İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik iki yıl süren saldırılarının ardından, İsrailli 12 insan hakları örgütü tarafından hazırlanan ortak bir rapor yayımlandı. Raporda, 2025 yılının, 1967’den bu yana işgal altındaki Filistinliler için "en yıkıcı ve ölümcül yıl" olduğu bildirildi. Rapora göre, bu süreçte insan hakları ihlalleri katlanarak artarken, daha önce "istisnai" kabul edilen ihlallerin rutin politika haline geldiği belirtildi.
ÖLÜMLER İKİ KATINA ÇIKTI
Raporda sunulan veriler, Gazze Şeridi ile Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te öldürülen Filistinli sayısının 2023 Ekim öncesine göre neredeyse iki katına çıktığını gösteriyor. Gazze Şeridi'ne 2025'te düzenlenen saldırılarda, ekim ayına kadar 20 binden fazlası çocuk, 10 binden fazlası kadın olmak üzere 67 bin 173 kişi hayatını kaybetti. Zorla yerinden edilmeler ise daha önce görülmemiş seviyelere ulaşarak Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 90'ına tekabül eden 1.9 milyon kişiyi etkiledi.

İnsani yardımın sistematik engellenmesiyle tetiklenen açlığın, kitlesel ölümlere dönüştüğü vurgulandı. Yalnızca Temmuz ayında 13 bin çocuğa şiddetli yetersiz beslenme tanısı konulurken, Ekim itibarıyla 157’si çocuk olmak üzere 461 kişinin açlıktan öldüğü kaydedildi. Raporda ayrıca gıda dağıtım alanlarında bile 2 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğüne dikkat çekildi.
Raporda "2025, çok az kişinin anlayabileceği bir gerçeği ortaya çıkardı: Sınır tanımayan, uluslararası hukuku sistematik olarak ihlal eden ve savunduğunu iddia ettiği değerleri ortadan kaldıran bir devlet. Açlığın bir silah olarak kullanılması, hastanelere saldırılar, tutukluların ortadan kaldırılması, tüm toplulukların sınır dışı edilmesi ve sivillerin yaygın olarak öldürülmesi 'başarısızlık' değil, politikadır" ifadeleri kullanıldı.
"KİTLESEL SÜRGÜN" VURGUSU

Saldırılar yalnızca Gazze ile sınırlı kalmadı. İşgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddeti ciddi oranda artarak hayvancılıkla uğraşan 44 topluluğun tamamen yerinden edilmesine neden oldu; bu durum "kitlesel sürgüne" evrildi. Öte yandan, İsrail'in idari tutukluluk adı altında alıkoyduğu Filistinli sayısı 3 bin 577'ye yükseldi ve alıkonulan 98 kişinin kötü muamele nedeniyle öldüğü belirtildi.
Doğu Kudüs'te ise yoğun bir mülksüzleştirme politikası yürütüldüğü, yasa dışı yerleşimlerin sayısının arttığı ve Filistinlilerin hareket özgürlüğünün kısıtlandığı rapor edildi. Raporu hazırlayan örgütler, bu eylemlerin uluslararası hukuku sistematik olarak ihlal ettiğini ve savunulan değerleri ortadan kaldırdığını savundu.





