ABD ve Ukrayna, Moskova’ya fazla yakın olduğu gerekçesiyle tepki çeken önceki taslağı revize etme konusunda anlaşmaya vardıktan sonra, Rusya ile süren savaşın sonlandırılmasına yönelik barış planı çalışmalarını Pazartesi günü yeniden sürdürecek.
Cenevre’de Pazar günü yapılan görüşmelerin ardından yayımlanan ortak açıklamada taraflar, “geliştirilmiş bir barış çerçevesi” taslağı oluşturduklarını duyurdu ancak içerik hakkında ayrıntı vermedi.
Beyaz Saray, Ukrayna heyetinin yeni taslağın “ulusal çıkarlarını yansıttığını” ve “temel stratejik gereksinimlerine hitap ettiğini” ilettiğini açıkladı.
Kiev ise henüz resmi bir açıklama yapmadı. Güncellenmiş planın, Rusya’dan gelen devam eden tehditlere karşı Ukrayna’nın güvenliğini nasıl garanti altına alacağı belirsizliğini koruyor. Taraflar, Perşembe günü dolacak süre öncesi çalışmaların “yoğun şekilde devam edeceğini” vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun görüşmeler sürerken Washington’a geri dönmesi ise dikkat çekti. Buna karşın süreç, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kiev’e anlaşmaya varması yönündeki baskıları altında ilerliyor.
Trump’ın, Ukrayna’nın “Amerikan çabalarına yeterince minnet göstermediği” yönündeki son açıklaması Kiev’den hızlı bir teşekkür trafiğini beraberinde getirdi.
YENİ TASLAKTA ELEŞTİRİLEN MADDELER GERİ ÇEKİLDİ
ABD’nin geçen hafta sunduğu 28 maddelik ilk teklif, Ukrayna’nın topraklarından vazgeçmesini, ordusuna kısıtlamalar getirilmesini ve NATO hedefinden vazgeçilmesini öngörüyordu.
Bu maddeler, dört yıldır süren savaşta direnç gösteren Ukraynalılar tarafından “teslimiyet” olarak nitelendirilmişti.
Planın hazırlanış süreci de tartışma yarattı. ABD yönetiminden yetkililerin dahi haberdar olmadığı taslağın, Ekim ayında Miami’de yapılan bir toplantıda hazırlandığı öne sürüldü.
Toplantıda Trump’a yakın isimlerin yanı sıra ABD yaptırımları altındaki Rus temsilci Kirill Dmitriev’in de bulunduğu iddia edildi.
Eleştiriler üzerine Avrupalı müttefikler devreye girerek kendi karşı önerilerini sundu. Bu öneri, Ukrayna’nın toprak tavizlerine zorlanmasını hafifletiyor ve olası bir saldırı durumunda ABD’nin NATO benzeri bir güvenlik garantisi vermesini şart koşuyor.
SAHADAKİ DURUM VE UKRAYNA’DA SİYASİ BASKI SÜRECİ ZORLAŞTIRIYOR
Barış görüşmeleri devam ederken savaş sahasında tablo ağırlaşmaya devam ediyor. Rus güçleri bazı bölgelerde ilerleme kaydederken, Ukrayna’nın enerji altyapısı insansız hava araçları ve füze saldırılarıyla hedef alınıyor.
Milyonlarca insan her gün saatler süren elektrik, ısınma ve su kesintileriyle karşı karşıya kalıyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise içeride büyük bir yolsuzluk skandalının gölgesinde siyasi baskı altında. Bazı bakanları da etkileyen skandal, kamuoyunda öfke yaratırken, ülkenin dış finansman arayışlarını da zorlaştırıyor.
Öte yandan ABD’nin son haftalarda Rusya’nın petrol sektörüne uyguladığı yaptırımları sertleştirmesi Kiev’i cesaretlendirdi. Ukrayna’nın uzun menzilli SİHA ve füze saldırıları, Rus enerji sektöründe kayda değer hasar oluşturdu.
Beyaz Saray’ın Cenevre’deki temasların ardından yaptığı açıklamada tarafların “kayda değer ilerleme” sağladığı ve “güncellenmiş revize edilmiş barış çerçevesi taslağında” uzlaştıkları bildirildi.
Sürecin ilerleyen günlerde ABD–Ukrayna ortak önerileri doğrultusunda şekilleneceği, Avrupa’nın da istişare sürecine dahil olacağı belirtildi. Ancak nihai kararların Washington ve Kiev tarafından alınacağı vurgulandı.
CENEVRE’DE UKRAYNA BARIŞ TRAFİĞİ: “ÇOK BÜYÜK İLERLEME KAYDETTİK”
İsviçre’nin Cenevre kentinde ABD, Ukrayna ve Avrupa heyetleri arasında Ukrayna’daki savaşı sona erdirmeye yönelik barış planı görüşmeleri yarın da devam edecek.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ilk günün ardından yaptığı açıklamada “Bugün çok büyük ilerleme kaydettik. Çözüme ulaşacağımıza inanıyorum” diyerek sürecin seyrine ilişkin iyimser mesajlar verdi.
ABD’nin üç hafta önce sunduğu 28 maddelik barış planı temel alınarak yapılan görüşmelerde, özellikle açık kalan maddeler üzerinde yoğun bir müzakere yürütüldü. Rubio, son 96 saattir Ukrayna tarafıyla “çok yoğun temas” halinde olduklarını belirterek, bugünün sürecin “en verimli günü” olduğunu söyledi.
“AÇIK KALAN MADDELER AŞILAMAZ DEĞİL”
Rubio, görüşmelerin ilk gününde kritik başlıkların ele alındığını ve tarafların pozisyonlarının netleştiğini aktararak, henüz tamamlanmayan maddelerin “aşılması imkânsız türden olmadığını” ifade etti. Anlaşma metninin nihai halinin devlet başkanlarının onayına sunulacağını hatırlatan Rubio, sürecin olumlu ilerlediğini ancak “erken zafer ilan etmek istemediğini” vurguladı.
Rusya’nın taleplerine ilişkin bir soruya yanıt veren Rubio, Moskova’dan bugüne kadar yazılı ve sözlü çeşitli kanallar üzerinden bilgiler aldıklarını belirtti. “Ukrayna ile anlaşabilirsek, ortaya çıkan metni Rusya’ya da götürmemiz gerekecek. Onların da bunu kabul etmesi gerekiyor” diyerek sürecin çok taraflı doğasına dikkat çekti.
Sürecin hızlandırılmasını hedeflediklerini söyleyen Rubio, Perşembe gününü bir hedef olarak işaret etti ancak asıl önceliklerinin savaşın bir an önce sona ermesi olduğunu vurguladı: “Biz buradayken bile insanlar ölmeye devam ediyor. Amacımız bu savaşı en kısa sürede bitirmek.”
UKRAYNA’YA GÜVENLİK GARANTİSİ VE AVRUPA’NIN ROLÜ
ABD’nin Ukrayna’ya NATO’nun 5. maddesine benzer bir güvenlik garantisi sağlayıp sağlamayacağı yönündeki soruya Rubio, “Bu savaşın kalıcı olarak sona ermesi için Ukrayna’nın kendini güvende hissetmesi gerekiyor” sözleriyle yanıt verdi. Bu başlıkta da önemli ilerleme kaydedildiğini söyleyen Rubio, Ukrayna’nın yeniden bir işgal tehdidine karşı tam güvenceye ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Avrupalı yetkililerle yapılan temasların da olumlu geçtiğini belirten Rubio, AB ve NATO’yu ilgilendiren maddelerin ayrı bir diplomatik hat üzerinden yürütüldüğünü aktardı. Avrupa ülkelerinin hazırladığı alternatif barış önerisine ilişkin soruya ise “Böyle bir plan görmedim” yanıtını verdi.
Ancak görüşmelere yakın kaynaklar, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ABD planına karşı, Ukrayna’nın daha fazla asker konuşlandırmasına imkân tanıyan ve NATO benzeri güvenlik garantileri içeren bir karşı teklif sunduğunu ileri sürüyor.
Rubio, yarın da teknik ekiplerin çalışmalarını sürdüreceğini söyleyerek, “Masanın etrafında olmamız gerekmiyor; süreç devam ediyor” ifadesiyle diplomatik trafiğin aralıksız sürdüğünü belirtti.