Son dönemde İngiltere’de mülteci tartışmaları ülke gündeminden düşmüyor. Geçen yıl sokaklara dökülen İngiliz vatandaşlar, hükümetin sığınmacı politikalarını eleştirmiş; sosyal medyada ise ülkenin bir Orta Doğu ülkesine benzediği yorumları yapılmıştı.
Hatta Elon Musk gibi isimler, İngiltere için “devrim niteliğinde bir devlet reformuna ihtiyaç var” şeklinde açıklamalarda bulunarak tartışmaları farklı bir boyuta taşımıştı. Uzun süredir sığınmacı politikalarında adım atması beklenen İngiliz hükümeti, nihayet bu adımı attı.
İçişleri Bakanı Shabana Mahmood, İngiltere’de sığınmacılara yönelik köklü bir politika değişikliği hazırlığında oldugunu iletti. Bakan, pazartesi günü yapacağı konuşmada, küçük tekneler veya kamyonlarla İngiltere’ye gelenlerin kalıcı oturum izni alabilmeleri için 20 yıl beklemeleri de dahil olmak üzere, göçle mücadelede radikal önlemler kapsamında İngiltere'nin sığınmacılar için uyguladığı "altın bilet" uygulamasını sona erdirme sözü verecek.
*İçişleri Bakanı Shabana Mahmood
Mahmood’un planları arasında, sığınma hakkı verilen kişilerin artık ülkede yalnızca geçici olarak kalabilmesi ve durumlarının düzenli olarak incelenmesi bulunuyor.
Mültecilere yönelik kalıcı koruma döneminin sona erdiğini duyurması beklenen Bakan, sığınma taleplerini ve küçük tekne geçişlerini azaltmayı hedefliyor.

DANİMARKA MODELİNDEN ESİNLENME
İngiltere hükümeti, yeni politikada (Avrupa'nın en sıkı iltica ve göç sistemlerinden birine sahip merkez sol Sosyal Demokratların liderliğindeki Danimarka'dan kopyalanan) modeli temel alıyor. Danimarka’da mültecilere genellikle iki yıllık geçici oturma izni veriliyor ve bu izinler sona erdiğinde yeniden sığınma başvurusunda bulunmaları gerekiyor. Önceden uzatma varsayımı olan süreçler artık ortadan kalkmış durumda.
Mahmood, Danimarka’nın yaklaşımının insanların iltica talebinde bulunmasını engellediğine inanıyor ve bu modelin, İngiltere’de küçük teknelerle yapılan geçişleri teşvik eden mevcut cömertlik algısını kıracağı görüşünde.
Bakan, sosyal medyada paylaştığı bir videoda, "Tehlikeden kaçan insanlara her zaman sığınak sağlayan bir ülke olacağız ancak düzeni ve kontrolü yeniden sağlamalıyız" ifadelerini kullandı.
On Monday, I will announce the most significant changes to our asylum system in modern times 👇 pic.twitter.com/eXAVYdD4kD
— Shabana Mahmood MP (@ShabanaMahmood) November 14, 2025
İngiltere İçişleri Bakanlığı, Danimarka modeli sayesinde iltica başvurularının 40 yılın en düşük seviyesine düştüğünü, reddedilen başvuruların ise %95’inin ülkeden çıkarıldığını belirtiyor. Ancak hak grupları, uygulamanın göçmenler için düşmanca bir ortam yarattığını ve uzun belirsizliklere yol açtığını savunuyor.
AİLE BİRLEŞİMİ VE GEÇİCİ STATÜ
Mahmood’un reformları sadece geçici statüyü kapsamıyor; Danimarka’da olduğu gibi mültecilerin eşlerini, partnerlerini veya çocuklarını ülkeye getirme)konusundaki kısıtlamaların da uygulanması planlanıyor. Yeni düzenleme ile İngiltere’de sığınmacıların aile birleşimi hakkı daha sınırlı hâle gelecek.
İçişleri Bakanı, mevcut sistemin bir mıknatıs görevi gördüğünü ve küçük teknelerle geçişleri teşvik ettiğini belirtiyor. Planlara göre, sığınma hakkı verilenler güvenli oldukları tespit edildiğinde ülkelerine geri gönderilecek ve durumları düzenli olarak kontrol edilecek. Mahmood, İngiltere’nin mevcut beş yıllık mülteci statüsünün yerini alacak olan geçici statü ile hem yasadışı göçü azaltmayı hem de yerel toplulukların üzerindeki baskıyı hafifletmeyi hedefliyor.
SİYASİ TARTIŞMA VE ELEŞTİRİLER
Yeni yaklaşımın bazı İşçi Partisi milletvekillerinin muhalefetiyle karşılaşması bekleniyor. İşçi Partisi’nden Clive Lewis, Danimarka modelinin aşırı sağın söylemlerini yansıttığını savunurken, Nadia Whittome bunun ahlaki, politik ve seçimsel açıdan çıkmaz sokak olacağını belirtiyor.
Mahmood ise Parlamento’da yapacağı konuşmada şüpheci meslektaşlarına, planların aşırı görünse de alternatifin Reform UK’ye desteği artırabileceğini hatırlatacak. Bakanın mesajı, "Bunu beğenmezseniz, bundan sonrasını da beğenmezsiniz" şeklinde olacak.
Reform UK ve Muhafazakarlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden tamamen ayrılmanın daha etkili olacağını savunuyor. Reform UK, mültecilere geçici statü vermek yerine, kanaldan gelenleri gözaltına alıp sınır dışı etmeyi planlıyor. Muhafazakarlar ise küçük tekneleri durdurmanın tek yolunun, sığınmacıların Ruanda’ya sınır dışı edilmesi planını geri getirmek olduğunu söylüyor.
Mahmood, Sunday Times’a verdiği röportajda, "İngiltere’nin yasadışı göçle mücadele etmemesi hâlinde ülkenin daha da bölüneceğini ve ülkeyi birleştirmek için bu adımların zorunlu" olduğunu vurguladı.
ORTADOĞULU MÜLTECİLERİN UYUMU AVRUPA'DA TARTIŞMA KONUSU OLDU
Son dönemlerde özellikle Ortadoğu’dan gelen mültecilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden sosyal medyada sıkça paylaşımlar yapılmaya başlandı; paylaşımlarda “Burası Londra, Ortadoğu’da bir ülke değil” ifadeleri öne çıkıyor.
Belirli gruplar halinde düzenlenen yürüyüşler ve sığınmacıların yıllar geçse de kendi ülkelerine ait kültürel eylemler gerçekleştirmesi, Avrupa’da yeni bir tartışma başlattı. Mültecilerin geldikleri ülkeye uyum sağlamak yerine kendi ülkelerinin kültürünü yaşatma çabası, ikinci ve üçüncü kuşaklar için de geçerli; birçok araştırma, bu kuşakların kendilerini geldikleri ülkeye ait hissetmediğini ortaya koyuyor.
It might look like Pakistan but this is actually London.
— Ashlea Simon (@AshleaSimonBF) April 4, 2025
This is what an invasion looks like.
Dark days ahead for the UK 😡 pic.twitter.com/hUMJ2cUSeL
Dünya genelinde artan mülteci karşıtı politikalar, ABD Başkanı Trump döneminde en net şekilde gözlemlenirken, diğer ülkelerde de benzer adımlar atılmaya başlandı. Bu durum, Avrupa’da ve dünyada göç ve uyum konularının tartışılmaya devam edeceğini gösteriyor.

