Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile birlikte gazetecilerle bir araya gelerek Türkiye ekonomisinin gelecek dönem vizyonuna dair kritik açıklamalarda bulundu. Gelecek yılın bütçesinde bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3,5 olarak tahmin edildiğini belirten Yılmaz, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu oranın yüzde 3'ün altına gerilediğini vurguladı. Bu yıl için öngörülen yüzde 3,6'lık açığın daha düşük gerçekleşmesini beklediklerini ifade eden Yılmaz, ek bütçeye ihtiyaç duyulmaması adına tavanların ihtiyat payıyla belirlendiğini ve muhtemelen gerçekleşmenin hedeflerin altında kalacağını dile getirdi.

BÜTÇEDE TARİHİ ADIM: FAİZ DIŞI FAZLA DÖNEMİ BAŞLIYOR
Türkiye'nin gelecek yılın bütçesinde son 2-3 yıldır süregelen faiz dışı açık sarmalını kıracağını müjdeleyen Yılmaz, ilk defa faiz dışı fazla verileceğini açıkladı. Borçları ve faizleri ödemek için yeniden borçlanmak zorunda kalmanın olumsuz bir döngü yarattığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bu sarmalın gelecek yıldan itibaren kırılmaya başlanacağını ve sonraki yıllarda bu başarının büyüyerek devam edeceğini söyledi. Özellikle deprem kaynaklı mali yüklerin ve faiz artışlarının etkisinin bu sayede ortadan kalkacağını belirten Yılmaz, gelecek yıl az da olsa bir faiz dışı fazla verilerek ekonomik dengelerin güçlendirileceğini ifade etti.

2026 YILI REFORMLAR VE YAPISAL DÖNÜŞÜMLE ŞEKİLLENECEK
2026 yılını Türkiye ekonomisi için gerçek bir kırılma ve dönüm noktası olarak nitelendiren Cevdet Yılmaz, bu yılın Orta Vadeli Program’ın meyvelerinin toplandığı bir dönem olacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da sıkça vurguladığı yapısal dönüşümler ve önemli reformların 2026 yılında hayata geçeceğini ifade eden Yılmaz, bu sürecin olumlu manada bir eşik olacağını söyledi. Depremin etkilerinin büyük oranda giderileceği bu yılda, enflasyonla mücadelenin somut sonuçlarının toplum tarafından çok daha derinden hissedileceği bir atmosferin oluşacağını vurguladı.

ENFLASYONDA HEDEF TEK HANELİ RAKAMLAR
Enflasyonun eylül ayındaki geçici yükselişin ardından tekrar normal patikasına döndüğünü ve son iki aydır düşüş trendini sürdürdüğünü belirten Yılmaz, yıl sonu beklentilerini paylaştı. Mevcut durumda yüzde 31,1 olan enflasyonun, aralık ayı öncü göstergelerinin de olumlu gelmesiyle yıl sonunda yüzde 30’un biraz üzerinde kapatılacağını tahmin ettiklerini söyledi. Gelecek yılın başında, 3 Şubat’ta açıklanacak ocak ayı verileriyle birlikte enflasyonda artık 20’li rakamların görüleceğini müjdeleyen Yılmaz, 2026 yılı sonunda yüzde 20’nin altını, 2027 yılında ise kararlı politikalarla enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeyi hedeflediklerini belirtti.

EKONOMİDE DEZENFORMASYON VE BEKLENTİ YÖNETİMİ
Sosyal medyanın ekonomik beklentiler üzerindeki etkisine ve dezenformasyonun yarattığı risklere de değinen Cevdet Yılmaz, algıların artık olguların önüne geçtiğini ifade etti. G-20 toplantılarında dünya genelindeki merkez bankası başkanlarının da bu durumdan şikayetçi olduğunu aktaran Yılmaz, sosyal bilimlerdeki "kendini gerçekleştiren kehanet" kavramına dikkat çekerek, asılsız inanışların beklentiler kanalıyla reel ekonomiyi sarsabileceğini dile getirdi. Ekonomik hedeflere ulaşmak için para, maliye ve gelirler politikalarının yanı sıra yapısal dönüşümlerle desteklenen, beklentileri iyileştirici bir yaklaşımla hareket etmenin şart olduğunu sözlerine ekledi.





