SPOR

Ağrı'nın "yerli beyzbol"u: Topa dara heyecanı

Ağrı Patnos'ta gurbetçi gençler, kışın köylerine dönerek Süphan Dağı eteklerinde geleneksel "topa dara" oyunuyla stres atıp geleneği yaşatıyor.

Türkiye'nin en yüksek üçüncü zirvesi olan Süphan Dağı'nın etekleri, kış aylarında eşsiz bir spor müsabakasına ev sahipliği yapıyor. Ağrı’nın Patnos ilçesine bağlı Gençali köyünde yaşayan gençler, yüzyıllardır süregelen bir geleneği yaşatmak için kar kış demeden sahaya iniyor. Yaz aylarını batı illerinde inşaat şantiyelerinde çalışarak geçiren gurbetçi gençler, kışın baba ocaklarına döndüklerinde "topa dara" adını verdikleri, kurallarıyla beyzbolu andıran ata sporuyla stres atıyor.

SÜPHAN ETEKLERİNDE TEKNOLOJİ DETOKSU

Yaklaşık 100 haneli köyde, teknolojinin soğuk yüzüne inat, samimi ve sıcak bir mücadele var. Gençler, ellerindeki akıllı telefonları bir kenara bırakıp, özel olarak hazırladıkları sopa ve topla arazide buluşuyor. Dondurucu soğuklar, onların oyun aşkına engel olamıyor. İki takım halinde oynanan ve yüksek kondisyon gerektiren bu oyun, hem fiziksel bir aktivite imkanı sunuyor hem de gurbet yorgunu gençlerin sosyalleşmesini sağlıyor.

DEDEDEN TORUNA AKTARILAN MİRAS

Oyunun köydeki en önemli temsilcilerinden Erhan Aslan, bu etkinliğin bir spordan fazlası olduğunu belirtiyor. Aslan, "Bu oyun dedelerimizden babalarımıza, onlardan da bize kalan bir miras. Bölgede 'topa dara' olarak biliniyor ve bizim köy dışında pek rastlanmıyor. Hava ne kadar soğuk olursa olsun, oyuna başladığımızda koşarak ısınıyoruz. Hem eğleniyor hem sohbet ediyoruz, vakit su gibi akıp geçiyor" ifadelerini kullandı.

10’AR KİŞİLİK TAKTİK SAVAŞI

Topa dara, sadece güce değil, zekaya ve hıza da dayalı bir oyun. Arazinin durumuna göre takım sayıları değişse de genellikle 10'ar kişilik iki ekip kuruluyor. Bir takım sahaya yayılırken, diğer takım topu kullanarak rakibi ekarte etmeye çalışıyor. Vuruşu yapan oyuncunun, rakip alana koşup vurulmadan geri dönmesi gerekiyor. Eğer savunma takımı topu havada yakalarsa, oyunun kaderi değişiyor ve hücum hakkı el değiştiriyor. Bu kurallar, oyunu izleyenler için de heyecanlı bir hale getiriyor.

"SOSYAL AKTİVİTEMİZ BU OYUN"

Kış tatili için Çankırı'dan köyüne dönen Özal Yalçın ise oyunun birleştirici gücüne dikkat çekiyor. Şehir hayatının monotonluğundan kaçıp köye sığındıklarını belirten Yalçın, "Şehirde işten eve, evden kahveye gidiyoruz. Sosyal aktivite imkanımız kısıtlı. Ancak burada sabahtan akşama kadar sahada ter döküyoruz. Beyzbola çok benzeyen bu oyun sayesinde teknolojiden uzaklaşıp, arkadaşlarımızla keyifli vakit geçiriyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Gençler, bu kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak için köyün çocuklarına da oyunun inceliklerini öğretmeyi ihmal etmiyor.