Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, küresel enerji sektörünün 2025 yılındaki genel seyri ve gelecek döneme ilişkin öngörülerini paylaştı. Jeopolitiğin enerji üzerindeki etkisinin belirgin şekilde artması nedeniyle 2025'in zor bir yıl olduğunu ifade eden Birol, bu etkinin hemen hemen tüm enerji kaynaklarında görüldüğünü söyledi.
KRİTİK MİNERALLERDE RİSK ARTIYOR
Fatih Birol, bu yıl kritik minerallerde gelecek yılların sıkıntılı geçebileceğine dair sinyaller alındığına işaret ederek, “Kritik mineralleri bugün ekonomimizin hemen hemen her bölümünde kullanıyoruz. O bakımdan kritik mineraller bakır, çinko, magnezyum ve diğerlerinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz.” diye konuştu.
“TEK BİR ÜLKEYE BAĞIMLILIK BÜYÜK RİSK”
Enerji güvenliği açısından herhangi bir alanda tek bir ülkeye bağımlılığın ciddi riskler barındırdığını vurgulayan Birol, enerji güvenliğinin temel kuralının çeşitlendirme olduğunu belirtti. Birol, 2026 yılında kritik mineraller konusunda ülkeler arasında ciddi gerilimler yaşanabileceğini düşündüğünü ifade etti.
TÜRKİYE İÇİN KRİTİK MİNERALLER FIRSAT OLABİLİR
Birol, Türkiye'nin bazı kritik minerallerde rezervleri bulunduğunu belirterek, bu kaynakların yalnızca çıkarılması değil rafinaj süreçlerinde de Türkiye’nin rol üstlenebileceğini söyledi. Dünya ülkelerinin Çin dışındaki kaynaklara yönelmesinin Türkiye açısından bir fırsat olduğunu dile getirdi.
LNG PİYASASINDA ARZ BOLLUĞU VE FİYAT DÜŞÜŞÜ
IEA’nın öngörülerine değinen Birol, 2025’in sonu itibarıyla LNG piyasasında arz bolluğu yaşanacağını ve önümüzdeki beş yılda yaklaşık 300 milyar metreküplük yeni arzın piyasaya gireceğini söyledi. LNG piyasasının satıcı piyasasından alıcı piyasasına dönüşeceğini vurguladı.
“BU TÜRKİYE İÇİN ÇOK OLUMLU”
Yeni LNG arzının büyük bölümünün esnek kontratlarla piyasaya sunulacağına dikkat çeken Birol, bunun Türkiye gibi ithalatçı ülkelerin elini güçlendireceğini, fiyatların daha da düşeceğini ve bunun ekonomi açısından olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti. Türkiye’de enerji çeşitliliği konusunda doğru yönde ilerleme kaydedildiğini belirten Birol, doğal gazda yeni partnerler bulunduğunu, yenilenebilir ve nükleer enerjide önemli adımlar atıldığını söyledi.
YENİLENEBİLİR ENERJİDE ŞEBEKE SORUNU
Küresel ölçekte güneş ve rüzgar enerjisinde rekor kapasite artışı yaşandığını hatırlatan Birol, şebeke yetersizlikleri nedeniyle büyük bir kapasitenin devreye alınamadığını belirtti. Elektrik iletim ve dağıtım şebekelerinin hızla güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin 2026’da COP31’e ev sahipliği yapacak olmasını değerlendiren Birol, bunun Türkiye’nin enerji ve iklim alanında ülkeler arası bir köprü rolünü güçlendireceğini söyledi. COP31’in özellikle gelişmekte olan ülkelerin temiz enerji finansmanı taleplerinin daha güçlü dile getirileceği bir platform olabileceğini ifade etti.





