Vizesiz hafta sonu kaçamağı: Bosna Hersek'i keşfedin

Bosna Hersek'in güneyinde bulunan Mostar kenti, hem Osmanlı mirası tarihi köprüye ev sahipliği yapmasıyla hem de doğal güzellikleriyle yılın her ayı turistlerin ilgisini çekiyor.

Haber Giriş Tarihi: 27.09.2025 15:33
Haber Güncellenme Tarihi: 27.09.2025 15:33

Bosna Hersek, Türk vatandaşlarından vize istememesi sayesinde kısa süreli hafta sonu kaçamakları için ideal bir destinasyon. Mostar kenti ise tarihi dokusu, zümrüt yeşili Neretva Nehri ve ikonik Mostar Köprüsü ile ziyaretçilerini büyülüyor.

Bosna Hersek’in Mostar kentinden geçen zümrüt yeşili Neretva Nehri, berrak suyu ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini geçmişte yolculuğa çıkarıyor. Nehrin ortasında yer alan Mostar Köprüsü, kentin simgesi olarak hem Boşnak hem Hırvat toplumlarını birleştiriyor.

OSMANLI MİMARLIĞININ GÖZDESİ

1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından inşa edilen köprü, Osmanlı mimarlık tarihinin önemli eserlerinden biri. Tek gözlü ve sivri kemerli köprünün en yüksek noktası ile nehir arasındaki mesafe 21 metre. Köprü, iki tarafındaki kafe ve restoranlarla turistlerin uğrak noktası hâline gelmiş durumda.

CESARET GEREKTİREN AKTİVİTE: KÖPRÜDEN ATLAMA

Mostar Köprüsü, üzerinden nehre atlanmasıyla da biliniyor. Ziyaretçiler, suya atlamak için köprünün üzerinde bekleyen gençlerle karşılaşabiliyor.

SARAYBOSNA’DAN TRENLERLE ULAŞIM

Mostar’a Saraybosna’dan otobüsün yanı sıra trenle de ulaşılabiliyor. 2018’de dünyanın 18 rüya rotasından biri seçilen tren yolculuğu, dağ köyleri, viyadükler ve Neretva Nehri manzarasıyla iki saat süren bir keşif fırsatı sunuyor.

MOSTAR KÖPRÜSÜNÜN YIKILIP YENİDEN İNŞASI

Mostar Köprüsü, 9 Mayıs 1993’te Bosna’daki acımasız savaşın ortasında yıkıldı. Yüzyıllar boyunca kenti ve insanları birleştiren bu simge yapı, top atışlarına dayanamayıp ertesi gün saat 10.16’da çöktü. Ancak köprünün ruhu yok olmadı; Türkiye ve uluslararası kuruluşların desteğiyle aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilen Mostar Köprüsü, 2004’te görkemli bir törenle açıldı ve 2005’te UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilerek tarih ve kültürün evrensel bir simgesi hâline geldi.