Avrupa yeni bir sağlık tehdidiyle karşı karşıya kaldı. COVID-19’un XFG varyantı, kamuoyunda bilinen adıyla "Frankenstein gribi", bağışıklık sistemini kolayca aşabilme özelliğiyle alarm zillerini çaldırıyor.

Özellikle Fransa’da acil servis başvurularındaki artış dikkat çekerken, varyantın hızla yayıldığı diğer ülkeler de endişeyle izleniyor.

BİRLEŞEN VİRÜSLER NEDEN FRANKENSTEİN?

Yeni varyant XFG, halk arasında “Frankenstein” olarak anılıyor çünkü iki farklı Omicron alt varyantının genetik bileşiminden oluştuğu düşünülüyor. Bu karışım yapı, virüse hem daha yüksek bulaşıcılık hem de bağışıklık sisteminden kaçabilme kabiliyeti kazandırabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 25 Haziran 2025 tarihinde XFG’yi “izleme altındaki varyantlar” (variant under monitoring) kategorisine aldı. Bu sınıflama, varyantın henüz “endişe verici” düzeye ulaşmadığını, ancak yakından takip edileceğini gösteriyor.

FRANSA''DA İLK ALARM ZİLLERİ!

Fransa’da Frankenstein varyantı, son haftalarda vaka sayılarında dikkat çekici bir artışla kendini gösterdi.

15–21 Eylül haftasında acil servislere başvurular önceki haftaya kıyasla %37 arttı. connexionfrance.com+1 Özellikle yetişkinlerde görülen artış dikkat çekerken, çocuklarda ilk kez düşme gözlemlendi. magicmaman.com+2connexionfrance.com+2 Fransa’da Ekim ayı itibarıyla başlayacak yeni aşı kampanyası, uzmanlar tarafından bu olası artış dalgasına karşı erken önlem olarak değerlendiriliyor.

DÜNYADA İZ BIRAKAN YAYILIM

XFG varyantı yalnızca Avrupa’yla sınırlı kalmadı:

Birleşik Krallık’ta XFG (ve alt türleri) toplam vaka profilinin önemli bir kısmını oluşturmaya başladı. TIME+2Indiatimes+2

ABD’de, CDC verilerine göre XFG, ülkedeki COVID‑19 vakalarının %14’ünü temsil ediyor. Bu oranın kısa sürede daha da yükselebileceği belirtiliyor.

Latin Amerika ve birçok ülke, genomik analiz yoluyla XFG vakalarını saptamaya başladı — örneğin Arjantin’de de varyantın tespit edildiği bildirildi.

Ancak bu yayılıma rağmen, mevcut verilere göre XFG’nin ağır hastalığa neden olma riski ya da ölüm oranında dramatik bir yükseliş gözlemlendiğine dair kesin kanıt bulunmuyor.

ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Mevcut COVID-19 aşılarının ağır hastalık ve ölüme karşı koruma sağlayabildiği belirtiliyor.

Dar ve kalabalık iç mekanlarda maske kullanımı, özellikle risk grubundaki bireyler için yeniden öneriliyor.

Solunum yolu semptomları gösteren kişinin izolasyon uygulaması, test yaptırması ve diğer kişilerle temastan kaçınması öneriliyor.

Genomik izlemenin artırılması, yeni varyantların erken tespiti açısından kritik görülüyor.

EN YÜKSEK RİSK ALTINDAKİ GRUPLAR

1. Yaşlılar (65 yaş ve üzeri)

Bağışıklık sistemi yaşla birlikte zayıflar.

Kronik hastalıkların (kalp, şeker, hipertansiyon) bu yaş grubunda sık görülmesi, enfeksiyona bağlı komplikasyon riskini artırır.

Bu varyant, bağışıklık sistemini kandırabildiği için, aşılı olsalar bile korunma düzeyleri düşebilir.

2. Kronik hastalığı olanlar

Kalp-damar hastalıkları, diyabet, KOAH, böbrek yetmezliği gibi rahatsızlıkları olan bireylerde virüs, daha ağır seyreder.

Özellikle Frankenstein gibi bağışıklık sisteminden kaçabilen varyantlar bu grupta ciddi risk oluşturur.

3. Bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler

Kanser hastaları (kemoterapi görenler), organ nakli sonrası ilaç kullananlar, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananlar (örneğin otoimmün hastalıklar nedeniyle).

Bu kişilerde virüsle mücadele yeteneği çok düşük olduğundan, enfeksiyon hızla ilerleyebilir.

4. Hamile kadınlar

Hamilelikte bağışıklık sistemi doğal olarak baskılanır.

Anne ve bebek açısından enfeksiyon riski yüksektir, özellikle solunum yollarını etkileyen varyantlar ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

5. Aşısız veya aşı takviyesini yaptırmamış bireyler

Aşısız kişiler yeni varyantlara karşı tamamen savunmasızdır.

Tek doz veya eski tip aşılarla korunmuş bireylerde de bağışıklık yanıtı yetersiz olabilir, özellikle XFG gibi varyantlar karşısında.

6. Sağlık çalışanları

Her gün birçok kişiyle temasta bulundukları için bulaş riski en yüksek meslek gruplarından biri.

Uzun süreli maruziyet, virüs yükünü artırabilir.

FRAENSTEİN VARYANTININ TÜRKİYE''YE OLASI YANSIMALARI

Avrupa’daki yayılımda artış yaşandığı için varyantın haftalar içinde Türkiye’ye ulaşması olası.

Özellikle yurtdışı bağlantılı vakalar aracılığıyla İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde ilk artış görülebilir.

Kış aylarında kapalı alanların daha fazla kullanılması, yayılım hızını artırabilir.

Avrupa’daki yayılım Türkiye’den gelen yolculara karşı bazı ülkelerde ek önlemler alınmasına neden olabilir.

İç turizmde ise halk arasında kaygı artarsa seyahatlerde azalma yaşanabilir.

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ TAKİBE ALDI

Dünya Sağlık Örgütü, 25 Haziran 2025’te yaptığı açıklamada Frankenstein varyantını “gözlem altındaki varyantlar” listesine ekledi.

Bu durum, varyantın küresel düzeyde yakından izleneceği ve olası risklerin daha ciddi şekilde değerlendirileceği anlamına geliyor.

ABD’DE YAYILMAYA BAŞLAMSI ENDİŞE YARATTI

Frankenstein varyantı yalnızca Avrupa’yı değil, ABD’yi de etkisi altına almaya başladı. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, XFG varyantı ülkedeki COVID-19 vakalarının yüzde 14’ünü oluşturuyor.

Uzmanlar, bu oranın önümüzdeki haftalarda hızla artabileceğine ve varyantın baskın tür haline gelebileceğine dikkat çekiyor.