Macaristan Başbakanı Viktor Orban’dan Avrupa’nın geleceğine dair karamsar bir tablo çizdi. Orban, Avrupa Birliği'nin (AB) mevcut rotasını değiştirmemesi halinde 2026 yılının büyük bir kıtasal savaşın başlangıcı olabileceğini iddia etti.
Macar basınına konuşan Başbakan Orban, 2025 yılının Avrupa için "son barış yılı" olup olmayacağı yönündeki soruya endişe verici bir yanıt verdi. 1945'ten bu yana süregelen seksen yıllık huzur döneminin istisnai bir durum olduğunu vurgulayan Orban, nükleer felaket korkusunun on yıllardır sağladığı caydırıcılığın artık zayıfladığını belirtti. "Barışa alıştık" diyen Macar lider, "Bu korku, 80 yıl boyunca etkili oldu. Fakat artık bütünüyle farklı bir dünya şekilleniyor" dedi.
AVRUPA'DA SAVAŞ RÜZGARLARI ESİYOR

Geçtiğimiz günlerde Brüksel’de gerçekleşen AB Liderler Zirvesi’ni değerlendiren Orban, birliğin "savaşa doğru ilerlediği" izlenimiyle döndüğünü ifade etti. Zirvede alınan kararların Ukrayna’daki gerilimi tırmandırdığını savunan Orban, özellikle Rusya’nın dondurulmuş varlıklarının Ukrayna’ya kredi olarak verilmesi planına karşı durduğunu hatırlattı. Orban "Bazıları bu süreci olağanüstü hızlara ulaştırmaya çalıştı. Onlara engel olmayı başardık. Süreci durduramadık ama ivme kazanmasına engel olduk. Brüksel savaş istiyor. Macaristan olarak biz, barış istiyoruz" dedi.
BATI AVRUPA’DA SİYASİ VE EKONOMİK ÇÖKÜŞ
Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmayı daha derin bir sorunun sonucu olarak niteleyen Orban, temel nedenin Batı Avrupa'nın 2000'li yıllardan bu yana yaşadığı ekonomik ve sosyal gerileme olduğunu öne sürdü. 20 yıl önce ABD ile rekabet eden Avrupa ekonomisinin bugün geride kaldığını belirten Orban, rakiplerine yetişemeyen yapıların "savaş ekonomisi"ne sığınarak büyüme aramasının tarihsel bir refleks olduğunu savundu.
AB İÇİN DAĞILMA SİNYALLERİ
Avrupa Birliği’nin kurumsal bir parçalanma içerisinde olduğunu iddia eden Macar Başbakan, Brüksel bürokrasisini "imparatorluk kurma hevesiyle" suçladı. Kararların merkezde alındığını ancak üye devletler tarafından uygulanmadığını belirten Orban, yasal boşlukların suistimal edilmesinin birliği dağılmaya götürdüğünü sözlerine ekledi. "AB, dağılma sürecinde bulunuyor. Yaşanan şey, Brüksel bürokrasisinin imparatorluk kurma heveslerinin güçlenmesiyle eş zamanlı ilerleyen bir dağılma süreci. Brüksel'de karar alınıyor ama üye ülkelerde uygulanmıyor ve birlik bu şekilde parçalanıyor"





