Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca askerî dehası ve liderliğiyle değil, modern Türkiye’nin kültürel ve sosyal dönüşümüne öncülük eden giyim tarzıyla da dikkat çekti.
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte başlattığı kıyafet reformu, hem halkın modernleşme sürecini hızlandırdı hem de Türk toplumunun moda anlayışını köklü bir şekilde değiştirdi.
Atatürk’ün bu modern giyim anlayışını halka benimsetmesinde, terzisi Levon Kordonciyan ve Kordonciyan ailesi önemli bir rol oynadı. Araştırmalar, o döneme ait aile albümleri, Atatürk’ün fotoğrafları, Sabiha Gökçen’in anıları ve Kordonciyan ailesiyle yapılan röportajlar ışığında, Atatürk’ün modaya bakışının yalnızca kişisel bir tercih değil, Cumhuriyet’in vizyonunu yansıtan stratejik bir adım olduğunu ortaya koyuyor.
ATATÜRK'ÜN GİYİMİ: ZAMANSIZ BİR STİLL
Atatürk’ün zamansız moda anlayışı, sadece modaya uymakla sınırlı değildi. Lider vasıflarını ön plana çıkarıyor ve Türk milletinin dünyaya sunduğu yeni imajı güçlendiriyordu.
Bu yaklaşım, Cumhuriyet’in modern vizyonunun bir parçasıydı.
Mustafa Kemal Atatürk, dönemin ve günümüzün stil ikonu olarak öne çıkıyor. Giysileri alelacele dikilmiş basit kıyafetler değildi; her biri titiz hesaplamalar ve ölçülerle hazırlanmıştı.
Ziyaret ettiği şehirlerin kültürüne uygun seçimler yapar, kıyafetlerini büyük bir cesaret ve zarafetle taşırdı. Atatürk, yalnızca modern bir moda anlayışına sahip bir lider değildi; kıyafetleri taşıma ve duruş açısından da kendine özgü ve etkileyici bir tavrı vardı.
Atatürk, her işin temelinin eğitim olduğuna inanıyor ve gençlerin farklı alanlarda kendilerini geliştirmesi için onları yurtdışına gönderiyordu.
Bu isimlerden biri de terzi Levon Kordonciyan’dı. Atatürk’ün yönlendirmesiyle Paris’e terzilik eğitimi almak üzere gönderilen Kordonciyan, ilerleyen yıllarda Ulu Önderin smokin ve takım elbiselerinin tasarımında imzası bulunan isim haline geldi.
Kordonciyan’ın özenle hazırladığı kıyafetler, Atatürk’ün modern ve zarif imajının önemli bir parçasını oluşturdu.
Atatürk’ün giyim tarzında Rum asıllı Mösyö Pertekiç ve Paris’teki diğer terzileri önemli rol oynadı. Bazı kıyafetlerini bizzat çizen Atatürk, tasarımlarını terzileriyle paylaşarak özgün bir stil yaratıyordu.
Atatürk’ün kıyafet seçimlerinde zaman ve mekâna büyük özen gösterdiği, gardırobunda ise çeşitliliğe önem verdiği biliniyor. Giyimin bir iletişim biçimi olduğuna inanan Atatürk, frak giymenin ev sahibini simgelediğini düşünerek, devlet adamlarını makamında ağırlarken bu özel kıyafeti tercih ediyordu.
ATATÜRK'ÜN STİİLİNDE SAKLI DETAYLAR
Atatürk’ün gardırobunda keten ve ipek gömlekler öne çıkıyordu. Resmi davetlerde ipek gömlekleri tercih ederken, günlük yaşamda keten gömlekleri kullanmayı seçiyordu.
Pijama yerine keten entari giyer, sabahları sabahlıkla güne başlardı. Mevsime uygun kumaşlar seçer ve giysilerinin her zaman düzgün görünmesine dikkat ederdi. Takımlarında ise keten, gabardin ve tüvit kumaşlar ağırlık kazanıyordu.
Atatürk’ün stilinde aksesuarlar da büyük bir rol oynuyordu. Düz veya desenli kravatlar, cep mendilleri, yaka iğneleri, kol düğmeleri, köstekli saatler ve fötr şapkalar, onun görünümünü tamamlayan zarif detaylardı. Bastonları farklı çeşitlerdeydi ve ipek mendiller, kaşkol ile ahşap bastonlar “G.M.K.” veya “K.A.” amblemli olarak kullanılıyordu. Giysilerine uygun olarak yün çoraplar, yaz aylarında ise pamuklu veya merserize çoraplar tercih ediyordu. Atatürk’ün Şıklığı kitabında belirtildiği gibi, mendillerini ruh haline göre katlardı: neşeliyse cepten taşıracak şekilde, üzgün veya sinirliyse daha az görünür şekilde yerleştirirdi.
42 numara ayakkabıları ise genç subaylık yıllarından itibaren çizme, potin ve iskarpin modellerinde Onufri Karkidilis (Altuns) ve çırağı Tanaş Elefteriadis tarafından özenle üretilmiştir.
Atatürk için giyim, yalnızca bir zarafet unsuru değil; düşüncelerini, liderliğini ve vizyonunu ifade etmenin bir yoluydu. Her ortamda duruma uygun seçimler yapar, resmi görüşmelerde otoritesini vurgulamak için üniforma giyer, frakla ise devletin birleştirici gücünü simgeliyordu.
Moda, toplumların kültürel ve sosyal dönüşümünün sessiz bir aynasıdır. Cumhuriyet öncesinde kıyafetlerde bir birlik sağlanamasa da, Atatürk’ün öncülüğünde gerçekleşen devrimler bu tabloyu kökten değiştirdi. Cumhuriyetle birlikte gelen modern giyim anlayışı, sadece bir tarz değişimi değil; aynı zamanda Türkiye’nin çağdaş, özgüvenli ve yenilikçi kimliğinin simgesi haline geldi.