Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Malta''nın başkenti Valetta''da düzenlenen Avrupa Konseyi Adalet Bakanları Konferansı''nda "1959''dan Dijital Çağa: Dijital Yollarla Adli İş Birliği''nin Modernleştirilmesi" konulu oturumda konuşma yaptı.
Türkiye''nin Avrupa Konseyi''nin kurucu üyelerinden olduğunu anımsatan Tunç, geçmişten bugüne, Avrupa Konseyi müktesebatının Türkiye''de demokrasinin ve insan haklarının güçlendirilmesi yönündeki çabaları için her zaman önemli bir referans kaynağı olduğunu dile getirdi.
Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda, Avrupa Konseyi''nin değerlerinin geliştirilmesine aktif katkı sağlamayı sürdürdüklerine işaret eden Tunç, "Başta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olmak üzere, konseyin denetim ve insan hakları mekanizmalarıyla yakın iş birliği içindeyiz." diye konuştu.
"ADALETİN VE İNSAN ONURUNUN KORUNMASI SINIR TANIMAZ"
Bakan Tunç, konferansta, yargıda dijitalleşme, adalet hizmetlerinin çağın gerekliliklerine uyumu, insan hakları gibi konuların konuşulurken tüm dünyanın gözleri önünde Gazze''de bir insanlık dramının yaşandığını aktardı.
Filistin topraklarında masum sivillerin, kadınların, çocukların bombalar altında hayatlarını kaybettiğini, temel yaşam haklarının yok sayıldığı bir soykırım işlendiğini vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:
"Gazze''de masum sivillerle birlikte insanlık da ölmektedir. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 65 binden fazla masum insanın öldürüldüğü bir ortamda insan haklarından bahsetmek, 20 bine yakın çocuğun katledildiği bir ortamda çocuk haklarından konuşmak, 10 binin üzerinde kadının öldürüldüğü bir ortamda kadın haklarına vurgu yapmak, 250''den fazla gazetecinin öldürüldüğü bir ortamda basın özgürlüğünü ele almak mümkün olabilir mi?
Kim koruyacak yeni doğmuş bebekleri? Kim koruyacak açlıktan ölüme terk edilen çocukları? Kim koruyacak gözü yaşlı kadınları, anneleri? Kim koruyacak masum insanları? Onları, adaletin dili olan, haksızlıklardan hesap soran uluslararası hukuk koruyacak. Harekete geçmesi gereken uluslararası kuruluşlar koruyacak. İnsanlığın sarsılmaz onuru koruyacak ama maalesef Gazze''de yaşanan katliamlar ve soykırım, uluslararası kurumları etkisiz kılmakta, hukukun işlevsiz kaldığını gözler önüne sermekte. Bu durum uluslararası hukuka olan güveni de maalesef sarsmaktadır. Adalete, hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan, burada bulunan bizler, bu hukuksuzluğa engel olmalıyız."
"BU DEĞERLERİN SAVUNULMASI AHLAKİ BİR SORUMLULUKTUR"
Tunç, temel insan hakları ilkelerinin, coğrafyası ve inancı ne olursa olsun her insan için, her zaman geçerli olması gerektiğini belirterek, "Bu değerlerin, Filistin''deki masumların çığlıkları karşısında da aynı kararlılıkla savunulması aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur." dedi.
"HER ZAMAN HAKKIN VE HAKLININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Türkiye''nin her zaman adaletin yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Tunç, "Filistin halkının meşru haklarının korunması, uluslararası hukukun, bölgesel barışın, insanlığın temel gereğidir. Herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerde adalete yönelik bir tehdittir. Adaletin ve insan onurunun korunması, sınır tanımaz, tanımamalıdır. Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan''ın liderliğinde her zaman adaletin, hakkın ve hakikatin yanında olmaya devam edeceğiz." görüşünü paylaştı.
Bakan Tunç, Türkiye''de hukuk alanındaki dijitalleşmeyi daha da geliştirmekte kararlı olduklarını bildirdi.
Türkiye''nin yargıda dijitalleşme alanındaki tecrübesini paylaşmaya hazır olduğunu belirten Tunç, "Dijitalleşme, adaletin hızını artırırken adaletin özünü, yani hakkaniyet ve tarafsızlık ilkesini zedelememelidir. Bu kapsamda, Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi''ne Ek 3 No''lu Protokolü''nün imzaya açılmasını memnuniyetle karşıladığımızı ifade ediyorum." ifadesini kullandı.





