Günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen yapay zekâ teknolojisi, ses klonlama alanında da sınırları zorluyor. Yapılan yeni bir araştırma, çoğu insanın artık yapay zekâ tarafından üretilen seslerle gerçek insan seslerini ayırt etmekte zorlandığını ortaya koydu. Katılımcılara dinletilen 80 ses örneğinin yarısı yapay zekâ tarafından oluşturulurken, diğer yarısı gerçek kişilere aitti. Ancak sonuçlar çarpıcıydı: Özellikle klonlanmış sesler, katılımcıların %58’i tarafından gerçek sanıldı.

SES KLONLAMA TEKNOLOJİSİ YÜKSELİŞTE

Yapay zekânın sesi analiz edip bire bir taklit etme yeteneği, büyük bir teknik başarı olarak öne çıkarken, aynı zamanda ciddi riskler de barındırıyor. Artık yalnızca özel yazılımlar değil, herkesin erişebileceği ticari araçlar sayesinde, herhangi bir kişinin sesi birkaç dakika içinde kopyalanabiliyor. Bu durum yaratıcı sektörler için bir devrim olsa da, dolandırıcılık gibi kötüye kullanımlar açısından ciddi tehdit oluşturuyor. Özellikle sosyal medyada paylaşılan ses kayıtları, kötü niyetli kişilerin hedefi haline geliyor.

Araştırmanın başyazarı ve Londra Queen Mary Üniversitesi’nde psikoloji alanında kıdemli öğretim görevlisi olan Dr. Nadine Lavan, Euronews Next’e yaptığı açıklamada şunları söyledi, “Bu araştırmanın en dikkat çekici yönü, yapay zeka tarafından üretilen seslerin özellikle ses klonlarının gerçek insan kayıtları kadar doğal duyulmasıdır.” Dr. Lavan, “Üstelik bu kadar gerçekçi sesler yaratmak için kimsenin yüksek ücretli yazılımlara, özel programlama bilgisine veya ileri teknolojik becerilere ihtiyacı yok. Herkesin erişebileceği ticari araçlarla bu mümkün hale geldi,” diye ekledi.Yapay zeka ses klonlama teknolojisi, bir kişinin ses verilerini analiz ederek temel özelliklerini çıkarır ve bu özellikleri kullanarak sesi yüksek doğrulukla yeniden üretir. Bu hassas taklit yeteneği, teknolojiyi yalnızca yaratıcı alanlarda değil, aynı zamanda kötüye kullanım açısından da dikkat çekici hale getirdi.

EN BÜYÜK TEHDİT YAŞLILARA

Araştırmalar, 75 yaş üstü bireylerin üçte ikisinin telefon dolandırıcılığı girişimiyle karşılaştığını ortaya koyuyor. Üstelik bu girişimlerin %60’ı sesli aramalar yoluyla gerçekleşiyor. Her ne kadar bu aramaların hepsi yapay zekâ kaynaklı olmasa da, ses klonlama teknolojisinin gelişimiyle birlikte bu tür vakaların daha da artacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar, bu alanda etik kullanımın teşvik edilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Jamaika, Melissa'yı bekliyor! 1851'den sonra ilk kez...
Jamaika, Melissa'yı bekliyor! 1851'den sonra ilk kez...
İçeriği Görüntüle

Yapay zekâ seslerinin doğru kullanımı, konuşma yetisini kaybetmiş bireyler ya da eğitimde özel ihtiyaçlara sahip öğrenciler için büyük avantajlar sağlayabilir. Ancak potansiyel tehlikeleri göz ardı etmek mümkün değil. Teknoloji hızla ilerlerken, onu nasıl kullanacağımız sorusu da her geçen gün daha da önem kazanıyor.