Polonya'nın Lublin kenti, Türk yüzme tarihi adına unutulmaz anlara sahne oldu. Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'nda havuza inen Milli Takımımız, organizasyonu 3 kritik madalya ile tamamlayarak göğsümüzü kabarttı. 25 metre uzunluğundaki havuzda (kısa kulvar) gerçekleştirilen ve Avrupa’nın en prestijli su sporları organizasyonlarından biri olan şampiyonada, Türkiye adına 7 erkek sporcu kulaç attı. Rekabetin en üst seviyede olduğu yarışlarda sporcularımızın gösterdiği performans, Türk yüzmesinin yükselen grafiğini bir kez daha kanıtladı.
EMRE SAKÇI’DAN GÜMÜŞ DUBLE
Şampiyonaya damga vuran isimlerin başında, kurbağalama branşındaki yıldızımız Emre Sakçı geldi. Tecrübeli yüzücü, kısa kulvarda ne kadar iddialı olduğunu bir kez daha gösterdi. Sakçı, nefes kesen mücadelelere sahne olan hem 50 metre hem de 100 metre kurbağalama finallerinde kürsüye çıkmayı başardı. Rakipleriyle saniyenin saliseleriyle yarışan milli gururumuz, her iki mesafede de gümüş madalyanın sahibi olarak Türkiye'ye "duble" sevinç yaşattı. Sakçı'nın bu istikrarlı performansı, olimpiyatlar ve dünya şampiyonaları öncesinde büyük umut verdi.
GENÇ YILDIZ BERKE SAKA BRONZLA PARLADI
Lublin’deki bir diğer madalya haberi ise genç yeteneğimiz Berke Saka’dan geldi. Komple bir yüzücü olmayı gerektiren ve yüzmenin en zorlu disiplinlerinden biri kabul edilen 200 metre karışık yarışında havuza giren Saka, harika bir performans sergiledi. Son metreye kadar mücadelesini bırakmayan milli sporcu, rakiplerini geride bırakarak bronz madalyayı boynuna taktı ve Avrupa üçüncüsü unvanını kazandı.
MADALYA SIRALAMASINDA İLK 15'TEYİZ
Türkiye, 7 sporcuyla katıldığı bu zorlu arenadan 2 gümüş ve 1 bronz madalya çıkararak genel klasmanda da yerini aldı. Organizasyonun zirvesinde ise havuzların ekol ülkesi İtalya yer aldı. İtalyanlar şampiyonayı 9 altın, 5 gümüş ve 6 bronz madalya ile domine ederek birinci sırada tamamladı. Millilerimiz ise kazandıkları 3 madalya ile ülkeler sıralamasında Avrupa'nın en iyi 15. ülkesi olmayı başardı.
Ay yıldızlı yüzücülerimizin Lublin performansı, Türk yüzmesinin uluslararası arenada artık 'katılımcı' değil 'yarışmacı' ve 'madalya adayı' bir kimliğe büründüğünün en somut göstergesi oldu.







