Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerinde bulundu.

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, su yönetimi, mahalli idareler, ekonomi, tasarruf politikaları, savunma sanayii, yeni anayasa, terörle mücadele ve Filistin meselesi üzerine önemli açıklamalarda bulundu.

MAHALLİ İDARE YATIRIM HARCAMALARINDA DÜŞÜŞ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, son yıllarda mahalli idarelerin yatırım harcamalarında ciddi bir düşüş yaşandığını belirterek, “Bir mahalli idarenin niteliğini toplam harcamasından çok, yatırım harcamasının oranı gösterir. Parayı akıllıca yönetmez, önceliklerinizi doğru belirlemez ve sadece sizden önce yapılmış yatırımlarla idare ederseniz, buna ‘sermayeden yemek’ denir. Ankara’da bunu yaşadık.” dedi.

SU ARTIK KRİTİK HALE GELDİ

Cevdet Yılmaz, su yönetiminin hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak, "İklim değişikliğiyle birlikte su artık daha kritik bir hale geldi. Nüfus artıyor, tüketim artıyor ve bunun yüzde 80'e yakını tarımda kullanılıyor. Bu nedenle tarımda su verimliliği çok önemli. Son 22 yılda sulamada tamamen kapalı sistem yaptık. Bizden önce yapılan açık sistemlerde buharlaşma ve su kaybı çok fazlaydı. Şimdi bu açık sistemleri kapalıya dönüştürmek önceliğimiz." diye konuştu.

Yerel yönetimlerin şehir içi su şebekelerindeki kayıplara da işaret eden Yılmaz, "Beyanlar gösteriyor ki muazzam bir kayıp kaçak var şehirlerde. Şehir içi şebekelere belediyeler yeterince yatırım yapmayınca, DSİ 100 birim su getiriyorsa bunun 50-60 birimi hanelere ulaşabiliyor. Gerisi kaybolup gidiyor." ifadelerini kullandı.

"ANKARA'DA BENZERİNİ YAŞADIK"

Daha Sonra Yılmaz, "Maalesef son yıllarda mahalli idarelerin yatırımlarında çok ciddi bir düşüş var. Bir mahalli idarenin niteliğini toplam harcamasından çok, yatırım harcamasının oranı gösterir. Toplam bütçeden belediyelere 2002 yılında yüzde 4'ünü veriyormuşuz. Gelecek yıl örneğin bütçenin yüzde 8,8'ini veriyoruz. Ama parayı akıllıca yönetmezseniz, önceliklerinizi iyi belirlemezseniz, doğru yere para harcamazsanız, sadece sizden önce yapılmış yatırımlarla idare ederseniz, buna 'sermayeden yemek' denir. Ankara'da mesela bunu yaşadık. Ben hayret ettim doğrusu. Sayın belediye başkanı çıktı, 'Bakım yapılmadığı için borular çatladı, su gelmedi' dedi. 7 yıldır belediye başkanı ve birkaç haftada da tamir etti. Demek ki olabiliyormuş. Daha önceden bu ihtiyacı görüp bir para ayırıp bu işe o borular tamir edilseymiş, Ankaralı o sıkıntıları yaşamayacakmış." diye konuştu.

2018 yılındaki mahalli idarelerin toplam harcamalarına değinen Yılmaz, "Yatırım harcamalarının payı yüzde 42 iken, geçen yıl bu rakamın yüzde 29'a gerilediğini aktararak, "Yatırımlar 13 puan gerilemiş. Siz yatırım yapmazsanız bunun bir gün bir sonucu olur. Popülist harcamalarla bir süre idare edersiniz, bir yerde patlarsınız. Kaynakların verimli kullanılması gerekiyor. Bu, merkezi idare için de geçerli, parti farkı gözetmeksizin tüm mahalli idareler için de geçerli. Dolayısıyla ben bu konularda bir mahalli idareler reformunun da gerekli olduğunu da düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Deniz suyu arıtımı konusunda da teknolojik gelişmeleri yakından izlediklerini dile getiren Yılmaz, "Deniz suyundan arıtma pahalı bir sistem ama güneş enerjisi gibi bu alanda da teknoloji ilerliyor. Özellikle Akdeniz ve Ege gibi kıyı bölgelerimizde deniz suyu arıtımı konusunda daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor." dedi.

Yılmaz, muhalefetin "altın artışı" eleştirilerine ilişkin, "Altın fiyatı sadece bizde yükselmedi, tüm dünyada yükseldi. Jeopolitik gerilimler, belirsizlikler ve Merkez Bankalarının rezervlerinde daha fazla altın tutması altının bütün dünyada yükselmesine neden oldu. Satın alma gücünü altın üzerinden ölçmek abesle iştigal. Satın alma gücünü gıda, kira, giyim gibi harcamalarla ölçersiniz. Altın üzerinden ölçerseniz bütün dünyayı ölçmeniz gerekir." diye konuştu.

Altın cinsinden asgari ücretteki düşüşün Amerika'da yüzde 87, Fransa'da yüzde 83, Yunanistan'da yüzde 80, Belçika'da yüzde 80, İspanya'da yüzde 70, Türkiye'de ise yüzde 61 olduğuna değinen Yılmaz, "Şimdi altın üzerinden bakarsanız bütün dünyada herkes perişan vaziyette. Bunun üzerinden yapılan ölçümün hiçbir ekonomik rasyonelliği yok. Muhalefet bunu siyaseten işine geldiği için yapıyor. Tabiri caizse bunun üzerinden şov yapıyor." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE DÜNYANIN EN AZ BORÇLU ÜLKELERİNDEN BİRİ"

Yılmaz, muhalefetin "bebek 150 bin TL borçla doğuyor" pankartındaki argümanın da hiçbir geçerliliği olmadığını, Türkiye'nin dünyanın en az borçlu ülkelerinden biri olduğunu söyleyerek, "Avrupa Birliği kriterlerine göre kamu borcumuzun milli gelire oranı yüzde 25'in altında. Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 80'in üzerinde, dünyada ise ortalama yüzde 60'larda. Dolayısıyla Türkiye borçlu bir ülke değil." şeklinde konuştu.

Cevdet Yılmaz, kamuda yürütülen tasarruf politikalarına ilişkin olarak da tasarrufun uygulayabileceği ve uygulayamayacağı kalemler olduğuna işaret ederek, personel maaşları ve borç faizleri gibi zorunlu giderlerde tasarruf yapılamayacağını, ancak haberleşme, görevlendirme, araç alımı ve yeni bina yapımı gibi alanlarda esneklik bulunduğunu belirtti.

Gebze'de yıkılan binanın ardından çalışmalara devem ediliyor
Gebze'de yıkılan binanın ardından çalışmalara devem ediliyor
İçeriği Görüntüle

"Sadece harcamayı kısmak değil, kaynağı verimli kullanmak asıl tasarruftur." diyen Yılmaz, "İlk defa bir izleme ve denetim sistemi kurduk. Bugüne kadar 257 kamu idaresinde 1958 denetim yaptık. Bu harcamalarda tasarruf genelgesine riayet ediliyor mu edilmiyor mu. Deprem ve faiz harcamalarını dışarıda tutarsak, tasarruf genelgesine konu kalemlerin bütçe içindeki payı son on yılda yüzde 4,6 iken geçen yıl yüzde 3,1'e düştü. Bu azımsanacak bir düşüş değil." Cümleleriyle açıkladı.

Daha sonra, "NATO'nun 2035'te savunma harcamalarını yüzde 5'e çıkarma hedefi var. Avrupa Birliği de benzer hedefler açıklıyor. Önümüzdeki dünya, güvenlik anlamında yetersiz kalan ülkelerin ciddi problemlerle karşılaşacağı bir dünya. Dolayısıyla güvenliğimizi hiçbir şekilde ihmal edemeyiz. Buraya yeterli kaynak ayırmak zorundayız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın savunma sanayine yönelik öngörülerine işaret eden Yılmaz, "Cumhurbaşkanımız 22 yıldır savunma sanayiinde çok güçlü bir irade koydu. Yerlilik oranı yüzde 20'lerden yüzde 82'ye çıktı. Bu, kendiliğinden olan bir gelişme değil, ciddi bir siyasi irade ve birçok kurumumuzun katkıları var." diye konuştu.

Türkiye'nin yeni bir anayasa ihtiyacının olduğunu vurgulayan Yılmaz,

Yılmaz, tüm partilere işbirliği çağrısı yaparak, müzakere sürecinin toplumsal bir sözleşme niteliğinde olması gerektiğinin altını çizdi. Anayasanın temel hakları koruyan, bireyi ve devlet-toplum ilişkilerini daha iyi düzenleyen bir yapıya kavuşması gerektiğine işaret eden Yılmaz, sürecin sadece AK Parti'nin veya Cumhur İttifakı'nın değil, Meclis'teki tüm partilerin katkısıyla anlamlı bir şekilde ilerleyebileceğini ve özellikle ana muhalefetin aktif rol almasının önemli olduğunu dile getirdi.

Yılmaz, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin ise "Buradaki hedef terörden kalıcı bir şekilde kurtulmak. İlk aşamada Türkiye ama daha geniş anlamda bölgemizin terörden kurtulması. Terör, kalkınmanın da demokrasinin de düşmanıdır. Terörün olduğu yerde ekonomik potansiyeli hayata geçiremezsiniz. Temel hak ve hürriyetlerde de istediğimiz mesafeyi alamazsınız. Önümüzdeki dönemde doğu, güneydoğu çok daha hızlı potansiyelini harekete geçirecek. Türkiye ortalamalarının üstünde büyüyecek. Tüm Türkiye büyüyecek. Çünkü uzun yıllardır kullanılmamış bir potansiyel var. Terörün doğrudan zararı ve terör nedeniyle yapamadıklarınızın maliyeti çok daha büyük." İfadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin istihbarat kurumu, Silahlı Kuvvetleri ve diğer organlarının gelişmeleri günbegün dikkatli bir şekilde takip ettiğini bildiren Yılmaz, "Terörle mücadele artık Türkiye'de bir devlet politikası haline gelmiş durumda. Meclisimizde bu konuda bir komisyon oluşturuldu, bir grup katılmadı ancak diğer tüm partiler yer aldı ve oldukça olgun bir çalışma yürütüyorlar. Beklentimiz, bu çalışmaların sonucunda terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silahların bırakılması konusunda bir düzenleme ihtiyacı var mıdır yok mudur, nasıl bir düzenleme yapılması gerekir. Komisyonun bu konularda bir çerçeve ortaya konmasını bekliyoruz. Meclisimiz, bu yönde bir düzenleme gerçekleştirecektir." dedi.

GAZZE'NİN YENİDEN İNŞASI SON DERECE ÖNEMLİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Kırılgan bir ateşkes olduğunu hepimiz görüyoruz. İsrail maalesef bu konularda hiç parlak değil. Yaptığı anlaşmalara uyma konusunda geçmişini de biliyoruz. Uzun bir süredir bir soykırımla karşı karşıyayız. Büyük bir insani dramla karşı karşıyayız. İnsanlığın vicdanı artık tahammül edemez hale geldi. Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump’ın katılımıyla İslam ülkeleriyle yapılan toplantı sonucunda bir kırılgan da olsa ateşkes sağlandı. Kanın durması, yardımların kesintisiz ulaşması ve Gazze'nin orta vadede yeniden inşası son derece önemli."

Türkiye'nin Filistin davasına desteğini vurgulayan Yılmaz, "Daha fazla ülkenin Filistin'i tanıyor olması, insanlığın bu konuda farkındalığının artması yeni bir imkan oluşturuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız çok güçlü bir liderler diplomasisi sergiledi. Türkiye Cumhuriyeti olarak Filistin özgürleşinceye kadar, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kuruluncaya kadar mazlum Filistin'in yanında durmaya her türlü araç ve imkanla devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Yılmaz, Türkiye'de belediyeler ve yerel yönetimlerde yaşanan sorunlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, "Bu kadar yolsuzluk tartışması varsa bir şeyler doğru gitmiyor demektir. Bu kadar tartışma üreten bir alan varsa burada bir düzenleme ihtiyacı da var demektir. Belediyeler asli işlerine yoğunlaşsın. Bir belediyeden vatandaş ne bekler? Çöpler toplansın, yollar temizlensin... Eğer bir belediye başka işler yapıyorsa bir kuralsızlık var demektir. Kaynaklarını ana misyonlarına ayırsın. Bu kararları getirmek zorundayız ki belediyeler daha verimli hale gelsin. Yerel yönetimlere parti ayrımı yapmaksızın bu kuralları koymamız lazım. Şu anki durum hiçbirimizin memnun olduğu bir durum değil." dedi.

Sanal kumar ve yasa dışı bahis konusuna da değinen Yılmaz, sitelerin kapatılmasının tek başına yeterli olmadığını, finansal hareketlerin kontrol altına alınmasının daha etkili olduğunu vurguladı.

Yılmaz, MASAK'ın bu konuda ana kurum olarak belirlendiğini ve finansal takibin uluslararası bağlantılarla birlikte yürütüleceğini kaydetti.

Kaynak: Anadolu Ajansı