Belçika’da federal hükümetin emeklilik ve ekonomi reformlarına karşı tepkiler büyüyor.

Bart De Wever hükümetinin emeklilik yaşını yükselten, erken emeklilik haklarını daraltan, işsizlik yardımlarını sınırlayan ve kamu harcamalarında kesintiye giden uygulamaları, milyonlarca çalışanı harekete geçirdi. Ulaşım, eğitim, sağlık, temizlik ve özel sektörü kapsayan üç gün sürecek geniş katılımlı grev, ülke genelinde başladı.

Reformların mevcut hakları ciddi biçimde zayıflattığını savunan yüz binlerce çalışan, grevleri sendikaların koordinasyonunda yürütüyor.

ULAŞIM SEKTÖRÜ İLK ADIMI ATTI

Grev, dün saat 22.00 itibarıyla ulaşım çalışanlarının iş bırakmasıyla start aldı. Brüksel başta olmak üzere Valonya ve Flaman bölgelerinde toplu taşıma ve tren seferleri büyük ölçüde durdu.

Brüksel Şehirlerarası Ulaşım Şirketi (STIB), Valonya Toplu Taşıma Kurumu (TEC) ve Flaman Toplu Taşıma Kurumu (De Lijn), çalışanların katılım beyanı olmaksızın greve dahil olabileceğini açıkladı. Böylece ülkede ulaşım hizmetleri ilk günden itibaren neredeyse tamamen aksadı.

KAMU HİZMETLERİNDE GENİŞ KAPSAMLI DURUŞ

Grevin ikinci gününde ulaşım grevine ek olarak kamu personeli de iş bırakacak. Okullar, hastaneler, yargı çalışanları, cezaevleri, belediyeler ve posta hizmetleri ciddi şekilde etkilenecek.

Çöp toplama hizmetleri ise yalnızca minimum seviyede yürütülecek. Sendikalar, kamu sektöründeki bu geniş kapsamlı katılımın hükümete güçlü bir mesaj göndermeyi amaçladığını vurguluyor.

ÇARŞAMBA EN KRİTİK GÜN OLACAK

Üçüncü gün olan Çarşamba’da grev, ülkedeki neredeyse tüm sektörlere yayılacak. Brüksel ve Charleroi Havalimanı’nda tüm uçuşlar iptal edildiği için hava trafiği duracak.

Özel sektör çalışanlarının da greve dahil olmasıyla birlikte günlük yaşamın büyük bir bölümünde aksama bekleniyor. Ayrıca polislerin de greve katılması, ülkede nadir görülen bir durum olarak dikkat çekiyor. Güvenlik güçlerinin bu kararı, çalışma koşullarının yetersizliği ve emeklilik haklarındaki kötüleşmeyle ilişkilendiriliyor.

Sendikalar, hükümetin ekonomi politikalarından ciddi şekilde rahatsız. Grevlerin ana sloganı “sosyal adalet ve dayanışma” olurken, çalışanlar vergilerin ve kesintilerin halktan değil, büyük sermaye sahiplerinden alınmasını talep ediyor.

Kamu çalışanlarının ilerleyen yıllarda kadro haklarının kaldırılacak olması ve bazı mesleklerde erken emeklilik hakkının sona ermesi de protestoların temel gerekçeleri arasında yer alıyor.