SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kuraklık

Kanal 6 Haber - Kuraklık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kuraklık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kuraklık ayçiçeğini vurdu: Fiyat artışı yolda Haber

Kuraklık ayçiçeğini vurdu: Fiyat artışı yolda

Türkiye’nin ayçiçeği üretiminde önemli bir paya sahip olan Edirne, son iki yıldır etkisini artıran kuraklık ve aşırı sıcaklarla mücadele ediyor. İklim koşullarının tarımsal üretimi olumsuz etkilediği kentte, ayçiçeği verimi ciddi oranda düştü. Kurak geçen sezonun ardından, ayçiçek yağı fiyatlarında büyük bir artış bekleniyor. Yaklaşık 1 milyon 300 bin dekarlık alanda ekimi yapılan ayçiçeği tarlaları, yeterli yağış alamayınca istenilen verim sağlanamadı. Özellikle yaz aylarında artan sıcaklık stresi, bitkinin gelişimini durma noktasına getirdi. Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, son iki yılın ayçiçeği üretimi açısından oldukça kötü geçtiğini belirtti. Arabacı, 2024 ve 2025 yıllarının üretici açısından neredeyse aynı zorluklarla geçtiğini ifade ederek, "Bazı bölgelerde hiç biçilemeyen ayçiçeği tarlaları var. Bu da üretici için büyük bir kayıp anlamına geliyor," dedi. Arabacı, buğdayda genel olarak zarar edilmediğini ancak ayçiçeğinde verimin büyük oranda düştüğünü söyledi. Kuraklık ve sıcaklık nedeniyle dekar başına 20-30 kilogram gibi düşük verimlerin görüldüğünü dile getiren Arabacı, bazı verimli bölgelerde ise bu rakamın 80-120 kilograma kadar çıktığını belirtti. Ancak Edirne genelinde dekar başına 70-80 kilogramın üzerine çıkmanın zor olduğunu vurguladı. Kuraklıkla mücadele ve sürdürülebilir tarım açısından destek mekanizmalarının önemine dikkat çeken Arabacı, “Üreticinin ayakta kalabilmesi için özellikle verimin düşük olduğu dönemlerde devlet desteklerinin artırılması gerekiyor. Aksi halde birçok üretici ayçiçeği ekmeyi bırakabilir,” diye konuştu. Verim düşüklüğünün, ayçiçek yağı arzını doğrudan etkilemesi bekleniyor. Üretimin düşmesiyle birlikte raf fiyatlarında artış kaçınılmaz görünüyor. Hem üretici hem de tüketici, bu olumsuz tablodan etkilenme riskiyle karşı karşıya.

İstanbul'da susuzluk alarmı: "Eğer kar yağmazsa..." Haber

İstanbul'da susuzluk alarmı: "Eğer kar yağmazsa..."

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, 15 Nisan’da yüzde 82,22’ye kadar çıkan baraj doluluk oranı yaz aylarının ardından hızla azaldı. Bugün itibarıyla kentteki barajlardaki doluluk oranı yüzde 30,32 olarak ölçüldü. En düşük seviyeler Kazandere’de yüzde 2,71 ve Alibey’de yüzde 18,08 olarak kayda geçti. İSTANBUL’UN SU TÜKETİMİ ÇOK YÜKSEK İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, kentin günlük 3 milyon 300 bin metreküp su tükettiğini belirterek, tasarrufun artık zorunluluk olduğunu vurguladı. Albay, “Barajlarda yüzde 9 daha az suyumuz var. Bu durum alarm seviyesine geldiğimizi gösteriyor. Önümüzdeki aylarda ciddi su sıkıntısı yaşanabilir” dedi. İSTANBUL’UN SU KAYNAKLARI VE YAĞIŞ MİKTARI Kente su sağlayan baraj ve göletler toplam 868 milyon metreküp kapasiteye sahipken, bugün itibarıyla sadece 266,53 milyon metreküp su bulunuyor. Bu yıl barajlara düşen yağış miktarı metrekare başına 348,85 kilogram oldu. Ayrıca Melen ve Yeşilçay’dan 417,56 milyon metreküp su alındı. GELECEK İÇİN KRİTİK UYARILAR Prof. Dr. Albay, su krizinin yalnızca İstanbul’u değil Türkiye genelinde 20-30 kenti etkilediğini ifade etti. “Eğer aralık ayında kar yağışı almazsak ocak-şubat döneminde ciddi bir kriz kapıda olabilir” diyen Albay, tarımda ve sanayide su kullanımının da yeniden planlanması gerektiğini söyledi. İstanbul’da yaklaşık 18 milyon kişi yaşıyor ve nüfus her geçen gün artıyor. Uzmanlara göre su bütçesi ile nüfus planlamasının birlikte yapılmaması, önümüzdeki yıllarda daha derin krizlere yol açabilir.

Kuraklık tarım üretimini ve su kaynaklarını tehdit ediyor Haber

Kuraklık tarım üretimini ve su kaynaklarını tehdit ediyor

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’nin özellikle Konya Ovası gibi tarımın kalbi sayılan bölgelerinde toprak neminin kritik seviyelere düştüğünü belirtti. Kadıoğlu, bu durumun buğday ve mısır gibi temel tarım ürünlerinde verim kaybına yol açtığını ve üretimi olumsuz etkilediğini vurguladı. Prof. Dr. Kadıoğlu, “Önlem alınmazsa 2050’ye kadar Türkiye su fakiri bir ülke olacak ve İç Anadolu çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.” uyarısında bulundu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) Standartlaştırılmış Yağış İndeksi (SPI) verileri de bu endişeleri doğruluyor. 2025 Ağustos ayı itibarıyla Türkiye’nin yarısından fazlası çok şiddetli ve olağanüstü kuraklık kategorisinde yer alıyor. Son 6 aylık verilere göre sadece Doğu Karadeniz bölgesi normal veya nemli seviyelerde kalabildi. ÜRETİM DOĞRUDAN ETKİLENİYOR Tarımın yoğun olarak yapıldığı İç Anadolu’dan Batı ve Güney bölgelerine kadar geniş alanlarda yağış yetersizliği ve toprak nemi kaybı, üretimi doğrudan olumsuz etkiliyor. Prof. Dr. Kadıoğlu, kuraklığın sadece meteorolojik değil; tarımsal, hidrolojik ve sosyo-ekonomik boyutlarıyla da derin bir kriz olduğunu söyledi. Ülke genelinde 12 aylık dönemde yüzde 70 oranında “şiddetli kurak” veya daha kötü kategoride yer alındığını, 24 aylık verilerde ise Batı ve Güney bölgelerin olağanüstü şiddetli kuraklık yaşadığını aktardı. İstanbul “orta-şiddetli kurak” kategorisindeyken, Ankara ve Konya “olağanüstü şiddetli kurak” bölgelere girdi. İzmir ve Antalya ise “çok şiddetli kurak” seviyesinde. Baraj doluluk oranlarının düştüğü illerden olan İstanbul, Ankara ve İzmir’de su kaynakları kritik seviyelere yaklaşıyor. TARIMSAL ÜRETİM VE SOSYO-EKONOMİK HAYAT ETKİLENİYOR Toprak nemindeki azalma, özellikle Konya Ovası’nda buğday ve mısır gibi temel ürünlerin verimini düşürüyor. Kuraklık, su kesintileri ve artan su fiyatlarının yanında çiftçilerin göç etmesine neden olarak sosyal sorunları da tetikliyor. Kadıoğlu, “Tarım verimleri düştükçe gıda fiyatları artıyor, çiftçiler üretim yapamaz hale geliyor ve bu da göçü hızlandırıyor” dedi. Marmara ve Ege bölgeleri olağanüstü çok şiddetli kuraklık altında bulunurken, Akdeniz’de Antalya şiddetli kurak kategorisinde yer alıyor. Doğu Karadeniz bölgesi ise nispeten iyi durumda; Trabzon gibi şehirler normal veya nemli seviyeleri koruyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü uyarıda bulundu Haber

Dünya Meteoroloji Örgütü uyarıda bulundu

Dünya Meteoroloji örgütü (WMO) Genel Sekreteri Celeste Saulo, dünyanın su kaynakları giderek artan bir baskı altında olduğunu belirterek suyla ilgili daha aşırı tehlikeler, yaşamlar ve geçim kaynakları üzerinde giderek artan bir etkiye sahip olduğu yönünde uyarıda bulundu. "Küresel Su Kaynaklarının Durumu" başlıklı raporda, dünya genelinde su döngüsünün giderek daha düzensiz ve aşırı hale geldiği vurgulanarak, bu döngünün "tufan ve kuraklık" arasında gidip geldiğine işaret edildi. Çok fazla veya az suyun ekonomiler ve toplum üzerindeki ardışık etkilerine değinilen raporda, 2024'te küresel nehir havzalarının yalnızca 3'te 1'inin "normal" koşullara sahip olduğu belirtildi. Raporda, geri kalan nehir havzalarının ise normalin üzerinde veya altında olduğu belirtilerek, "Bu da üst üste 6'ncı yıldır belirgin bir dengesizlik anlamına geliyor. 2024, tüm bölgelerde yaygın buzul kaybının yaşandığı üst üste üçüncü yıl oldu. Birçok küçük buzul bölgesi, bir buzulun erimesinin yıllık maksimum akış hızına ulaştığı ve ardından buzulların küçülmesi nedeniyle azaldığı 'zirve su noktası' olarak adlandırılan noktaya ulaştı veya ulaşmak üzere." ifadeleri kullanıldı. ACİL İHTİYACA VURGU YAPILDI Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yayımladığı son raporda, geçen yıl Amazon Havzası, Güney Amerika’nın bazı bölgeleri ve Güney Afrika’nın şiddetli kuraklıkla mücadele ettiği belirtildi. Buna karşın, Orta, Batı ve Doğu Afrika ile Asya’nın bazı bölgeleri ve Orta Avrupa’da normalin üzerinde yağış görüldüğü ifade edildi. Raporda, dünya genelinde su kaynaklarının izlenmesi ve veri paylaşımında gelişmiş sistemlere duyulan acil ihtiyaç vurgulandı. WMO Genel Sekreteri Petteri Taalas (veya Saulo olarak belirttiğiniz kişi), suyun toplumların temeli, ekonomilerin itici gücü ve ekosistemlerin dayanağı olduğunu belirterek, su yönetiminin hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Genel Sekreteri Celeste Saulo, dünyanın su kaynaklarının ciddi bir baskı altında olduğunu vurgulayarak, suyla bağlantılı aşırı doğa olaylarının yaşamlar ve geçim kaynakları üzerindeki etkisinin giderek arttığına dikkat çekti. Saulo, “Su kaynakları üzerindeki baskı artarken, güvenilir ve bilime dayalı bilgiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor” ifadelerini kullandı. WMO’nun 2024 Küresel Su Kaynakları Durumu Raporu’nun bu bilgileri sağlama taahhüdünün bir parçası olduğunu belirten Saulo, veri paylaşımı ve uluslararası işbirliğine yapılacak yatırımların, izleme eksikliklerini gidermek açısından hayati önemde olduğunu vurguladı. “Veri olmadan, adeta kör uçuş yapıyoruz.” dedi. Birleşmiş Milletler Su Ajansı (UN Water) verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 3,6 milyar insan yılda en az bir ay boyunca suya yetersiz erişimle karşı karşıya kaldığı öğrenildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.