CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" kapsamında düzenlediği mitinglerin 67'nci durağı Ordu oldu. Özel, miting öncesi Ordu’da Aysan Fındık’ın fabrikasını ziyaret etti. Burada kadın işçilerle fındık ayıklama işlemine katıldı.
CHP lideri Özgür Özel, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran vatandaşlara şunları söyledi:
"Henüz yolun başındayız. Onlar sonuna geldi. Biz daha yeni başlıyoruz. Ordu Büyükşehir'i alacağız. Ordunun bütün ilçelerini alacağız. Çünkü Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partili belediyeler icraatlarını yaptıkça, insana dokundukça sokakta, mahallede, kahvede, tarlada, camide her yerde sizlerle temas ettikçe... Millet doğruyu da yanlışı da çalışkanı da tembeli de ve yaptığı hizmetle şehre, kente katkı sağlayanı da kendine katkı sağlayanı da ayırıyor. Ve bu bize bir sonraki başarıyı bir sonraki başarıyı getiriyor. Onun için Ordu'da bu önemli başarıdan sonra ben çok daha büyük işleri başaracağımıza yürekten inanıyorum. Bir seçim kazanılırsa örgütle kazanılır.
“İKTİDARA KOŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”
Dolmaz denen meydanlar doluyorsa, dolup da taşıyorsa bu insanlar yüreğinde bu mücadele azmini taşıyorsa doğru yoldayız. Kimin ne dediğine bakmayın. Karşımızda bir çete, karşımızda artık devleti devlet gibi yönetmekten vazgeçmiş, her alanı yetkisiz, yetkili ama yetkilerini aşan ya da yetkisiz yetki kullanan birilerine emanet etmiş, koltuktan inmeyeyim gerisi ne olursa olsun diye bakan, emekliyi düşünmeyen, asgari ücretliyi, emekçiyi düşünmeyen, çiftçiyi düşünmeyen, fındık üreticisini düşünmeyen, esnafın halini düşünmeyen birileri sadece iktidarda kalmak için salonlarda salon siyaseti yapar dursunlar. Yazın serini kışın sıcağı sevsinler. Kendi atadıklarına kendilerini alkışlattırsınlar. Biz meydan meydan taşmaya iktidara koşmaya devam ediyoruz.
Aldığın maaştan şikayetin varsa gittiğin yerde kasaptaki etin fiyatından peynirin fiyatından mandıradaki şikayetin varsa bir çayla bir simit bile artık lüks olduysa, ürünün para etmiyorsa, itirazın varsa, çocuğunun eğitiminden memnun değilsen ya da evladın geleceğini başka ülkelerde hayal ediyorsa, buradan birileri umut kesiyorsa o zaman evde o kumandayı bir yere bırakacaksın. O pijamayı çıkaracaksın. Nereye çağırılıyorsan koşacaksın. Meydanı, sokağı boş bırakmayacaksın. Mücadele edeceksin. Mücadele edeceksin. Ancak öyle kazanacağız. Ancak öyle kazanacağız.”
"DİYANET'İ ESKİSİNDEN AYIRIRIM"
Özel konuşmasında yeni diyanet Başkanı Safi Arpaguş ile de ilgili açıklamalar yaparak şunları söyledi. “Biz CHP olarak bilhassa şunu söyleyeyim. Önceki dönem Diyanet'in yaptıklarını çok eleştirdik. Bu dönem Diyanet İşleri Başkanı 29 Ekim'de atamıza Mevlüt okutarak geldiği günden itibaren hutbelere cuma hutbelerine dün gittim. Cuma hutbesinde vefayı konuşuyor ve derli toplu siyasete girmeyen, kadınları rencide etmeyen gençlerin özgürlüğüne karışmayan doğru bir şekilde herkesi kucaklayan hutbeler okunuyor. Dedim ki böyle giderse ben bundan sonraki süreçte Diyanet'i eskisinden ayırırım. Buna dikkatle bakıyoruz. Ancak şu kadarını söyleyelim. Biz din görevlisinin işini en iyi şekilde yapmasını, en özgürce yapmasını, ibadet özgürlüğünü, inanç özgürlüğünü sonuna kadar savunuyoruz, teminatıyız. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı'nda birtakım protokollerle olur olmayacak işlerle derneklerle, vakıflarla ve din görevlileri üzerinden çeşitli işlere girilmesini doğru bulmuyoruz. Din eğitiminin yeri belli. Din görevlilerinin görevinin yeri belli. Öğretmenin yeri görevi belli. Bunu yürekten savunuyoruz”
“FINDIKTA TEK DÜNYA DEVİ ORDU, GİRESUN, KARADENİZ”
Özel Ordu’nun en önemli geçim kaynaklarından biri olan fındıkla ilgili yürütülen politikaları da eleştirdi:
“Bu yıl rekolte yüksek olacak dediler. Fındığın fiyatını önce bir aşağıya doğru asıldılar. Fındık bahçelerine don vurdu. Güneş yaktı. Kokarca bastı. Maalesef bilhassa Ordu'da rekolte çok düşük kaldı. Böyle olunca bir miktar fiyatlar yukarıya doğru gidiyordu ki bu güya adı dünya devi boyu devrilsin. Boyu devrilsin. Fındıkta tek el olan firma çıktı açıklama yaptı. Diyor ki, kendi yapmıyor da, Avrupa'nın en saygın basın yayın kuruluşlarından bir tanesine yalan haber sızdırıyor. Efendim bu sene Türkiye'den fındık almayacağız. Böyle olunca piyasada bir manipülasyon bir panik, fındık fiyatları aşağıya doğru gelmeye başladı. Ben bunlara en sert tepkiyi göstereceğimizi söyledim. Rekabet Kurumu'nu göreve davet ettik. Buradan öyle dünya devi dünya devi tanımam. Bu fındıkta bir tane dünya devi var. Ordu Giresun Karadeniz. Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetinin başına gelecek kişi öyle sonuncusu gibi çiftçiye fındık üreticisine al ananı da git diyen değil tam tersine çiftçi milletin efendisidir diyen biri olacak.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ELEŞTİRİSİ
Özel mitingde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ekonomi üstünden şöyle eleştiriler getirdi:
“Tayyip Erdoğan fakiri sevmediği için hepimiz bu hale geldik. Geçen gün çıktı. Açıklama yapıyor. Diyor ki 23 yıldır şanla şerefle iktidardayız diyor. Bunu dedim ki 23 yılın sonunda madalya takalım sana dedim. Belki grup toplantısında izlemişsinizdir. 23 yılın sonunda Tayyip Bey altın madalyayı hak etti. Niye biliyor musunuz? Bakın işsizlikte Avrupa birincisi. Gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi. Yüksek faizde Avrupa birincisi dünya ikincisi. Enflasyonda Avrupa birincisi dünya 5'incisi. Tayyip Bey bu ülkeyi perişan etmekte 5 altın madalyaya sahip. 5'i bir yerde. Ama millet onun geldiğindeki günlerini arıyor.
Tüm emeklilere sesleniyorum. Bu büyük haksızlık yılda bir sefer asgari ücrete enflasyonun altında zam. Eskiden diyorlardı ki biz emekçiyi işçiyi enflasyona ezdirmedik. Şimdi Mehmet Şimşek geçen sene gerçekleşen enflasyona değil hedef enflasyona göre zam verdi. Bu sene plan bütçe komisyonunda enflasyonun altında zam vereceğim diye ağzıyla söylemiş. Buradan bütün emeklilere ve bütün emekçilere söylüyorum. Bu katlanılamaz buna karşı mücadele edeceğiz. Direneceğiz. Eylemleri büyüteceğiz. Hakkımızı ya alacağız ya bunları götüreceğiz.
NADİR ELEMENTLER KONUSUNA TEKRAR DİKKAT ÇEKTİ
Özel konuşmasında daha önceki mitinglerinde de gündemine aldığı nadir toprak elementlerinin satılması konusunu tekrar hatırlattı: “Şimdi çok önemli hususumuz var. Unutmamak gereken. Bunlardan bir tanesi Trump'a gitti bu. Trump'a gitti ve Trump'la kendi siyasi istikbali ile memleketin geleceğini trampa yaptı. Trump'a 225 tane uçak aldı. Ya biz perişanız zengin olan o bize katkı yapacağına biz ona katkı yapıyoruz. Gitti Amerikan mallarında vergiyi indirdi Çin mallarına vergiyi bindirdi. Diğer taraftan gitti %25 daha pahalı doğalgaz satın aldı. Trump'ın keyfi yerine geldi. Bizim bakanları böyle dizdi. Aferin akıllı çocuklar diyor. Bizimkiler de anaokuluna kreşe ilk gün gitmiş kısa pantolonlu çocuk gibi böyle yapıyorlar Trump'a. Şimdi bunların hepsi kötü de en kötüsü en kötüsü bu memlekette bir mucize gerçekleşecek.
Bu memleketin başına bir talih kuşu kondu. Dünyada nadir toprak elementleri diye bir şey var. Bunlar bir süredir biliniyor ama her geçen gün yeni bir meziyetleri keşfediliyor. Örneğin bir tanesi var gram değil gramın binde biri nanogram milyonda biri koca demirin içine karıştırıyor. Dünyanın oluyor en kuvvetli mıknatısı. Onun içinden milim milim parça parça koyuyorlar cep telefonlarına neler oluyor neler. Yarın ne icat ediliyorsa ne geliştiriliyorsa, ne hızlanıyorsa ne küçülüyorsa hep bunların sayesinde daha hafifi daha küçüğü daha hızlısı daha randımanlısı. Bu toprak elementlerinin dünyada en çok olduğu ülke Çin. Tabii çok büyük coğrafya. Kendininkileri harcamıyor. Dışarıdakileri tüketmeye çalışıyor ki dünyanın en güçlüsü kendi kalsın gelecek yüzyılda. Ama Türkiye ne durumda dersen dünyada bunlara sahip en çok sahip olan 5 ülkeden biri.
Vallahi de billahi de Allah gani gani rahmet eylesin. Bu memleketi hepimize yurt yapanlara. 1071'de Alpaslan'a kurtaran Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya Allah gani gani rahmet eylesin. Bu memlekette şimdi de nadir elementler çıktı dünya 5'incisiyiz. Trump biliyorsunuz savaşın ortasında kan gövdeyi götürüyor Ukrayna'da gitmiş Zelenski'ye sana yardım edeceğim diyor. Akıllı çocuksun. Nadir elementleri bize vereceksin. Savaşın ortasında. Dün Orta Asya ülkelerini toplamış sizde nadir element var mı hepsini ben alacağım diyor. Bunlar Türkiye'ye göre çok az olanlar. Bizimki de gitti Oval Ofis'te bu işin pazarlığını yaptı.
Amerikan Büyükelçisi utanmadan sıkılmadan Erdoğan'da olmayan bir şeyi Erdoğan'a verecek Trump dedi. Meşruiyet verecek. Burada seçimi kaybetti ya demokratik yönetmiyor ya milletin gözünden de gönlünden de düştü ya Trump'ın gözüne girip meşruiyet alacaklarmış yazıklar olsun. İşte o toplantıda nadir toprak elementlerini Trump'a vermeye söz verdi. Yaptığı pazarlığı deşifre eden benim. Önce sustular. Sonra Trump kabul edince ne var bunda. Trump'ın oğluyla konuştuysa dediler. Bu söz üzerine Beyaz Ofise, Beyaz Saraya, Oval Ofise kabul edildiler. Orada bu elementleri Trump'a verip gelecekte seçim kazanmak için destek istiyorlar.”
AK PARTİLİ VE MHP’LİLERE SESLENDİ
Özel Tayfun Kahraman hakkında verilen kararla ilgili de anayasa vurgusu yaptı:
“Bir büyük tehlike var. Ordu'daki MHP'lilere AK Partililere bu meydandan seslenerek çağrı yapmak isterim. Hepimiz aynı çatının altındayız. Anayasa bu milletin çatısıdır. Toplum sözleşmesidir. Senin tapun varsa tapun anayasada güvence varsa mülkiyet hakkı tapın para eder. Evlisin anayasal güvence sayesinde evlenme cüzdanı nafaka hakkı verir evlenme cüzdanı miras hakkı verir. İş adamısın paranın güvencesi malının güvencesi anayasadır. Her birimizin malı canı anayasa sayesinde kanunlarla korunmaktadır. Geçtiğimiz gün Anayasa Mahkemesi bir karar verdi. Tayfun Kahraman ile ilgili hepsi birden iki kişi hariç hak vermişler. Adil yargılanmadı. Yeniden yargılanmalı. Sağlığı kötü bu da göz önünde bulundurulmalı. Gitti mahkemeye. 1. Kademe Mahkemeye İstanbul 13. Ağır Cezaya 1. Kademe Mahkeme karar verdi. Ben bu kararı uymam Anayasa Mahkemesine. Bunun memnun olduğum kısım şu itirazı var ve iktidarın eski milletvekilleri bile eleştirmeye başladı. Çünkü biliyorlar anayasa giderse geriye bir şey kalmaz.
Bazı köşe yazarları gazeteciler yanlış yapılıyor diyorlar. Buradan AKP ve MHP'li siyasetçilere bir kez daha sesleniyorum. Anayasa ortak çatımız anayasaya uymayan mahkemenin kararı düzeltilmezse bu mahkeme hakkında işlem yapılmazsa sonu büyük bir felaket olacaktır. Buradan bir kez daha herkesi hukuka uymaya anayasaya uymaya bu memleketi bir felakete sürüklememeye davet ediyorum.




