SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ingiltere

Kanal 6 Haber - Ingiltere haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ingiltere haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kral Charles: Kanser korkutucu ve ürkütücü Haber

Kral Charles: Kanser korkutucu ve ürkütücü

Kral Charles, İngiliz tarihinde tahta çıkan en yaşlı hükümdar olarak 2022 yılında göreve başladığında 73 yaşındaydı. Ancak sadece birkaç ay sonra kendisine kanser teşhisi konuldu. Tedavi süreci hâlâ devam ederken, Kral Charles nadiren yaptığı kişisel bir açıklamayla kanserle mücadelesinin zorluklarını kamuoyuyla paylaştı. Kral, kanser hastalarının karşılaştığı "korkutucu ve zaman zaman ürkütücü deneyimden" söz etti. Mart ayında tedavinin yan etkileri nedeniyle yeniden hastaneye kaldırılan Kral, daha önce kısa süreliğine resmi görevlerine geri dönmüştü. Kraliçe Camilla'nın, Charles’ın sorumluluklarının hafifletmesini istediği biliniyor. Ancak Camilla, bu konuda daha rahat davranıp davranamayacağı sorulduğunda, "Hayal kurmaya devam et" ifadelerini kullandı. Nisan ayında İtalya'ya yapılan dört günlük resmi ziyarette konuşan Camilla, “İşini seviyor ve bu onu ayakta tutuyor,” dedi. Ziyaretin son gününde Roma’da bir ağaç diken Kral Charles, "Umarım ağacın biraz büyüdüğünü görecek kadar uzun yaşarım," sözleriyle adeta kendi ölümlülüğüne gönderme yaptı. PRENS WİLLİAM’A ARTAN SORUMLULUK:TAÇ HİÇ BU KADAR YAKIN OLMADI Kral’ın sağlık durumundaki belirsizlik, Prens William’ın veliaht olarak rolünü daha da ön plana çıkardı. Kraliyet yorumcusu Katie Nicholl, “Taç, Prens’e hiç bu kadar yakın olmamıştı,” diyerek Kral Charles’ın hastalığının, sıranın William’a geldiğini hatırlattığını ifade etti. Kraliyet uzmanı Duncan Larcombe ise, “William ve Kate, Şirket’in (Kraliyet ailesi) ön saflarında yer alıyor ve monarşinin en büyük varlığı haline geldiler. Sürekliliği ve huzuru sağlamada önemli bir rol oynuyorlar,” dedi. Aralık 2024’te William, Notre-Dame Katedrali’nin yeniden açılışında Kral’a vekâlet etti ve burada ABD Başkanı seçilen Donald Trump ile özel bir görüşme gerçekleştirdi. William, liderlik anlayışında empatiye vurgu yaparak, “Empatiyi işin içine katacağım çünkü yaptığım işi gerçekten önemsiyorum. İnsanların hayatlarını etkilemeye yardımcı oluyor. Dünya çapında daha empatik liderliğe ihtiyacımız var,” ifadelerini kullandı. PRENS GEORGE'A DİKKATLİ HAZIRLIK: GÖRÜNÜR AMA SINIRLI *The Sun William’ın sosyal konulardaki duyarlılığı, özellikle evsizliği bitirmeyi amaçlayan Homewards girişimiyle dikkat çekiyor. “Bunun sona erdirilebileceğine ve sona erdirilmesi gerektiğine yürekten inanıyorum,” diyen William, herkesin güvenli ve istikrarlı bir yuvaya sahip olma hakkı olduğunu vurguladı. Gelecekte tahtın ikinci sıradaki varisi olan oğlu Prens George’un da bu süreçte daha görünür hale gelmeye başladığı gözlemleniyor. Temmuz ayında 12 yaşına giren George, kraliyet etkinliklerinde yavaş yavaş yer almaya başladı. William, oğlunu halka hazırlarken temkinli davranıyor. “William, halkın George’a gençken aşık olması gerektiğini bilecek kadar sağduyulu. Ancak onu küçük yaşta fazla ön plana çıkarmak da istemiyor,” yorumları yapılıyor. Kraliyet ailesi, hem içeride hem dışarıda yaşanan zorluklarla karşı karşıya kalırken, Kral Charles’ın sağlık durumu ve Prens William’ın artan sorumlulukları, monarşinin geleceği konusunda dikkatle takip edilmeye devam ediyor.

İngiltere'den mülteci sorununa dijital çözüm: Brit Card Haber

İngiltere'den mülteci sorununa dijital çözüm: Brit Card

İngiltere'de mülteci krizi ve göçmenlik tartışmaları devam ederken, hükümet dijital kimlik kartı uygulamasını gündeme getirdi. Geçen yıl yaz aylarında sokaklara taşan olayların ardından alınan önlemler kapsamında, Başbakan Keir Starmer, ülkede yasadışı olarak çalışmanın önüne geçmek için dijital kimliklere ihtiyaç olduğunu savundu. Starmer, “Dijital kimlik kartları, ülkede yasadışı çalışmak isteyenlere karşı önemli bir engel oluşturacak” ifadelerini kullandı. Hükümet ise bu düzenlemenin, yasadışı çalışmayla mücadele edeceğini ve insanların kamu hizmetlerinden faydalanmasını kolaylaştıracağını belirtti. Başbakan Starmer dijital kimlik kartı planlarını açıklarken, İngiltere’nin göç konusunda çok “titiz” davrandığını ve bu tür önlemlerin önemine işaret etti.Starmer, sınır güvenliği ve dijital kimlik uygulamalarının, yasa dışı göçle mücadelede kritik rol oynadığını vurguladı. Öte yandan, Birleşik Krallık’ta dijital kimliklere karşı açılan dilekçe, bu sabah itibarıyla 740.000’den fazla imza toplayarak tartışmaları alevlendirdi. Hükümetin bu planı, hem vatandaşlara hem de ülkede yasal olarak ikamet edenlere sunulacak ve aşırı sağın bölücü politikalarına sert tepkiyle karşılanıyor. Starmer, Birleşik Krallık’ın geçmişte yasadışı göç konusunda çok “titiz” davrandığını ifade ederek, planın ülkedeki düzensiz çalışmayı sona erdirme amacını yeniden dile getirdi. İşverenlerin bir kişinin göçmenlik statüsünü kontrol etmesini kolaylaştırmayı hedefleyen dijital kimlik kartı planları, yasa dışı göç ve kaçak çalışmayla mücadelede önemli bir adım olarak gündemde. İşçi Partisi lideri Keir Starmer, Liverpool’daki konferans öncesinde Londra’da yapılacak Küresel İlerici Eylem Konferansı’nda, “Uzun yıllardır insanların buraya gelip, gölge ekonomiye girmesi ve burada yasadışı olarak kalması çok kolaydı” ifadeleriyle yeni sistemin gerekliliğini vurgulayacak. YENİ DİJİTAL KİMLİK KARTININ AMAÇLARI VE KAPSAMI “Brit Card” adı verilen dijital kimlik kartı, İngiltere’de yaşama ve çalışma hakkı bulunan herkese ücretsiz olarak verilecek. Akıllı telefon uygulaması şeklinde kullanılacak sistem, işverenlerin çalışanların yasal statüsünü kolayca doğrulamasına, ev sahiplerinin kiracıların kimlik ve ikamet durumunu kontrol etmesine ve kamu hizmetlerinde güvenilir kimlik doğrulaması sağlamaya yönelik. Ayrıca, kartın tüketicilere yaş kanıtı gibi günlük işlemlerde de avantaj sağlaması bekleniyor. Kurulum maliyetinin 140 ile 400 milyon sterlin arasında olması planlanıyor. GEÇMİŞ DENEMELER VE GÜNÜMÜZDEKİ GELİŞMELER Kimlik kartları, Tony Blair döneminde tartışılmış ancak maliyet ve bireysel özgürlük endişeleri nedeniyle uygulamaya konmamıştı. Starmer, dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla bu fikri yeniden gündeme taşıyor ve BBC’ye yaptığı açıklamada, “Hepimiz artık 20 yıl öncesine göre çok daha fazla dijital kimlik taşıyoruz ve bence bu psikolojik olarak farklı bir rol oynuyor” dedi. Resmi olarak zorunlu olmayan sistem, işverenlerin talebiyle pratikte zorunlu hale gelebilir. Öneri, veri güvenliği riskleri, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması ve dijital dışlanma endişeleri nedeniyle eleştiriliyor. Merkezi veri tabanlarının siber saldırılara karşı savunmasız olduğu, vatandaşların hareketlerinin izlenebileceği, dijital erişimi olmayan yaşlı ve dezavantajlı grupların sistem dışında kalabileceği vurgulanıyor. Ayrıca, maliyet ve etkinlik sorgulanırken, eleştirmenler bu planın esas olarak göç kontrolü amacıyla kullanıldığını belirtiyor.

Afgan sığınmacıya tepki yağıyor: Tehlikeden kaçtı, tatile gitti Haber

Afgan sığınmacıya tepki yağıyor: Tehlikeden kaçtı, tatile gitti

İngiltere’de sığınma hakkı verilen bir Afgan göçmenin, kaçtığını beyan ettiği "tehlikeli" Afganistan'a sekiz haftalık tatil yapması kamuoyunda öfkeye yol açtı. DG Usama ismini kullanan ve 2022'de Manş Denizi’ni geçerek İngiltere'ye gelen göçmen, tatili sırasında çektiği görüntüleri sosyal medyada paylaşınca tepkiler büyüdü. İçişleri Bakanlığı, tatilin ortaya çıkmasının ardından Usama’nın İngiltere’deki yasal durumu hakkında acil soruşturma başlattı. Muhalefet ise hükümeti "saf" olmakla suçladı. *The Sun “TEHLİKELİ” DEDİĞİ ÜLKEDE LÜKS TATİL Usama, 2022 yılında sığınma talebiyle İngiltere'ye geldi. İlk olarak Nisan ayında kalabalık bir botla ülkeye giriş yapan göçmen, o dönemde çektiği görüntülerde kırmızı can yeleğiyle poz verdi ve sosyal medyada “Elhamdülillah, artık İngiltere’deyim” notunu paylaştı. Ancak 2024 yazında, Usama’nın Taliban kontrolündeki Afganistan’da tatil yaptığı ortaya çıktı. Paylaştığı videolarda, Lexus ve Toyota araçlardan oluşan bir konvoyla ülkenin kuzeybatısındaki Takhar bölgesini gezdiği, ayrıca UNESCO adaylığı bulunan Band-e Amir doğal parkında su gezisi yaptığı görüldü. Göllerde yüzülen ve kuğu şeklinde deniz bisikletlerinin kiralandığı parkta çekilen görüntülerde Usama, bir salla gezinti yaparken elini suya daldırdığı anları “aşk” emojileriyle paylaştı. Tatilden dönüşte, Emirates havayolu ile Dubai aktarmalı olarak Londra’ya geri dönen Usama, uçağın içinden ve Dubai Havalimanı’ndan görüntüler paylaştı. Videolardan birinde, “İngiltere’ye geri döndüm” ifadesini yazdı. *The Sun TEPKİLER BÜYÜYOR: ASLA DÖNMEMELİYDİ Sosyal medyada gelen tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı harekete geçti. Tatilin kanıtlanması halinde, Usama'nın sorgulanmak üzere gözaltına alınabileceği ve seyahatine dair açıklama yapmasının isteneceği belirtildi. Muhafazakâr Parti’nin Gölge Adalet Bakanı Robert Jenrick, durumu sert bir şekilde eleştirdi: “Bu kişi Afganistan’ın tehlikeli olduğunu söyleyerek sığınma aldı. Şimdi oraya tatile gidip dönüyor. Bu kişi asla İngiltere’ye geri alınmamalıydı.” Paylaşımlar, Usama’nın Fransa’daki Paris, Calais ve Annecy şehirlerinde bulunduğunu ve İsviçre ile Bulgaristan'da da Afganistan yanlısı yürüyüşlere katıldığını gösteriyor. Bu da sığınma başvurusundan önce en az üç güvenli ülkeden geçtiğini ortaya koymaktadır. Son olarak Usama’nın tatilden sonra Güneydoğu Londra’daki Rotherhithe bölgesinden paylaşım yapması, ülkeye geri döndüğünü kesin olarak ortaya koydu. O günden bu yana Londra’da kaldığı anlaşılan Usama’nın durumu, kamuoyunun yanı sıra siyasi çevrelerde de tartışılmaya devam etmektedir. Son dönemde Avrupa’da sıkça yaşanan bu tür olaylar, mülteci politikasına yönelik tartışmaları yeniden alevlendiriyor. Ortadoğulu göçmenlerin, ülkelerindeki tehlike nedeniyle Avrupa’ya sığınma talebinde bulunup sonrasında kendi ülkeleri lehine yürüyüşlere katılmaları, yerel halk tarafından tepkiyle karşılanıyor. Bu durum, hem kamuoyunda hem de siyasi çevrelerde sığınmacı sisteminin suistimal edildiği yönünde eleştirilere neden olmaktadır.

İngiliz babanın ölümünde Türk mürettebatın ihmali tepki çekti Haber

İngiliz babanın ölümünde Türk mürettebatın ihmali tepki çekti

Türkiye’de lüks “korsan” tekne turunda boğulan İngiliz baba Peter Colville’nin kızı Nakita, gemi mürettebatının yaşanan trajedi sırasında uygunsuz davrandığını iddia etti. Surrey, Woking’ten 60 yaşındaki Peter, ailesiyle birlikte 200 sterlinlik Legend Big Kral adlı gemideydi. Cleopatra Plajı açıklarında yüzme molası sırasında kaybolan Peter, kısa süre sonra bilinçsiz halde sudan çıkarıldı. *SWNS Ancak Nakita’nın anlattığına göre, mürettebat kurtarma çabalarına katılmak yerine sadece izlemekle yetindi. Babasının ölümünü barmenin ilan ettiğini ve cesedinin bir havluyla örtüldüğünü söyledi. Olayın hemen ardından mürettebatın, gemide yapılması planlanan köpük partisini ertelediklerini belirterek misafirlerden özür dilediği iddia edildi. Nakita, “Yaşadığımız en kötü anlardı. Ancak gemiden indirildiğimiz anda mürettebat, köpük partisinin ertelendiğini söyleyerek misafirlerden özür diledi” dedi. *SWNS MÜRETTEBATIN KURTARMA ÇABASI YERİNE PARTİYİ ERTELEMESİ TEPKİLERİ ARTTIRDI Yaslı aileyi teselli etmek yerine mürettebatın partiyi yeniden başlatmakla ilgilendiği belirtilirken, yönetici asistanı Nakita ise babasının saygıyı hak ettiğini, ancak bu saygının gösterilmediğini vurguladı; “Şirket babamın ölümünden doğrudan sorumlu olmasa da, babam belki kurtarılabilirdi ve olayın ele alınışı çok kötüydü” dedi. Ailenin iddiaları, diğer yolcuların Tripadvisor yorumlarıyla da destekleniyor. Bazı yolcular, mürettebatın kalp masajı yapılması gereken anda müdahale etmediğini, acil durum sona erdi denildikten sonra yüksek sesle müzik çalmaya devam ettiklerini ve profesyonellikten uzak davrandıklarını belirtti. Nakita, “Babamın aniden kapıdan içeri gireceğini hissediyorum. Tek bildiğimiz, onun teknede hak ettiğinden çok daha fazlasını hak ettiğidir.” diye konuştu. 53 yaşındaki annesi Rosalind, babasının ölüm anında şok geçirdi. Sahil güvenlik ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan Peter Colville’nin ölüm nedeni Türkiye ve İngiltere’de yapılan otopsilerde henüz belirlenemedi; soruşturma devam ediyor. Nakita, “Babam sağlıklıydı, ne olduğunu bilmiyoruz.” sözlerini ekledi.

Antalya turizminde hedef 18 milyon ziyaretçi Haber

Antalya turizminde hedef 18 milyon ziyaretçi

Dünyanın dört bir yanından turist ağırlayan Antalya, yılın son çeyreğinde turizmde hareketliliğini sürdürüyor. Kasım ayı rezervasyonlarının da olumlu gelmesiyle turizmciler sezonu değerlendirdi. YABANCI TURİST SAYISINDA ARTIŞ Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 1 Ocak-22 Eylül döneminde Antalya’ya gelen yabancı turist sayısı 13 milyon 852 bin olarak kaydedildi. Rusya, Almanya ve İngiltere en fazla turistin geldiği ülkeler olurken, Polonya, Romanya, Kazakistan, Ukrayna, Hollanda, Çekya ve Slovakya da önemli pazarlar arasında yer aldı. SEZON TEMMUZDAN SONRA HAREKETLENDİ Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkan Yardımcısı Ercan Çek, sezona yavaş başlansa da temmuzdan itibaren hareketliliğin arttığını belirtti. Çek, “Ekonomik sıkıntılar, Rusya-Ukrayna durumu, Orta Doğu’daki krizlere rağmen geçen seneki rakamları yakaladık. Turizm hala yatırım yapılması gereken, frene basılmaması gereken bir sektör” dedi. İÇ PAZAR VE YENİ TURİZM KONSEPTLERİ Çek, iç pazarda da beklentinin üzerinde artış yaşandığını vurguladı. Golf, spor, futbol, yüzme gibi çeşitli turizm konseptleriyle sezonun 12 aya yayılması hedefleniyor. Rezervasyonların devam ettiğini ifade eden Çek, çalışanlara 10–12 ay iş garantisi vermenin de önemine dikkat çekti. VERİMLİ BİR SEZON GEÇİRDİK Alanya’daki bir otelin genel müdürü Murat Tokat da dünyada yaşanan krizlere rağmen verimli bir sezon geçirdiklerini belirtti. Tokat, “Beklentilerimizi karşıladık, yurt dışı pazarında hedeflenen gelir ve misafir kitlesine ulaşıldı. Rezervasyonlar da iyi gidiyor” dedi.

Rus Devlet Televizyonunda nükleer gözdağı: Oxford ve Cambridge bombalansın Haber

Rus Devlet Televizyonunda nükleer gözdağı: Oxford ve Cambridge bombalansın

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın müttefiki ve devlet televizyonundaki söylemleriyle bilinen propagandacı Vladimir Solovyov, İngiltere’nin iki büyük şehrine nükleer bomba atılabileceğini ima etti. *Vladimir Solovyov Solovyov, devlet televizyonunda yayınlanan programında Rusya Dış ve Savunma Politikaları Konseyi Onursal Başkanı Sergey Karaganov ile gerçekleştirdiği söyleşide, İngiltere hükümetini “aptal” olarak nitelendirmeden önce gülerek yorum yaptı. Programda söz alan 73 yaşındaki Karaganov, Batı'ya karşı nükleer tırmanışı savundu ve taktiksel atom silahlarının kullanımını, ABD ile Rusya arasında çıkabilecek daha büyük çaplı bir savaşı önlemenin tek yolu olarak gördüğünü ifade etti. “NÜKLEER SAVAŞ KAZANILABİLİR” GÖRÜŞÜNÜ SAVUNDU Karaganov'un, Express gazetesinde kullandığı ifadeler şöyle: “Nükleer silahların kullanımı, aşırı durumlarda, en korkunç durumda, korkunç bir günahtır. Ama onları kullanmamak ve halkınızı ve dünyayı büyük bir savaşa mahkûm etmek daha da büyük bir günahtır. Bu daha da korkunç bir günahtır” *Vladimir Putin - Vladimir Solovyov Rus devlet televizyonundaki programda, Karaganov sık sık Rusya’nın batı sınırından gelen NATO tehdidine atıfta bulundu ve Moskova'nın yıllardır dile getirdiği propaganda söylemini yineledi. Karaganov konuşmasında, “Hâlâ nükleer bir savaşın olmaması gerektiğini ve asla kazanılamayacağını söyleyen seleflerimizin ortaya attığı bazı aptalca fikirlerden vazgeçmeliyiz. Bu tamamen saçmalık. Tanrı korusun ama nükleer bir savaş kazanılabilir” dedi. Konuşmasının devamında Avrupa’ya yönelik net mesajlar veren Karaganov, “Önce Avrupa elitlerinin iradesini kırmalıyız. Avrupa’nın belini kırmak diyorum, umudum... Avrupa’da normal, sağlıklı güçlerin yeniden yükselebilmesi. En kararlı önlemleri, en korkunç silahları kullanmaya hazır olmazsak, korkarım ki kendimizi hâlâ zengin olan bu Avrupa ile çok uzun ve yıpratıcı bir savaşın içinde bulabiliriz. Ve en sonunda,Tanrı korusun, halkımızı tüketebiliriz. Ve en önemlisi, bu savaşın tüm insanlığa yayılmasına izin verebiliriz” ifadelerini kullandı. *Oxford - Cambridge “OXFORD VE CAMBRİDGE BOMBALANMALI” ÇAĞRISI Programın sunucusu Solovyov ise Karaganov’un sözlerini destekleyerek daha ileri gitti. Akşam saatlerinde yayımlanan programda konuşan Solovyov, Oxford ve Cambridge üniversitelerine nükleer saldırı düzenlenmesi gerektiğini belirtti. İngiliz elitlerini ve bu elitlerin eğitim gördüğü kurumları hedef alan Solovyov, bombalama çağrısını yaparken gülümseyerek, “Büyük Britanya’yı gerçekte kim yönetiyor?” diye sordu. Bu sorunun ardından, İngiltere hükümeti ve Kraliyet Ailesi’ni kastederek, “Onlar sadece kukla. Ülkeyi yönetenler onlar değil. Asıl güç gizli bir kuruluşta” şeklinde komplo teorisi temelli açıklamalarda bulundu. “Ciddi olarak, bu konuyu hiç analiz etmedik. Orada gerçekten iktidarda olan, başbakanmış gibi davranan bir grup aptalın gerçekten iktidarda olduğunu ciddi olarak düşünemem” diyen Solovyov’un, nükleer tehditleri alaycı bir tavırla dile getirmesi dikkat çekti.

Avrupa havalimanlarına siber saldırı olmuştu! 1 kişi gözaltına alındı Haber

Avrupa havalimanlarına siber saldırı olmuştu! 1 kişi gözaltına alındı

Avrupa'nın büyük havalimanlarına geçen hafta düzenlenen ve etkileri birkaç gün devam eden siber saldırının ardından İngiltere'de bir kişinin gözaltına alındığı bildirildi. İngiltere Ulusal Suç Ajansı'ndan (NCA) yapılan yazılı açıklamada havalimanlarına biniş sistemleri hizmetleri sağlayan Collins Aerospace adlı ABD merkezli şirkete yönelik siber saldırıyla ilgili inceleme yürütüldüğü ifade edildi. Açıklamada, 19 Eylül'deki siber saldırı nedeniyle Avrupa'nın bazı büyük havalimanlarında ve Londra'daki Heathrow Havalimanı'nda seferlerin aksadığı hatırlatıldı. NCA ve Thames Valley Polisine bağlı Güneydoğu Bölgesi Organize Suçlarla Mücadele Biriminin (SEROCU) işbirliğiyle bir operasyon yapıldığı kaydedilen açıklamada, "NCA ve SEROCU, dün akşam, 40'lı yaşlarında bir erkeği, Bilgisayarın Kötüye Kullanımı Yasası'nda belirtilen suçları işlediği şüphesiyle gözaltına aldı." ifadesi kullanıldı. Şüphelinin adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtilen açıklamada, değerlendirmelerine yer verilen NCA Ulusal Siber Suçlarla Mücadele Birimi Müdür Yardımcısı Paul Foster, "Bu olayla ilgili inceleme henüz erken aşamalarda ve hala devam ediyor. Siber suçlar tüm dünyayı tehdit ederken İngiltere'de de ciddi aksamalara neden oluyor." ifadelerini kullandı. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yer alan büyük havalimanlarındaki uçuşların check-in ve biniş sistemine yapılan siber saldırı nedeniyle 19 Eylül'de aksamalar yaşanmıştı. Brüksel, Berlin ve Londra'daki havalimanlarını etkileyen siber saldırının Collins Aerospace şirketine yönelik olduğu belirtilmişti. Siber saldırının etkileri 22 Eylül'e kadar devam etmişti.

2 bin sterlinle uğurlandılar: 47 suçlu ülkelerine gönderildi Haber

2 bin sterlinle uğurlandılar: 47 suçlu ülkelerine gönderildi

İngiltere, kamuoyunda tartışma yaratan bir operasyonla, çoğunluğu ağır suç işlemiş 47 yabancı uyruklu kişiyi (FNO) ülkelerine geri gönderdi. Altısı kadın olan bu kişiler, özel bir uçakla sınır dışı edilirken, bazılarına gönüllü ayrılmaları karşılığında 2.000 sterlin yüklü banka kartları verildiği görüldü. *The Sun İLK KEZ GAZETECİLER DE UÇAĞA ALINDI İngiliz televizyon kanalı ITV, bu sınır dışı operasyonuna gazetecilerin de ilk kez katılmasına izin verildiğini açıkladı. Görüntüler, Heathrow Havalimanı yakınlarındaki Harmondsworth Geri Gönderme Merkezi'nde başlıyor. Videoda, her suçluya yaklaşık altı güvenlik görevlisinin eşlik ettiği görülüyor. Sınır dışı edilen kişiler İngiltere’ye yasal yollarla gelmiş olsalar da, ağır suçlar işlemeleri nedeniyle ülkede kalma haklarını kaybettiler. GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞE 2.000 STERLİN DESTEK *The Sun “Kolaylaştırılmış Geri Dönüş Programı” kapsamında, ülkeyi gönüllü olarak terk eden kişilere 2.000 sterlin ödeme yapılıyor. Yetkililer, bu kişilerin ülkelerine vardıklarında söz konusu meblağı çekerek yeniden yerleşim amacıyla kullanmalarını öngörüyor. FRANSA'YA "1 GİDEN, 1 GELEN" PLANI İçişleri Bakanı Shabana Mahmood, sınırların korunması adına gereken her şeyin yapılacağını belirtti. Bakanlık, İngiltere ile Fransa arasında varılan geri gönderme anlaşması kapsamında “1 giren 1 çıkan” sistemini uygulamaya başladı. Bu kapsamda şimdiye kadar yalnızca üç kişi Fransa’ya geri gönderildi. Oysa Temmuz ayında açıklanan anlaşmada, haftada 50 kişinin sınır dışı edileceği öne sürülmüştü. YARIM BOŞ UÇAKTA CAYDIRICILIK TARTIŞMASI *The Sun Air France personeli, uçakta tüm koltukların rezerve edilmiş olmasına rağmen birçok koltuğun boş kaldığını belirtti. Yolculuk sırasında bazı kişiler boş koltuklara geçerek daha fazla yer elde etti. Yaklaşık 45 dakika süren uçuş, herhangi bir sığınmacı ya da geri gönderme merkezi personeli olmadan gerçekleşti. 5.000 KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ, 10 BİN KİŞİ SIRADA *Bir görevli uçuşta bir kağıt üzerindeki isimleri kontrol ediyor. *The Sun İngiltere İçişleri Bakanlığı, geçtiğimiz yıl 5.000 yabancı suçlunun sınır dışı edildiğini duyurdu. Hükümet, halihazırda İngiltere cezaevlerinde bulunan 10 binden fazla yabancı mahkûmun ülkelerine geri gönderilmesini öncelikli hedef olarak belirledi. Bu kişilerin taşınması için gece geç saatlerde operasyonlar düzenleniyor. Her uçuşta en az üç görevli yer alırken, tehlikeli mahkûmlar için bu sayı altıya çıkabiliyor. 2.000 STERLİN VERMEK İYİ GÖRÜNMÜYOR İçişleri Bakanı Shabana Mahmood, 2.000 sterlinlik teşvik programını kamuoyunda savunmakta zorlandı. ITV’ye yaptığı açıklamada, bu ödemenin “iyi görünmediğini” kabul etti. Bakanlık, güvenlik gerekçesiyle hangi havayolu ve havaalanlarının kullanıldığını açıklamayı reddetti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.