GÜNDEM

Boşanmanın faturası ağırlaştı: Boşanmak isteyen bankaya koşuyor

Türkiye'de her yıl yaklaşık 200 bin çiftin ayrılık kararı aldığı boşanma süreçleri, duygusal yükünün yanı sıra artık ağır bir "finansal krize" dönüştü. Mahkeme masrafları ve avukatlık ücretlerindeki artışla birlikte anlaşmalı boşanmalar 50 bin TL'den, çekişmeli davalar ise 150 bin TL'den başlıyor. Masrafları karşılayamayan vatandaşlar ise çareyi bankadan kredi çekmekte buluyor.

Hayat pahalılığı, adliye koridorlarına da yansıdı. Sosyal yapının en hassas konularından biri olan boşanma davaları, artan masraflar nedeniyle çiftleri sadece psikolojik olarak değil, ekonomik olarak da zorlamaya başladı.

AÇILIŞ ÜCRETİ 4 BİN TL

Türkiye Gazetesi'nin verilerine göre, her yıl yaklaşık 200 bin çiftin yollarını ayırdığı Türkiye’de, bir boşanma davasının sadece dosya açılışı, tebligat ve harç gibi temel mahkeme giderleri ortalama 4 bin TL seviyesine ulaştı. Ancak asıl maliyet, avukatlık ücretleri ve sürecin uzamasıyla ortaya çıkıyor.

ÇEKİŞMELİ DAVADA MALİYET UÇURUMU

Boşanma yöntemine göre fiyat tarifesinde devasa bir fark bulunuyor:

  • Anlaşmalı Boşanma: Tarafların uzlaştığı "hızlı" davalarda maliyet 50 bin TL'den başlıyor.

  • Çekişmeli Boşanma: Nafaka, velayet ve mal paylaşımı kavgalarının yaşandığı davalarda ise rakam 150 bin TL'yi aşıyor.

Bilirkişi raporları, pedagog incelemeleri ve ek duruşma masrafları da eklendiğinde fatura kabarıyor. Bu durum, birçok vatandaşı "boşanma kredisi" adı altında ihtiyaç kredisi çekmeye zorluyor.

İSTANBUL BOŞANMADA ZİRVEDE, HAKKÂRİ SON SIRADA

Divorce Ajansı verilerine göre Türkiye, 2,1’lik boşanma oranıyla dünyada 18. sırada. Ancak iller arasında keskin farklar var:

  • Zirve: İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropoller boşanma oranlarında başı çekiyor.

  • Dip: Hakkâri, Şırnak ve Muş, boşanmanın en az görüldüğü iller olarak kayıtlara geçti.

"NAFAKA VE MAL PAYLAŞIMI SÜRECİ ÇIKMAZA SOKUYOR"

Uzmanlar, boşanmanın sadece bir ayrılık değil, aynı zamanda karmaşık bir mülkiyet yönetimi haline geldiğini vurguluyor. Özellikle mal rejimi tasfiyesi ve tazminat taleplerinin dava süresini uzattığı, bunun da hem tarafların psikolojisini hem de bütçesini yıprattığı belirtiliyor