Almanya’nın Münih kentinde Aralık 2024’ten bu yana merak konusu olan QR kod gizemi, yürütülen soruşturma sonucunda aydınlatıldı. Waldfriedhof, Sendlinger Friedhof ve Friedhof Solln mezarlıklarına gelen ziyaretçiler, bazı mezar taşlarında QR kodları bulunduğunu fark etmişti.
Gelişmiş bir yöntemle üretilen ve 5x3.5 santimetre boyutlarındaki bu etiketler, mezar taşlarına gizlice yerleştirilmişti. Ziyaretçiler tarafından tarandığında, QR kodları mezar sahibi hakkında isim ve yer bilgisi veriyordu. Aylar boyunca sosyal medyada çok sayıda teori üretildi; kimileri bunu sanatsal bir performans, kimileri ise dijital bir mezar soygunu girişimi olarak yorumladı.
Alman polisi tarafından yürütülen soruşturma sonrası kodların, adı açıklanmayan bir bahçıvanlık firması tarafından yerleştirildiği ortaya çıktı. Firma, bu etiketleri mezar bakımlarını ve temizlik kontrollerini düzenli şekilde takip edebilmek amacıyla kullandıklarını açıkladı.
Benzer bir uygulama kısa süre önce Türkiye’de de hayata geçirildi. Ankara’da başlatılan projede mezar taşlarına QR kodlar eklenmeye başlandı. Bu sistem sayesinde ziyaretçiler, kaybettikleri yakınlarının dijital profillerine ulaşabiliyor; fotoğraflar, videolar, ses kayıtları ve anılar bu platformda saklanabiliyor.

Projeyi geliştiren girişimci Barış Can Aydıntürk, sistemin temel amacını, “Üç nesil sonra bile bir torun, dedesi hakkında bilgi sahibi olabilsin” sözleriyle özetledi. Paslanmaz çelik üzerine işlenen QR kodlar, mezar taşlarına ya da anıtlara eklenerek dijital anma kültürünü destekliyor.
QR KODLA YASİN SURESİ OKUNUR MU?
Vatandaşlardan olumlu geri dönüş alan uygulamanın, ilerleyen dönemde Yasin-i Şerif okutma organizasyonlarının dijital takibi gibi işlevlerle genişletilip genişletilemeyeceği de merak konusu.




