Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Taner Özdemir tarafından ortaya çıkarılan belgeler, Musul petrollerinin kökenine ilişkin ezberleri bozarken, Erzurum’un jeolojik ve stratejik önemini yeniden gündeme taşıdı.
Devlet Arşivleri’nde bulunan belgeler, 1930’lu yıllarda Türk mühendislerin Musul petrollerini besleyen ana damarların Erzurum topraklarından başladığını tespit ettiğini ortaya koyuyor. Bu bilgi, 5 Eylül 1932 tarihli Mısır’ın köklü gazetesi Al - Ahram’da “Türkler ve Musul Petrol Menbaı Bu Kaynağı Türk Mühendisler Keşfetmiştir” başlığıyla yayımlanmıştı.
TÜRK MÜHENDİSLER KEŞFETTİ
Haberi Milliyet Gazetesi’ne taşıyan dönemin hukukçularından Avukat Hasan Abdulhadi, gelişmeyi “Türkiye’nin yer altı servetleri bakımından yeni bir dönemi müjdeleyen haber” olarak değerlendirdi. Daha da dikkat çekici olan ise, söz konusu haberin Kahire Başkonsolosu tarafından Ankara’ya resmi telgrafla iletilmiş olması. Böylece yalnızca gazetelerde yer alan bir iddia değil, diplomatik kanallardan da doğrulanan bir bilgi olarak devlet kayıtlarına geçti.
RUS MÜHENDİSLERİN RAPORLARI YENİ İPUÇLARI SUNUYOR
Özdemir’in ulaştığı belgelerde, 1916–1917 yıllarında Erzurum’da Rus mühendisler tarafından yapılan sondaj çalışmaları da yer alıyor. Bu raporlarda bölgede bitümlü toprak ve zayıf petrol sızıntıları tespit edildiği belirtiliyor. Bulgular, Musul petrollerinin jeolojik damarlarının Erzurum’a kadar uzanabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Ayrıca belgelerde, Erzurum’un Balıklı (eski adıyla Pülk) köyünde bulunan bir petrol kuyusunun, Caferiye Camisi’nin giderlerini karşılamak amacıyla vakfedildiği bilgisi yer alıyor. Bu detay, bölgedeki enerji kaynaklarının sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal ve dini bir amaçla da değerlendirildiğini ortaya koyuyor.
ERZURUM ANADOLUNUN ENERJİ MERKEZLERİNDEN BİRİ
Taner Özdemir yaptığı açıklamada, Erzurum’un tarihî öneminin askeri ve coğrafi yönlerinin ötesine geçtiğini vurguladı:
“Bu belgeler, Erzurum’un yalnızca bir sınır şehri olmadığını, yer altı zenginlikleriyle de stratejik bir merkez olduğunu gösteriyor. O dönemde Türk mühendisler, bölgedeki petrol damarlarının Musul’a kadar uzandığını rapor etmiş. Balıklı köyündeki kuyunun bir cami için vakfedilmiş olması, enerji kaynaklarının toplumsal bir anlam taşıdığını gösteriyor. Ayrıca, bu bilginin Kahire Başkonsolosluğu aracılığıyla hükümete resmi olarak iletilmesi, devletin konuyu ciddiyetle ele aldığını ortaya koyuyor.”
MUSULUN KARA ALTINI ERZURUMDAN'MI DOĞDU?
Taner Özdemir’in arşiv keşfi, yalnızca tarihî bir bilgiyi gün yüzüne çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda Türkiye’nin erken dönem enerji politikalarına dair yeni bir tartışmayı da başlattı.