SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cumhurbaşkanı Erdoğan

Kanal 6 Haber - Cumhurbaşkanı Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kabine toplantısı başladı: Dış politika masada Haber

Kabine toplantısı başladı: Dış politika masada

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, üç haftalık aranın ardından bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde başlayan toplantının ana gündem maddelerini "Terörsüz Türkiye", dış politika ve ekonomi başlıkları oluşturuyor. ABD GÖRÜŞMESİ GÜNDEMDE Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında yaptığı temasların sonuçları ele alınacak. Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin yansımaları, F-16 ve F-35 savaş uçaklarının tedarik süreci ile enerji alanında imzalanan anlaşmaların iç piyasaya etkileri değerlendirilecek. İSRAİL'İN GAZZE SALDIRILARI MASADA Kabine masasında ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, ateşkes için yürütülen diplomatik girişimler ve bölgeye insani yardımların ulaştırılması konusu da bulunuyor. Suriye’deki son gelişmeler, SDG ile yapılan yeni mutabakat, anayasa yazım süreci ve Suriye’nin toprak bütünlüğü konuları da müzakere edilecek. TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ Kabine gündeminde yer alan en önemli başlıklardan biri ise “Terörsüz Türkiye” hedefi. Özellikle Irak’ın kuzeyinde süren silah bırakma faaliyetleri ve yeni yasama dönemi öncesi Meclis’te kurulan komisyonların çalışmaları ele alınacak. EKONOMİ VE SOSYAL KONUT PROJESİ Toplantıda, ekonomide gelinen aşama ve orta vadeli programın uygulanmasına ilişkin adımlar masaya yatırılacak. Dar gelirli vatandaşlara yönelik sosyal konut projesinin detayları da Kabine’de görüşülecek. Enflasyonla mücadele kapsamında alınacak yeni tedbirler, fahiş fiyat denetimleri ve alım gücünü artırmaya dönük önlemler değerlendirilecek.

Erdoğan-Trump görüşmesinin ardından Rusya'dan açıklama: Türkiye egemen bir devlettir Haber

Erdoğan-Trump görüşmesinin ardından Rusya'dan açıklama: Türkiye egemen bir devlettir

ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beyaz Saray’daki görüşmesi, Rusya-Türkiye ilişkilerine dair dikkat çekici mesajlara sahne oldu. “YAPABİLECEĞİ EN İYİ ŞEY RUSYA’DAN PETROL VE GAZ ALMAMAK OLUR” Oval Ofis’te gazetecilere konuşan Trump, Erdoğan’a “Yapabileceği en iyi şey Rusya’dan petrol ve gaz almamak olur” dedi. Görüşmenin ardından Trump, Türkiye’nin bu yönde adım atacağına inandığını belirtti ancak Erdoğan’ın doğrudan böyle bir taahhütte bulunup bulunmadığını açıklamadı. PESKOV: TÜRKİYE, EGEMEN BİR DEVLETTİR Türkiye konuyla ilgili resmi bir değerlendirme yapmazken, Moskova’dan art arda açıklamalar geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, TürkAkım ve Mavi Akım doğal gaz boru hatlarının tam kapasite çalıştığını vurguladı. “Türkiye, Rusya ile hangi alanlarda işbirliği yapacağına kendisi karar veren egemen bir devlettir” diyen Peskov, Ankara ile Moskova arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin sürdüğünü belirtti. Peskov ayrıca, bazı NATO ülkelerinin Rus savaş uçaklarının ihlal iddialarıyla ilgili düşürülmesi yönündeki çıkışlarına yanıt verdi. Rus savaş uçaklarının başka bir ülkenin hava sahasına izinsiz girdiği yönündeki iddiaları reddeden Kremlin Sözcüsü, “Savaş uçaklarımızın tüm uçuşları uluslararası düzenlemelere sıkı sıkıya bağlıdır” ifadelerini kullandı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin, “Rusya savaşı bitirmezse Kremlin yetkilileri en yakın sığınağın nerede olduğunu bilmeli” sözlerini de değerlendiren Peskov, Zelenskiy’i “sponsorlarına iyi bir asker gibi görünmeye çalışmakla” eleştirdi. “Cephedeki gerçek durum tam tersini gösteriyor. Ukrayna’nın durumu her geçen gün kötüleşiyor” diyen Peskov, Kiev yönetiminin müzakere pozisyonunun da zayıfladığını savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Gazze vurgusu:  Netanyahu boş koltuklara seslenmek zorunda kaldı Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Gazze vurgusu: Netanyahu boş koltuklara seslenmek zorunda kaldı

Son dakika haberleri.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda "Bosphorus Diplomasi Forumu"nda konuşma yaptı. Erdoğan burada kritik mesajlar verdi. Mesajların ana gündemini Gazze oluşturdu. Erdoğan, Türkiye'nin bölgesinde istikrarı koruduğunu belirtirken İsrail'e yaptırım yapılması gerektiğinin altını çizdi. İşte Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: "Saygıdeğer katılımcılar hepinizi hürmetle muhabbetle selamlıyorum. Bosphorus Diplomasi Forumu'nun kapanış töreninde sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Programda emeği geçen her bir kardeşime tebriklerimi iletiyorum. Forum kapsamında 3 gün boyunca yapılan etkinliklerin hepimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ülkemizin güçlü yarınları için fedakarca çalışan her bir gencimiz bizim için değerlidir. Umudumuzu artıran bir istikbal yıldızıdır. Asra yön vermekle kalmayıp mührümüzü de vuracağımız Türkiye Yüzyılı gençlerimizin çalışmalarıyla vücut bulacaktır. Hepinize şimdiden başarılar diliyor, Rabbim yolunuzu da bahtınızı da açık etsin diyorum. "KÜRESEL REKABETİN DOZU ARTIYOR" Uluslararası sistemde kırılmalar yaşanıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra galipler eliyle kurulan düzen işlevliğiyle birlikte itibarını da yitirmiştir. Küresel rekabetin dozu her geçen gün artarken belirsizlikler de dalga dalga yayılıyor. Küresel barış ve güvenlik yerini bitmek bilmeyen savaş ve istikrarsızlık girdabına bırakmıştır. Su ve iklim krizlerinden ticaret savaşlarına, türlü meydan okumalarla karşı karşıyayız. Evrensel değerler rafa kalkmış, uluslararası sistem tamamıyla felce uğramıştır. İnsanlık hakları ve insanlık onuru yara almış, merhamet gibi duygular sessize alınmıştır. Çok büyük bir sistem krizi vardır. "İNSAN KOMŞUSUNA SIRTINI DÖNEMEZ" Ülke olarak biz iflas etmiş bu sistemin tüm yükünü çeken bir bölgede yer alıyoruz. Türkiye bölgesinde bir istikrar abidesi olarak yükselse de hadiselerin uzağında bir ülke değildir. İnsan komşusuna sırtını dönebilir mi? Bu ülke ve bu aziz millet tarihin hiçbir döneminde bana ne dememiştir. Gönül coğrafyasına sırtını dönmemiştir. Yardım çağrılarına kulaklarını tıkamamıştır. İmdat diyenin yardımına koşmuştur. Bu dün böyleydi, bugün de böyle. Herkes kayıtsız kalsa dahi biz coğrafyamızdaki acılara, zulümlere, sonu gelemeyen çatışmalara duyarsız kalamayız. Gazze, Yemen ve Suriye sokaklarında yere düşen her can bizim canımızdan can koparıyor. Filistin'de neler oluyor gördünüz? Ellerinde tencerelerle bir kap yemek alayım diye nasıl çaba gösteriyorlar izlediniz. Türkiye hiçbir kompleksi olmadan büyüklüğüne yakışır biçimde barış ve huzur için çalışan her kesimle çalışabilen herkesin güven duyduğu bir ortaktır. Bölgesel ve küresel meselelerin çözümüne azami katkı sunuyoruz. Gazze'de tam 2 yıldır dünyanın gözleri önünde utanç verici bir soykırım yaşanıyor. Sivillerin üzerine bomba yağdırıyorlar. Gazze'de açlık bir kitle imha silahı olarak pervasızca kullanılıyor. "NETANYAHU DENEN KATİL BOŞ KOLTUKLARA KONUŞTU" Netanyahu denen katil BMGK'da salondaki boş koltuklara seslenmek zorunda kaldı. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Sumud Filosu yelkenlerini şişirmiş Gazze'ye doğru ilerliyor. Gönüllüler Gazze'ye yardım götürüyorlar. Sumud Filosunun umut yolcularına selamlarımızı gönderiyoruz. Unutmayın zalimlerin bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır. O hesap galip gelecektir. Bu hesap bambaşka. Gazze'de çok kayıplar verildi. 2 buçuk milyon insan tarihin en vahşi soykırımına maruz bırakıldı. Dün soykırım şebekesinin başı BMGK'da yalanlarını ve tehditlerini dinleyecek kimseyi bulamadı boş koltuklara konuştu. Canavarın durdurulmasının şart olduğu görüldü. Filistin'i tanıyan ülke sayısı 150'yi geçti. Filistin'in tanınması geç de olsa önemlidir. Şu soruyu sormadan edemiyoruz; Bu adımlar daha erken atılamaz mıydı? Katliam kadrosu eliyle tanınmaz hale getirilmeden önce Filistin tanınamaz mıydı? İsrail saldırganlığının önüne geçilmesi için bu özeleştirinin yapılması gerekiyor. İsrail durdurulmadan Filistin devleti için kurula irade eksik kalacaktır. Ekonomik olarak İsrail hükümetine Gazze'deki yıkımın faturası ödetilmeli. Yaslı Adayı güçlü bir Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na çevirecek gençler olarak sizleri görüyorum. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun."

Hükümet 10 milyon vatandaş için harekete geçti! Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kadınlarına verdiği vaat için tarih verildi Haber

Hükümet 10 milyon vatandaş için harekete geçti! Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kadınlarına verdiği vaat için tarih verildi

Dönem Milletvekili Seçimleri'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vatandaşa verdiği vaatler için kollar sıvanıyor. 2023 yılında sunulan vaatlerin içinde yer alan Bağ-Kur'lu esnafa erken emeklilik imkanı için Bakan Işıkhan tarih vererek açıklama yapmıştı. Bakan Işıkhan'ın bu açıklamasının peşinden ev kadınları da kendilerine verilen vaatlerin ne zaman uygulamaya alınacağı merak konusu olmaya başladı. 10 MİLYON KADINI İLGİLENDİRİYOR Türkiye nüfusunun yüzde %49,99’u kadınlardan oluşuyor. TÜİK'in verilerine göre, iş gücüne dahil olmayan kadın sayısı ise 21 milyon olarak karşımıza çıkıyor. Ev işleri ile uğraşan grubun büyük çoğunluğunu ise kadınlar oluşturuyor. Bu durumda kendi çalışmaları nedeniyle emeklilikleri bulunmayan 9 milyondan fazla ev kadını bulunmaktadır. YÜRÜRLÜĞE ALINMASI İÇİN TARİH VERİLDİ 10 milyon kadını ilgilendiren vaat için ise SGK Eski Başmüfettişi İsa Karakaş, Türkiye Gazetesi'ndeki yazısında, "Çalışmanın 2028 yılına kalmayacağı 2027 yılının son çeyreğinde tamamlanıp yürürlüğe konması kuvvetle muhtemel hâle geldi" dedi. DEVLET NE KADARINI ÖDEYECEK? Ankara'dan aldığı kulis bilgisini paylaşan Karakaş, çalışan kadınların erken emekli olabilmesi için prim desteği ve yıpranma hakkının verileceğini söyledi. Uzman isim, ev kadınlarının emekli olabilmek için kendi sigortalarını ödediklerini böylece genel sağlık sigortası yardımlarından faydalandıklarını aktardı. Karakaş, düzenlemenin nasıl olacağına dair merak edilenleri şu sözlerle açıkladı: "Yapılacak düzenleme ile birlikte bugün itibarıyla SGK’ya her ay ödenmesi gereken az 8.321,76 TL’nin 2.774 TL’si Devlet tarafından karşılanacaktır. Dolayısıyla kadınlar yıllık 33.288 TL daha az maliyetle sigortalılıklarını devam ettirme avantajı yakalayacak" ÜST SINIR: YÜZDE 90 Çocuk sayısına göre yıpranma hakkının verileceğini kaydeden Karakaş, böylece daha erken emekli olacaklarını belirtti ve, "Çocuk sayılarına %30, %60, %90… gibi oranlarda yıpranma hakkı verilmesi söz konusu. Yıpranmanın üst sınırının %90’ı aşması beklenmiyor" dedi. Son olarak yapılacak düzenlemeyi örnek ile anlatan Karakaş, sözlerini şu şekilde noktaladı: "3 çocuklu bir anneye %90 yıpranma hakkı verilmesi hâlinde bu durumda bu anne 10 yıl prim ödemişse 3600 gün (3600+900) yerine 4500 gün primi sayılacak. Diğer yandan ilk sigorta başlangıcı ve ödeyeceği prime göre yaşı düşecektir. Örneğin 58 yaşında normal şartlarla emekli olması gerekirken yıpranma ile 3 yaş daha erken 55 yaşında emekli olması mümkün hâle gelebilecektir"

THY KAP'a bildirdi! 225 Boeing uçak için anlaşıldı Haber

THY KAP'a bildirdi! 225 Boeing uçak için anlaşıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. Görüşmeden önce THY'nin ABD'li uçak üreticisi Boeing'ten 200-300 uçak satın alabileceğine dair haberler konuşulmaya başlandı. BARRACK DUYURDU ABD Büyükelçisi Tom Barrack, zirveden çıkar çıkmaz Türk Hava Yolları ile ABD'li uçağın üretilmesi arasında önemli bir anlaşma imzalandığını duyurdu. Kışla, iki taraf arasında 200'den fazla yolcu uçağı alımını kapsayan anlaşmaya imza atıldığını duyurdu. THY'DEN KAP AÇIKLAMASI Barrack'ın açıkladığı gelişmeyi Türk Hava Yolları da yaptığı resmi açıklamayla doğruladı. Türk Hava Yolları, 2029-2034 yılları arasında teslim edilmek üzere Boeing firmasından 50'si kesin, 25'i opsiyon olmak üzere toplam 75 adet B787-9 ve B787-10 Dreamliner siparişi verdi. Türk Hava Yolları'nın Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı, söz konusu uçakların kanat üstü motor, yedek motor ve motor bakım hizmeti için Rolls-Royce ve GE Aerospace firmalarıyla müzakerelerin devam ettiği belirtildi. 150 ADET 737 MAX İÇİN SONA GELİNDİ Türk Hava Yolları ayrıca 100'ü kesin, 50'si opsiyon olmak üzere toplam 150 adet 737-8/10 MAX tipi uçak için Boeing ile görüşmeleri tamamladı. Motor üreticisi CFM International ile yürütülen müzakerelerin başarıyla sonuçlanması halinde siparişin verileceği açıklandı. THY'NİN 2035 HEDEFİ Türk Hava Yolları, ilgili siparişlerin devreye alınmasıyla birlikte 2035 yılına kadar filosunun tamamen yeni nesil uçaklardan ayrılmasını planlıyor. Bu dönüşümle birlikte şirketteki değişimin değişmesi ve yıllık ortalama büyüme yüzde 6 düzeyinde gerçekleşmesi hedefleniyor.

Ekrem İmamoğlu The Guardian'a yazdı! Hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı Haber

Ekrem İmamoğlu The Guardian'a yazdı! Hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı

Ekrem İmamoğlu İngiliz yayın kuruluşu The Guardian’a bir makale yazdı. İmamoğlu konu olan makalesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP'yi hedef aldığını ve silikleştirmeye çalıştığını öne sürdü. "AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ’NE BAĞLI BİR ÜLKEDE BU DURUM TAM BİR SKANDAL" Ekrem İmamoğlu’nun makalesi şu şekilde: "Geçen yıl İstanbul’da yapılan seçimlerde oyların yüzde 51’ini alarak yeniden belediye başkanı seçildim. Bu, hükümetin desteklediği adayı ikinci kez mağlup edişimdi. İlki 2019’da, sudan gerekçelerle iptal edilen seçimlerin ardından halk sandığa yeniden gidip bize daha büyük bir farkla zafer kazandırdığında yaşanmıştı. Fakat bu yıl, Türkiye’de demokrasi en tehlikeli evresine girdi. Süreç Mart ayında, bir asırlık Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmemle başladı. Önce üniversite diplomam aniden iptal edildi. Bunun önemi neydi? Çünkü Türkiye Anayasası’na göre cumhurbaşkanlığına aday olabilmek için üniversite diploması gerekir. Kısa bir süre sonra da bana yolsuzluk ve “teröre yardım” suçlamaları yöneltildi. Altı aydır, “isimsiz” tanıkların ifadelerine dayanan siyasi nitelikli bu suçlamalar nedeniyle hapisteyim. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne bağlı bir ülkede bu durum tam bir skandaldır. "ERDOĞAN, BİR KEZ DAHA YARGIYI DEMOKRATİK MUHALEFETE KARŞI SİLAH OLARAK KULLANIYOR" Buna maruz kalan bir tek ben değilim. Türkiye genelinde muhalefet partilerinden bir düzineden fazla seçilmiş belediye başkanı hapiste. Bu sayı her geçen gün artıyor. İstanbul’un ilçelerinin dörtte birinde seçilmiş başkanlar görevden alınarak milyonlarca seçmenin iradesi hiçe sayıldı. Adana ve Antalya’daki belediye başkanlarından İstanbul’daki belediye çalışanlarına kadar baskı her seviyeye ulaştı. Gazeteciler, akademisyenler, iş insanları ve öğrencilerin de içinde olduğu yüzlerce kişi hapiste. Avrupa Konseyi Gençlik Delegesi Enes Hocaoğulları “kamuoyunu yanıltma”ya ilişkin muğlak ifadeler içeren yasalar kapsamında söylediklerinden dolayı gözaltına alındı. Bu durum baskının ne derece ileri gittiğini gösteriyor. Onun serbest bırakılması ise, içeride ve dışarıda yükselen tepkiler sayesinde kazanılmış küçük ama önemli bir demokrasi zaferi oldu. "Seçilmiş liderlerin mahkeme kararlarıyla görevden alınıp yerlerine atanmış vekiller getirilmesi, demokrasiyle bağdaşmaz" Ülkede olanları açıkça ifade edeyim. Sınırsız gücün kibriyle hareket eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha yargıyı demokratik muhalefete karşı silah olarak kullanıyor. Bu kez, muhaliflerini hapse atıp onların yerine sadık yandaşlarını getiriyor. CHP’yi doğrudan kapatamayan iktidar, bu kez 2023 kurultayını geçersiz kılmaya ve partinin yükselen liderliğini ortadan kaldırmaya yöneldi. Geçtiğimiz günlerde bir mahkeme CHP’nin İstanbul il kongresini iptal ederek il başkanını görevden aldı ve yerine bir kayyum atadı. İktidarın sürüncemede bıraktığı bu dava, muhalefeti zayıflatmayı ve meşru liderliğini ortadan kaldırmayı hedefliyor; bu, siyasal çoğulculuğun fiilen ortadan kaldırılmasında bir dönüm noktasıdır. Seçilmiş liderlerin mahkeme kararlarıyla görevden alınıp yerlerine atanmış vekiller getirilmesi, demokrasiyle bağdaşmaz. "ERDOĞAN, ŞİMDİ DE İÇİ BOŞ, UYSAL BİR MUHALEFET YARATMAK İSTİYOR" Cumhuriyet’in kurumlarını boşaltarak kişisel bir otoriter rejim inşa eden Erdoğan, şimdi de içi boş, uysal bir muhalefet yaratmak istiyor. Kuralları kendi çıkarına göre yeniden yazıyor; gerçek muhalefet yapacak hiçbir rakibin ayakta kalmamasına uğraşıyor; iktidarını Mısır’ın Mübarek’i ya da Suriye’nin Esad’ları gibi ömür boyu güvenceye almak istiyor. Bunlar kasıtlı yöntemler ve demokratlar birlikte direnmezse yarın başka ülkelerde de uygulanabilir. Erdoğan’ın giderek artan baskıcı yöntemleri, halk desteğinin eridiğini ve iktidarı korumak için çaresizce çabaladığını açıkça ortaya koyuyor. Sandıkta yeni bir yenilgiden kaçmak için kuralları yeniden yazıyor; karalama kampanyalarına, uydurma yolsuzluk suçlamalarına, muhalefeti parçalama girişimlerine ve bitmeyen “terörist” damgasına sarılıyor. Ancak bu güç gösterileri meşruiyetini daha da aşındırıyor; onu giderek dar bir azınlığa ve devletin imkânlarına bağımlı hale getiriyor. "SOKAKLARDA PROTESTOLAR YÜKSELİYOR" Türkiye halkı artık bu yöntemlere aldanmıyor. Sokaklarda protestolar yükseliyor, kamuoyu yoklamaları CHP’yi ülkenin önde gelen partisi olarak gösteriyor. 19 Mart’tan, yani tutuklandığım günden bu yana, milyonlarca yurttaş Erdoğan’ın kalesi sayılan kentlerde bile tüm risk ve tehditlere rağmen barışçıl protestolara katılıyor, adalet ve değişim talep ediyor. Bu direniş, Türkiye’nin 150 yıllık demokrasi geleneğini yansıtıyor. Ancak artık tek başına direniş yeterli değil. İşte bu yüzden CHP, demokratik geçiş, dayanıklı ve kapsayıcı bir ittifak kurmak amacıyla kapsamlı bir yol haritası hazırlıyor: seçimleri kazanmak, ekonomiyi istikrara kavuşturmak, yargı bağımsızlığını geri getirmek, yolsuzluk ve organize suçla mücadele etmek, sosyal hakları genişletmek, kurumlara güveni yeniden tesis etmek ve Türkiye’nin değişen jeopolitik dengelerdeki rolünü yeniden tanımlamak için. Türkiye’nin demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesi yalnızca bizim ülkemizi ilgilendirmiyor. Demokrasinin evrensel bir proje olduğunu kanıtlamış bir ülkenin otokrasiye teslim olmasının sonuçları, sınırlarımızın çok ötesinde hissedilecektir. "ADALETSİZLİKLER KARŞISINDAKİ ÖFKEMİZİ BİR STRATEJİYE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ" Ancak inanıyorum ki halkın iradesi galip gelecektir. Adaletsizlikler karşısındaki öfkemizi bir stratejiye dönüştürmeliyiz. Bu strateji, Türkiye’nin demokratik mirasına sahip çıkan yeni bir siyasal kültür ve kurumların inşasını içermelidir. Eğer bunu başarabilirsek, demokrasimizi yalnızca ülkemizde yeniden inşa etmekle kalmayıp onu dünyada da yeniden yükseltebiliriz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.