Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler, tarihsel olarak rekabet, kriz ve kontrollü diyalog arasında gidip gelmiştir.
Zaman zaman yükselen tansiyon, sert açıklamalar ve askeri tatbikatlar ilişkileri germiş olsa da iki ülke uzun yıllardır doğrudan savaştan kaçınan bir denge politikası izlemektedir.
Temel sorun alanları; Ege Denizi’nde kara suları ve hava sahası meselesi (Yunanistan’ın 12 deniz mili talebi, Türkiye’nin 6 mil yaklaşımı), kıta sahanlığı ve adaların silahlandırılması, ayrıca Doğu Akdeniz’de enerji ve yetki alanlarıdır.
Son dönemde ise Ukrayna–Rusya savaşı, modern savaşların karakterinin köklü biçimde değiştiğini açıkça ortaya koydu. Cephede artık tanklardan önce dronelar konuşuyor, denizde ise pahalı savaş gemilerini dahi devre dışı bırakabilen insansız sistemler oyunun kurallarını yeniden yazıyor. Düşük maliyetli ama yüksek etkili bu araçlar, klasik askeri üstünlük anlayışını sorgulatıyor.
Bu tabloya paralel olarak Türkiye, savunma sanayii ve deniz gücüne yaptığı yatırımlarla dikkat çekici bir ivme yakaladı. İnsansız hava araçlarından modern denizaltılara, TCG Anadolu’dan MUGEM uçak gemisi projesine uzanan bu geniş yelpaze, Ankara’nın yalnızca bugünü değil, geleceğin savaşlarını da hesapladığını gösteriyor.
Türkiye artık savunmada değil, caydırıcılık üreten bir aktör olma iddiasında.
Tam da bu noktada, Yunanistan’ın insansız sistemler ve yeni askeri kapasitelere yönelik attığı adımlar, ister istemez Ankara’da mercek altına alınıyor.
Bugün “önleyici” ya da “savunma amaçlı” olarak sunulan bu hamlelerin, yarın Ege’de ya da Doğu Akdeniz’de yaşanabilecek bir gerilimde nasıl bir rol oynayacağı belirsizliğini koruyor.
Asıl soru şu: Teknoloji hızla silahlaşırken, bu yeni araçlar krizi önleyen bir denge unsuru mu olacak, yoksa yanlış bir hesapla yeni gerilimlerin fitilini mi ateşleyecek?
Ukrayna sahasında görüldüğü üzere, artık bir çatışmanın kaderi bazen bir dronenin kamerasından belirleniyor. Bu nedenle Yunanistan’daki her yeni askeri adım, Türkiye açısından yalnızca diplomatik değil, stratejik bir dikkat başlığı olarak önemini koruyor.
DEDEAĞAÇ ABD ÜSSÜ VE BÖLGESEL DENGELER
Son dönemde ABD’nin Dedeağaç’ta kurduğu askeri üs, Türkiye sınırına yakınlığı nedeniyle Ankara’da dikkatle izlenmektedir. Üs, NATO’nun doğu kanadı açısından lojistik bir merkez olarak sunulsa da konumu itibarıyla Türkiye açısından stratejik ve siyasi soru işaretleri doğurmaktadır.
TÜRKİYE’NİN DENİZ GÜCÜ VE SAVUNMA HAMLELERİ
Öte yandan Türkiye’nin savunma alanındaki hamleleri de dengeleri etkilemektedir. TCG Anadolu ile Türkiye, amfibi harekât kabiliyeti ve insansız hava araçları taşıyabilen bir deniz gücüne kavuşmuştur.
Ayrıca yerli ve modern denizaltı projeleri, özellikle Type 214 sınıfı denizaltılar, Türk Deniz Kuvvetleri’nin denizaltı harbinde caydırıcılığını önemli ölçüde artırmaktadır.
TÜRKİYE’NİN MİLLÎ UÇAK GEMİSİ: MUGEM
Türkiye, MUGEM (Millî Uçak Gemisi) projesiyle Akdeniz’de bugüne kadar inşa edilen en büyük savaş gemisini yapmayı hedefliyor.
2030’da hizmete girmesi planlanan gemi, 285 metre uzunluğu ve 60 bin tonun üzerindeki kapasitesiyle Fransa’nın Charles de Gaulle uçak gemisini geride bırakacak.
MUGEM; Kızılelma, ANKA-III gibi insansız savaş uçakları ile deniz versiyonu geliştirilen Hürjet için özel olarak tasarlanıyor ve yaklaşık 50 hava aracı taşıyabilecek. Sistemlerinin yüzde 80’inden fazlası yerli üretim olacak.
Proje, Mavi Vatan doktrini kapsamında Türkiye’nin denizlerde bağımsızlık ve caydırıcılık hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor. Türkiye bu adımla uçak gemisi üretebilen sayılı ülkeler arasına girmeyi amaçlarken, Fransa’nın ileride devreye alacağı PANG projesi Akdeniz’de yeni bir rekabet alanı oluşturacak.
İNSANSIZ DENİZ ARAÇLARI VE YENİ TEHDİT TARTIŞMALARI
Bu tablo içinde, Yunanistan’ın Ukrayna ile birlikte geliştirdiği iddia edilen “Sea Baby” türü insansız denizaltı/deniz dronları, askeri çevrelerde ayrı bir önem kazanmaktadır. Olası bir gerilimde bu tür sistemlerin Türkiye aleyhine kullanılıp kullanılmayacağı belirsizliğini korurken, bu gelişmeler Ankara açısından yeni bir tehdit başlığı mı sorusunu da beraberinde getirebilir.
UKRAYNA–RUSYA SAVAŞININ GÖSTERDİKLERİ
Ukrayna–Rusya savaşı açık biçimde göstermiştir ki insansız hava araçları, deniz dronları ve otonom sistemler, yeni dönem savaşların belirleyici aktörleri haline gelmiştir. Klasik askeri güç unsurlarının yanı sıra, düşük maliyetli ancak yüksek etkili bu teknolojiler, dengeleri kısa sürede değiştirebilmekte ve büyük donanmaları dahi savunmasız bırakabilmektedir.
Görünen o ki Ege’de silahlar değil, teknoloji ve caydırıcılık yarışı ön plana çıkmaktadır. Krizlerin kaderini artık yalnızca sahadaki askerler değil; denizin altındaki insansız sistemler ve ekran başındaki operatörler belirlemektedir.
Bu nedenle yaşanan her yeni teknolojik gelişme, Türkiye açısından sadece bir askeri başlık değil, aynı zamanda dikkatle takip edilmesi gereken stratejik bir güvenlik meselesi olarak öne çıkmaktadır.
Bu savaşla adını sıkça duyduğumuz sistemler, Türkiye savunma sanayiinde etkin rol oynayan SİHA’dan SİDA’ya, Sea-Baby’den Sub Sea-Baby’ye uzanıyor.
Hadi, bu teknolojilere yakından bakalım...
SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı)
SİHA, pilot taşımayan insansız hava araçlarıdır ve uzaktan kumanda veya otonom sistemlerle görev yapar.
Hedef keşfi, gözetleme ve saldırı görevlerinde kullanılır ve genellikle bomba veya füze gibi silahları taşıyabilir. Modern savaşlarda hava üstünlüğü sağlamak, sınır devriyesi yapmak ve kritik hedefleri imha etmek için etkili bir araçtır.
Örnek olarak Türkiye tarafından geliştirilen Bayraktar TB2 ve TB3 platformları, bu kategoriye girer ve çeşitli ülkeler tarafından askeri operasyonlarda aktif olarak kullanılır.
SİDA (Silahlı İnsansız Deniz Aracı)
SİDA, denizde görev yapan insansız araçları ifade eder ve hem su üstünde hem de su altında operasyon gerçekleştirebilir. Türkiye’de ULAQ SİDA gibi modeller, keşif, gözetleme, devriye ve taarruz görevleri için geliştirilmiştir.
Bu araçlar, elektronik harp ve istihbarat faaliyetlerinde kullanılabilir ve farklı silah sistemleriyle donatılabilir. Deniz harekâtlarında insan kaybını azaltmak ve riskleri minimuma indirmek için önemli bir teknolojik yenilik olarak öne çıkar.
SEA BABY (Ukrayna – Deniz Üstü İnsansız Araç)
Sea Baby, Ukrayna tarafından geliştirilen deniz yüzeyinde görev yapan ,
insansız bir saldırı aracıdır (USV).
Hem otonom hem de uzaktan kumanda ile çalışabilen bu sistem, başlangıçta kamikaze tarzı patlayıcı yük taşıyan bir platform olarak tasarlanmıştır.
Son versiyonları 1.500 kilometre menzil ve 2.000 kilogram yük taşıma kapasitesine sahiptir. Silah sistemleri arasında patlayıcı başlıklar, makineli tüfekler ve roketatarlar bulunabilir. Rus‑Ukrayna Savaşı sırasında Sea Baby’ler, Rus savaş gemilerine, tankerlerine ve deniz altyapısına saldırılarda kullanılmış ve bazı hedeflerin zarar görmesine veya operasyonel olarak uzaklaştırılmasına yol açmıştır.
SUB SEA BABY (Ukrayna – Sualtı İnsansız Araç)
Sub Sea Baby, Sea Baby’nin su altı versiyonu olarak tasarlanmış bir insansız deniz aracıdır ve su altı operasyonları için geliştirilmiştir. Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) tarafından Rus donanmasına karşı kullanılan bu sistem, denizaltı hedeflerini vurabilme kapasitesine sahiptir.
Sub Sea Baby’nin kullanımı, su altı dronlarının modern savaşta sahada uygulanabilirliğini göstermesi açısından kritik bir gelişme olarak değerlendirilir ve Rus deniz gücüne karşı yeni taktiklerin önünü açmıştır.
KARŞILAŞTIRMALI ÖZELLİKLERİ
| Özellik / Sistem | SİHA (Hava) | SİDA (Türk Deniz) | Sea Baby (Sea USV) | Sub Sea Baby (Su Altı UUV) |
|---|---|---|---|---|
| Platform Tipi | Hava aracı | Deniz aracı | Deniz yüzeyi aracı | Su altı aracı |
| Kullanım Alanı | Keşif & saldırı | Deniz keşif/saldırı | Deniz saldırı & baskı | Sualtı saldırı |
| Menzil / Operasyon | Uzaktan uzun menzil | Orta deniz aralığı | ~1.000–1.500 km | Su altı lokal menzil |
| Silah / Yük | Füze, bomba | Çeşitli silah sistemleri | Patlayıcı veya uzaktan silahlar | Patlayıcı su altı saldırı |
| Ukrayna Savaşı Rolü | Hedef keşif & saldırı (hava) | N/A | Rus deniz gücünü zorlamak | Denizaltı saldırısı |
| Ülke / Geliştirici | Çeşitli ülkeler | Türkiye | Ukrayna SBU | Ukrayna SBU |
| Görev Örneği | Sınır saldırısı | Deniz devriyesi | Tanker / savaş gemisine saldırı | Rus denizaltısını vurma |
GELİŞTİREN VE KULLANAN ÜLKELER
| Sistem | Platform Türü | Geliştiren Ülkeler | Ana Görev | Kullanıldığı Savaş |
|---|---|---|---|---|
| SİHA | Hava | Türkiye, ABD, İsrail, Çin, İran, Rusya | Keşif, gözetleme, hava saldırısı | Çok sayıda çatışma |
| SİDA | Deniz yüzeyi | Türkiye, ABD, İsrail, Çin | Deniz devriyesi, saldırı | Sınırlı / test ağırlıklı |
| Sea Baby | Deniz yüzeyi (USV) | Ukrayna | Gemi ve liman saldırısı | Rusya‑Ukrayna Savaşı |
| Sub Sea Baby | Su altı (UUV) | Ukrayna | Denizaltı ve sualtı hedefleri | Rusya‑Ukrayna Savaşı |