Almanya, aile birleşimi vizesi konusunda bazı kısıtlamalara rağmen 2025 yılı boyunca 100 bini aşkın vize verdi.
Türk vatandaşları, bu vizelerde ilk sırayı alırken Suriyeli, Hintli ve Balkan ülkelerinden başvurular da yoğun oldu.
TÜRKLER LİDER, ÇOCUK VE EŞLER ÖNE ÇIKTI
Alman Dışişleri Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, Ocak-Kasım 2025 döneminde 101 bin 756 aile birleşimi vizesi onaylandı.
Bu vizelerin 14 bin 907’si Türk vatandaşlarına verildi. Ardından 13 bin 148 Suriyeli, 9 bin 286 Hindistanlı, 7 bin 143 Kosovalı ve 4 bin 426 Arnavut vatandaşları geldi.
Vizelerin üçte birinden fazlası çocukların ebeveynlerinin yanına gelmesi için düzenlendi. Eşler için verilen vizeler ise 44 bin 426’yı buldu. Ayrıca 16 bin 298 vize, bir kişinin Alman pasaportlu eşinin yanına taşınabilmesi için verildi.
SİSTEMDE YENİ SINIRLAMALAR VE SINIR KONTROLLERİ
Aile birleşimi hakkı, çoğunlukla eş ve küçük yaştaki çocuklarla sınırlı. Mart 2024’te yapılan reformla bazı yüksek nitelikli işçilerin ebeveynleri ile kayınvalide ve kayınpederler de vize kapsamına alındı. Ancak Temmuz ayında sınırlı koruma statüsüne sahip kişilerin aile birleşimi iki yıl süreyle durduruldu. Şimdi yalnızca “mağduriyet durumları” geçerli, Suriyeliler çoğunlukta bu grupta. İltica hakkı tanınan kişiler ise aile birleşimi hakkını koruyor.
Bu süreçle paralel olarak Almanya, sınır kontrollerini de yoğunlaştırdı. Mayıs 2025’ten bu yana iç sınır kontrolleri kapsamında girişleri reddedilen yaklaşık bin 600 kişinin sığınma başvurusunda bulunduğu belirtildi.
31 Ekim itibarıyla 993 sığınmacı geri çevrildi. Toplam 32 bin 236 izinsiz giriş tespit edildi; çoğu Fransa, Polonya ve Avusturya sınırlarından gerçekleşti.
Yeşiller Partisi milletvekili Marcel Emmerich, yoğun sınır kontrollerinin ekonomiye zarar verdiğini ve güvenlik açısından ölçülebilir bir katkı sağlamadığını savundu. İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt ise sınır kontrollerinin süresini Mart 2026 ortasına kadar uzattı ve polislere, hasta veya hamileler gibi hassas gruplar hariç sığınmacıları geri çevirme talimatı verdi.
