Çarşamba günü 0,25 puanlık faiz indirimi olasılığının piyasalar tarafından yüzde 87 gibi yüksek bir oranla fiyatlanması, yatırımcıların para politikasında beklediği "güvercin" dönüşün ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
HİSSE SENETLERİ VE BÜYÜME SEKTÖRLERİNE ETKİSİ
Faiz indirimi beklentisi genellikle hisse senetleri için pozitif bir katalizör işlevi görür, zira daha düşük borçlanma maliyetleri şirket karlarını artırır ve ekonomik aktiviteyi teşvik eder. Bu durum, özellikle büyüme hisselerinin yoğun olduğu Nasdaq gibi endekslerin nispeten daha az düşüş yaşamasını veya yükselmesini açıklayabilir. Konut ve otomotiv gibi faize duyarlı sektörler de bu gevşemeden faydalanarak canlanma potansiyeli taşır.
BANKACILIK VE TAHVİL PİYASASI ÜZERİNDEKİ BASKI
Faiz indirimi gerçekleşirse, bu durum bankaların kârlılık marjlarını baskılayabilir, özellikle JPMorgan'ın gider artışı açıklaması sonrası sektör üzerinde ek bir yük oluşturabilir. Öte yandan, 10 yıllık ABD tahvil faizinin yüzde 4,185'e çıkması, yatırımcıların hala enflasyon ve ABD hükümetinin artan borçlanma ihtiyacı konusunda temkinli olduğunu gösteriyor. Yatırımcılar, faiz indirimi beklentisine rağmen riskleri dengelemeye çalışmaktadır.
RİSK VE FIRSAT DENGESİ
Özetle, piyasalar genel olarak para politikasında gevşeme beklerken, bankacılık ve tahvil piyasası, ekonomik dayanıklılık ve enflasyon riskleri nedeniyle dikkatli bir denge kurmaya çalışacaktır. Faiz indirimi, büyüme odaklı sektörler için fırsatlar sunarken, finans sektörü için potansiyel marj daralmaları riski taşıyabilir.
