Almanya’dan İstanbul’a tatile gelen bir aile, midye ve kumpir tükettikten sonra gıda zehirlenmesi geçirdi. Olayda önce iki çocuk, ardından anne hayatını kaybederken, baba yoğun bakımda entübe edildi. Olay, kentin gündemine gıda hijyeni ve güvenliği konusunu yeniden taşıdı.
Uzmanlar, özellikle çocukların ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerin gıda zehirlenmesine karşı yüksek risk taşıdığını belirtiyor. Midye gibi kabuklu deniz ürünleri, doğal olarak yaşadığı suyun niteliğine bağlı olarak ağır metaller ve toksinler taşıyabiliyor. Bu toksinlerin bir kısmı pişirme sırasında bile yok olmuyor. Uzmanlar, sadece bir midyenin bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade ediyor.
KUMPİR ZEHİRLENMESİ
Kumpir ve iç malzemeleri de risk oluşturuyor. Mayonez, yoğurt, peynir gibi çabuk bozulan ürünler uygun koşullarda saklanmadığında salmonella ve diğer zararlı bakterilerin üremesine zemin hazırlayabiliyor. Özellikle filizlenmiş veya yeşillenmiş patatesler toksin üretmeye başlıyor ve tüketildiğinde ciddi zehirlenmelere yol açabiliyor.
Hazırlık ve servis sürecindeki hijyen de büyük önem taşıyor. Kesme tahtalarının ve ekipmanların yeterince sterilize edilmemesi, çiğ ürünlerin sebzelerle aynı yüzeyde hazırlanması çapraz bulaşma riskini artırıyor. Açık alanlarda ve seyyar satıcılardan alınan ürünlerde ise bu risk daha da yükseliyor.
MİDYE ZEHİRLENMESİ
Uzmanlar, deniz ürünlerinin ve hazır yiyeceklerin mutlaka sertifikalı işletmelerden temin edilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, gıdaların uygun sıcaklıkta saklanması, pişirme ve servis koşullarına dikkat edilmesi, bireysel tüketicilerin sağlığı açısından hayati önem taşıyor.
Olay, sadece bireylerin değil, denetim mekanizmalarının da sorumluluğunu gözler önüne seriyor. Yetkililer, benzer trajedilerin önlenmesi için hem tüketicilerin hem de işletmelerin hijyen ve güvenlik kurallarına titizlikle uyması gerektiğini belirtiyor.
Ne olmuştu?