EKONOMİ

Şap salgınında dikkat çeken detay: 50 yılda bir...

Türkiye’de şap hastalığı, hayvan varlığında yüzde 4 kayba yol açarken et ve süt üretiminde ciddi düşüşlere neden oldu. Uzmanlar, bu yıl ortaya çıkan salgında yaklaşık 50 yıldır Türkiye’de görülmeyen SAT-1 serotipinin etkili olduğuna dikkat çekti.

Şap hastalığı, Türkiye hayvancılığı üzerinde ciddi ekonomik baskılar oluşturmaya devam ediyor. Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Derneği Genel Başkanı Nihat Çelik, Kanal 6 Haber’e yaptığı değerlendirmede, ülke genelinde etkisini gösteren şap salgınının hayvancılık sektörünü ciddi şekilde sarstığını açıkladı.

Çelik, şap hastalığının özellikle süt ve et üretiminde ciddi kayıplara yol açtığını belirtti: “Bu hastalık süt hayvanlarında verimi düşürüyor. Son dönemde toplanan süt miktarında azalmalar yaşandı. Üreticiler sütten gelir elde edemediği bir ortamda hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalıyor; bu durum et üretimini de olumsuz etkiliyor. Şap hastalığı sadece hayvan varlığımızı değil, kırsal ekonomiyi ve gıda güvenliğimizi de tehdit edebilecek boyutlara ulaşıyor.”

BAKANLIK ÖNLEMLERİ VE ÜRETİCİLERİN ROLÜ

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın salgına karşı sahada yoğun aşı uygulaması ve önlemler yürüttüğünü söyleyen Çelik, üreticilerin de kendi sorumluluklarını yerine getirmesinin önemine dikkat çekti:

“Üreticilerin, hastalık öncesinde ve hastalık sırasında alacağı önlemler büyük önem taşıyor. Bakanlığımız yoğun şekilde çalışıyor, ancak üreticilerin de üzerine düşeni yapması gerekiyor.”

“KESİLECEK HAYVAN KALMADI” İDDİASI SPEKÜLASYON

Sektörde zaman zaman dile getirilen “kesilecek hayvan kalmadı” iddialarına da değinen Çelik, bu söylemlerin gerçeği tam olarak yansıtmadığını söyledi:

“Kesilecek hayvan kalmadı denildiğinde marketlerde et reyonlarının tamamen boş olması gerekir. Şu an kesimlik hayvan arzında ciddi bir sıkıntı yok. Bu söylemler, fiyatları artırmaya yönelik spekülatif bir amaca hizmet ediyor. Bu açıklamaları yapanlar ise sektörün asıl sahipleri olan üreticiler değil, aracılar ve tedarikçiler gibi kendi çıkarlarını düşünen kişiler.”

TÜRKİYE’NİN SINIR KOMŞULARI TEHLİKE Mİ YARATIYOR?

Çiftçi ve hayvancı Eşref Şekerli ise Kanal 6 Haber’e yaptığı değerlendirmede şap hastalığının yalnızca hayvan sağlığını değil, süt ve et piyasalarını da doğrudan etkilediğini belirtti. Öte yandan, önümüzdeki dönemde fiyat artışlarının kaçınılmaz olabileceği uyarısında bulundu. Şekerli, bazı ülkelerde şap hastalığının neden görülmediğine ilişkin değerlendirmesinde, coğrafi koşulların belirleyici olduğuna dikkat çekti. “Bazı ülkeler kıta ülkesi, yani okyanuslarla çevrili. Hayvan hareketleri son derece sınırlı ve sadece deniz yoluyla taşımacılık yapılıyor. Bu da virüs kaynaklı hastalıkların girişini zorlaştırıyor” dedi. Türkiye’nin ise hem gelişmekte olan hem de az gelişmiş ülkelerle sınır komşusu olduğunu vurgulayan Şekerli, “Bu durum şap hastalığı açısından ülkemizi çok daha fazla tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.

“50 YILDIR GÖRÜLMEYEN SAT-1 SEROTİPİ ÜLKEYE GİRDİ”

Bu yıl ortaya çıkan salgında yaklaşık 50 yıldır Türkiye’de görülmeyen SAT-1 serotipinin etkili olduğuna dikkat çeken Şekerli, Türkiye’nin önemli bir avantaja sahip olduğunu da hatırlattı. “Dünyada örneği olmayan bir Şap Enstitümüz var. Çok hızlı aşı üretebilecek kapasitede ve sadece ülkemize değil başka ülkelere de ihracat yapabilecek bir kurum” dedi. Ancak bu salgında yeterince hızlı aksiyon alınamadığını savunan Şekerli, “Hastalık İran, Irak ve Suriye’de görülüyordu. Bu öngörülerek mihrak noktadan başlayıp riskli bölgelere doğru sıralı aşılama yapılabilirdi, hayvan hareketleri durdurulabilirdi” değerlendirmesinde bulundu.

“KURBAN BAYRAMI HAREKETLİLİĞİ YAYILIMI HIZLANDIRDI”

Kurban Bayramı dönemindeki hayvan hareketlerinin salgının yayılmasında önemli rol oynadığını belirten Şekerli, “Ağrı’daki, Kars’taki ya da Hakkari’deki bir hayvan bir günde İstanbul’a gidebiliyor. Virüs bulaşmış bir hayvan yola çıktığında hem taşıma araçları hem de gittiği yerdeki hayvanlar kontamine oluyor ve hastalık çok hızlı yayılıyor” diye konuştu.

“HAYVAN VARLIĞINDA EN AZ YÜZDE 4 KAYIP VAR”

Şap hastalığının hayvancılığa verdiği zararın boyutuna dikkat çeken Şekerli, “Toplam hayvan varlığımız içinde yaklaşık yüzde 4 civarında bir ölüme sebebiyet verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu iyimser bir oran, daha fazlası da olabilir” dedi.

“SÜTTE ARZ FAZLASI BİTTİ, SANAYİCİ SÜT BULMAKTA ZORLANIYOR”

Şekerli, şap hastalığının üzerinden 4–5 ay geçmesine rağmen süt üretimindeki kaybın net biçimde hissedildiğini söyledi. “Et ve Süt Kurumu daha önce arz fazlası sütü alıp süt tozuna çevirerek piyasayı dengeliyordu. Ancak bugün sanayicinin süt tozuna yöneldiğini ve piyasadan istediği miktarda kaliteli sütü bulamadığını görüyoruz” diye konuştu.

“BESİ HAYVANI KİLO KAYBEDİYOR, MALİYET ARTIYOR”

Şap hastalığının et üretiminde de ciddi ekonomik kayıplara yol açtığını belirten Şekerli, “Şap’a yakalanmış bir sürü yaklaşık bir ay hiç kilo almaz, hatta kilo kaybeder. 500 kiloluk bir hayvanın 400 kiloya düşmesi mümkün” dedi.

Normalde aylık 45 kilogram canlı ağırlık artışı beklenen hayvanların bu dönemde hem kilo kaybettiğini hem de yeni kilo alamadığını ifade eden Şekerli, “Besi süresi 8 aydan 12 aya uzuyor. Bu da yem maliyetini artırıyor ve üreticiye ciddi yük getiriyor” değerlendirmesinde bulundu.