Tüp bebek yöntemleri sayesinde her yıl milyonlarca çocuk, çocuk sahibi olmakta zorlanan aileler tarafından dünyaya getiriliyor. Ancak bu yöntemin başarı oranı değişken ve özellikle yaş ilerledikçe azalıyor.

Paris Amerikan Hastanesi’nin tüp bebek kliniği başkanı Nathalie Massin, AFP’ye yaptığı açıklamada, “İlk tüp bebek çocuğunun doğumundan yaklaşık 50 yıl sonra, yapay zekâ artık daha iyi embriyo seçmemize veya en azından implantasyon potansiyellerini belirlememize yardımcı oluyor” dedi.

YAPAY ZEKA EMBRİYO SEÇİMİNDE DEVREDE

Fransa’nın başkentindeki merkezde her yıl 2.300’den fazla tüp bebek işlemi yapılıyor. Klinik, embriyoların gelişimini sürekli olarak filme alan embriyoskop adı verilen zaman atlamalı kameralar kullanıyor.

Yapay zekâ ve makine öğrenimi kullanan sistemler, doktorların başarılı olma ihtimali en yüksek embriyoları seçmesine yardımcı oluyor. Bu sayede, düşükle sonuçlanabilecek embriyolar eleniyor ve ailelerin maliyetli denemeleri azaltılıyor.

Frida Entezami, Paris Amerikan Hastanesi Tüp Bebek Bölümü eş başkanı, “İnsanlar kararları almaya devam edecek, ancak bu araçla daha güvenli adımlar atabilecekler” diyor.

TASARIM BEBEKLERLE İLGİSİ YOK

Yapay zekâ embriyolara müdahale etmeden çalıştığı için genetik müdahale veya “tasarım bebek” endişesi bulunmuyor.

Hastane, yapay zekâ sistemini İsrailli girişim AIVF’den satın aldı. Entezami, sistemin test aşamasında olduğunu ve hedefin “hamilelik elde etmek için gereken döngü sayısını yarıya indirmek” olduğunu belirtti.

Entezami, AIVF’nin önerdiği embriyoların genetik anormallik taşımama olasılığını yüzde 70 artıracağını söyledi. Şu anda implantasyon öncesi embriyoların yaklaşık yarısında anormallikler görülüyor.

YAPAY ZEKA DESTEKLİ KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ

Yapay zekâ sadece embriyo seçimiyle sınırlı kalmıyor. Hormon enjeksiyonlarının zamanlamasını ve dozajını ayarlayabiliyor, sperm sayısı düşük örneklerde doğru spermi bulma şansını artırabiliyor.

Fransa Biyomedikal Ajansı’na bağlı Yardımcı Üreme Teknolojileri (ART) birimi başkanı Anne-Claire Lepretre, algoritmaların doğru verilerle test edildiğini söyledi.

Lepretre, “Başarısız girişimlerden elde edilen veriler, gelecekte başarı şansını artırmak için yapay zekâ modellerine aktarılabilir. Böylece uzun ve psikolojik olarak zor yolculuklarda aileler duygusal iniş çıkışlardan kaçınabilir” dedi.

ETİK VE ŞÜPHECİLİK TARTIŞMASI

Bazı uzmanlar ise ihtiyatlı olunması gerektiğini vurguluyor. Avustralya Monash Üniversitesi biyoetik uzmanı Julian Koplin, “Yapay zekâ embriyo seçiminde kullanıldığında bilgisayar algoritmaları dünyaya kimin getirileceğine dair kararlar almaya başlıyor” diyor.

Koplin, bazı ailelerin bu duruma ahlaki itirazları olabileceğini ve bu kişilerin yapay zekâ kullanımını reddedebilmesi gerektiğini belirtiyor.

Buna karşılık, Human Reproduction dergisinde yayımlanan bir inceleme, etik kaygıların embriyo değerlendirmesinde yapay zekâ kullanımına karşı doğrudan bir engel oluşturmadığını belirtiyor.

Tüp bebek uzmanı Michael Grynberg ise, “Yapay zekâ hakkında çok konuşuluyor. Yumurta ve spermin morfolojisi yeterli olmadığında daha anlamlı belirteçlere ihtiyaç var” diyor.