Türkiye Spor Turizmi Birliği Başkanı Nida Kiraz, spor turizmini Türkiye için stratejik bir büyüme alanı olan spor turizminde altyapı ve iklim avantajı ile önde olan Antalya’yı uluslararası organizasyonların merkezi haline getirmek için çalıştıklarını söyledi.
Spor turizmini tüm yıla yaymaya çalıştıklarını söyleyen Türkiye Spor Turizmi Birliği Başkanı Nida Kiraz, futbol, golf, atletizm ve kış sporları alanlarındaki tesisleşme ve başarılı organizasyonların, Türkiye'nin spor turizmindeki küresel payını artıracağını söyledi.
Nida Kiraz, "Antalya'da 300 güne yakın güneş alan bir coğrafyadan bahsediyoruz. Burada her türlü spor, kamp ve hazırlık organizasyonlarının yapılabileceğini göstermek istiyoruz. Ancak hedefimiz yalnızca Antalya değil, Erzurum'daki yüksek irtifa kayak merkezlerinden Samsun'daki olimpik tesislere, Konya'daki velodromdan Türkiye'nin dört bir yanındaki spor altyapılarına kadar tüm potansiyeli dünyaya göstermeliyiz." diye konuştu.
“ORGANİZASYONLAR ÜLKEMİZİ DE TANITIYOR.”
Spor turizmiyle klasik turist dışında da farklı bir kitlenin ülkeye geldiğini söyleyen Kiraz: “Tatil amacıyla belki hiç gelmeyecek bir kitleyi, spor organizasyonları sayesinde Türkiye'ye getiriyoruz. Belek'te yıllar önce düzenlenen Dünya Okçuluk Şampiyonası'nda yaklaşık 150 ülkeden sporcu Antalya'ya geldi. Güney Amerika'dan ve Afrika'nın en uç noktalarından gelen sporcular, Türkiye'yi ve Antalya'yı deneyimledi. Ülkelerine döndüklerinde çok güçlü ve pozitif bir algıyla ayrıldılar. Ünlü sporcuların sosyal medya paylaşımları da milyonlarca avroluk tanıtım etkisi yaratıyor. Bu sporcuları 'gönüllü tanıtım elçileri' olarak görüyoruz.” dedi.
“DÜNYA TURİZMİ SADECE SEYAHAT ETMEKTEN İBARET DEĞİL.”
Konuyla ilgili olarak, son yıllarda dünyanın en önemli spor turizmi organizasyonlarından olan Winterleauge Convention kurucu başkanı Behiç Kaya’nın görüşlerini aldık.
Her yıl milyonlarca euro ve dolar harcanarak gerçekleştirilen yaz ve kış devre arası kamp harcamaları da dahil olmak üzere yüksek meblağlara ulaşan spor turizminin klasik tatil anlayışının aksine tüm yıla yayıldığını söyleyen Kaya; 'Dünya turizmi artık yalnızca seyahat etmekten ibaret değil; deneyim, etkileşim ve sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekilleniyor' diyen Winterleauge kurucu başkanı Behiç Kaya şöyle devam etti: “Bu dönüşümün merkezinde ise spor turizmi yer alıyor. Uluslararası raporlar, küresel spor turizmi pazarının bugün 800 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaştığını ve önümüzdeki yıllarda turizmin en hızlı büyüyen alanlarından biri olmaya devam edeceğini ortaya koyuyor. Spor turizmi; klasik tatil anlayışının aksine yılın tamamına yayılabilen, yüksek harcama potansiyeline sahip ve destinasyonlara kalıcı değer kazandıran bir alan. Üstelik yalnızca profesyonel sporcuları değil; amatörleri, izleyicileri, aileleri ve spor deneyimi yaşamak isteyen geniş kitleleri de kapsıyor. Bu yönüyle spor turizmi; aktif, pasif ve deneyimsel katmanlarıyla çok boyutlu bir ekonomik ekosistem oluşturuyor.
Türkiye’de ise spor turizmi hâlâ çoğunlukla Antalya’ya gelen futbol takımlarının kamp dönemleri üzerinden değerlendiriliyor. Bu tablo elbette kıymetli; ancak spor turizminin gerçek potansiyelini temsil etmiyor. Futbol kampları önemli bir başlangıç noktasıdır ama tek başına yeterli değildir. Spor turizmi, tek branşlı ve tek şehirli bir yapıdan çok daha fazlasını ifade eder. Dünya örnekleri bize gösteriyor ki; basketbol, voleybol, yüzme, atletizm, bisiklet, kış sporları ve bireysel branşlar da doğru kurgulandığında güçlü birer turizm ürününe dönüşebiliyor. Turnuvalar, kamplar, spor festivalleri, gençlik organizasyonları ve deneyim odaklı etkinlikler; şehirlerin marka değerini artırırken yerel ekonomiyi de doğrudan besliyor.” dedi.
“SPOR TURİZMİNİN YÜKSEK MALİYETLİ YATIRIMA İHTİYACI YOK.”
Winterleauge ‘in bu bakış açısıyla hareket ettiğini söyleyen Kaya şöyle devam etti: “Amacımız, spor turizmini yalnızca mevcut merkezlerle sınırlamak değil; ürün üreten, çeşitlenen ve yeni destinasyonlar yaratan bir yapıya dönüştürmek. Bu kapsamda Erzurum gibi kış sporları potansiyeli yüksek şehirlerin, Afyon gibi termal ve Antalya gibi kamp odaklı merkezlerin daha etkin pazarlanmasının yanında; Eskişehir gibi yeni nesil spor turizmi destinasyonları oluşturmak için de somut girişimler yürütüyoruz.
Bu alanın en güçlü avantajlarından biri, yüksek maliyetli yatırımlar gerektirmemesidir. Ticaret Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve TGA desteklerinin; yerel yönetimler ve özel sektörle entegre biçimde kullanılması halinde, az yatırımla çok büyük bir ekonomik ve sosyal etki yaratmak mümkündür. Türkiye, spor turizminde yalnızca izleyen değil; modeliyle, çeşitliliğiyle ve şehirleriyle örnek gösterilen bir ülke olabilir. Bunun için ihtiyaç duyduğumuz şey; potansiyeli görmek, doğru planlamak ve birlikte hareket etmektir. Bugün atılacak adımlar, Türkiye’nin yarınki turizm gelirini ve küresel spor arenasındaki konumunu belirleyecektir.”