuplaşmayı artırma potansiyeline dikkat çekiyor.
EKONOMİK UÇURUMUN SONUÇLARI
Uzmanlar, yüksek gelirli kesimin harcamaya devam ettiği sürece ABD ekonomisinin resesyondan kaçınabileceğini ancak bu güvenin kırılması durumunda ekonominin büyük bir sarsıntıyla karşı karşıya kalabileceğini belirtiyor. Gelir dağılımındaki bu uçurumun, hem ekonomik büyüme hem de toplumsal istikrar açısından uzun vadeli riskler içerdiği vurgulanıyor.
K ŞEKİLLİ EKONOMİ NEDİR?
William & Mary Üniversitesi Ekonomi Profesörü Peter W. Atwater, “K şekilli ekonomi” kavramını, “Beyaz yakalı çalışanlar ekonomik olarak K harfinin kolu gibi yükselirken, mavi yakalı çalışanlar bacak gibi geride kalıyor” şeklinde tanımlıyor. Atwater, üst gelir grubunun güveninin büyük ölçüde finansal kazançlara bağlı olduğunu, alt kesimdekilerin ise salgın sonrası mali ve sosyal etkilerden olumsuz etkilendiğini belirtiyor.




