Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde 41. İSEDAK Toplantısı Açılış Töreni'nde konuştu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
"Yaklaşık 14 yıldır Suriyeli kardeşimiz çok ağır bedeller ödedi. Bu süreçte Suriyeli muhacirlere Ensar bilinciyle ev sahipliği yaptık. Allah'a hamdolsun sonunda zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu. Türkiye olarak Suriye halkına destek vermeye devam ediyoruz. Ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması noktasında teşkilatımızın ve İslam dünyasının desteği çok çok önemlidir.
"KIBRIS'I ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ"
Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelen kardeşlerimiz aramızda. Kendilerine tüm kalbimle 'hoş geldiniz' diyorum. Kıbrıs Türk halkı İslam coğrafyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz baskılara boyun eğmediler, kendi vatanlarında onurlu yaşama iradesinden vazgeçmediler. Bölgemizde kurgulanan yeni emperyalist oyunların da Kıbrıs'ın menüye eklenmesine dair güçlü sinyaller alıyoruz. Sizlerden Kıbrıs Türklerinin iki devletli çözüm temelinde yürüttükleri hak özgürlük adalet mücadelesine daha fazla omuz vermenizi bekliyorum. İnşallah anavatan ve garantör ülke olarak biz de Kıbrıs'ı asla yalnız bırakmayacağız, arkalarında olacağız. Teşkilatımızın Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını daha da artırmasını bu bakımdan önemli görüyorum.
"TÜRKİYE EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKELERDEN BİRİ OLDU"
Gazze son yılların en vahşi barbarlığına sahne oldu. İsrail işgal güçlerinin katliamına uğradı ve 170 bin kardeşimiz yaralandı. Çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Filistinli İsrail işgal güçlerinin katliamına maruz kaldı. Dev bir enkaz yığınına dönüşen Gazze'de hala şehit cenazeleri var. On milyarlarca doları bulan büyük bir yıkım söz konusu. Enkazlar kaldırılsa bile masum çocukların anne ve babalarının gözleri önünde öldürülmesiyle birlikte yaşadıkları travmaların izleri belki de hiçbir zaman silinmeyecek. Bu gaddarlık ve soykırım hiçbir zaman unutulmayacak.
Burada şunun da altını çizerek ifade etmek durumundayım: Türkiye, İsrail saldırılarının başladığı ilk günden itibaren bu soykırıma en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birisi olmuştur. 102 bin tonun üzerindeki insani yardımlarımızla, uluslararası platformlardaki girişimlerimizle, beynelmilel hukuk zemininde attığımız adımlarla zalimlerin karşısına dikildik. Kalıcı ateşkesin temini ve adil bir barışın sağlanması yolunda büyük çaba sarf ettik.
"TRUMP’A TEŞEKKÜRLERİMİ İLETİYORUM"
İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi, Gazze Temas Grubu ve uluslararası toplumun vicdan sahibi üyeleri ile birlikte, Gazze’deki kardeşlerimizin uğradığı bu mezalimi uluslararası toplumun gündeminde tuttuk.
Bu çabalarımızın olumlu neticelerini de hamdolsun almaya başladık. Bizim de katkı sağladığımız, Mısır’ın ev sahipliğindeki Hamas–İsrail görüşmeleri ateşkesle sonuçlandı. Katar ve Mısır başta olmak üzere sürece destek veren bölge ülkelerinin tamamına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu örnek dayanışmayı, önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir şekilde, kararlılıkla sürdüreceğimize inanıyorum. Aynı şekilde, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Sayın Trump’a da ateşkesin tesisinde ortaya koyduğu iradeden ötürü tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.
Hamas’ın anlaşmaya riayet noktasında oldukça kararlı olduğu görülüyor. Ancak İsrail’in bu konudaki sicilinin çok kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Çeşitli bahanelerin arkasına sığınıp gizlenerek, ateşkes anlaşmasından bu yana 200’ün üzerinde masumu katleden, işgal ve saldırılarına ara vermeyen bir yönetimle karşı karşıyayız.
Şurası bir gerçek ki yalnızca sivilleri değil, barışa giden yolu da hedef alan bu saldırılar, İsrail–Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulma arayışının önüne asla geçemeyecektir.
"GAZZE'YE DAHA FAZLA İNSANİ YARDIM İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLAMAMIZ GEREKİYOR"
Geldiğimiz noktada Gazze halkına daha fazla insani yardım ulaştırmamız ve akabinde yeniden imar çalışmalarına başlamamız gerekiyor. İsrail hükümeti bunu da engellemek için elinden geleni yapıyor. Arap Ligi ile İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından hazırlanan yeniden imar planının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bilhassa teşkilat ve İSEDAK’ın Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılmasında öncü bir rol oynaması elzemdir.
Ne Batı Şeria’nın ilhakına, ne Kudüs’ün statüsünün değiştirilmesine, ne de ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kutsiyetine zarar verme teşebbüslerine müsaade edemeyiz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan; bağımsız, egemen ve coğrafî bütünlüğe sahip Filistin devleti kurulana kadar mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz.
"GÖĞSÜNDE TAŞ DEĞİL KALP TAŞIYAN KİMSE BUNU KABUL EDEMEZ"
Kardeşlerim, Bu noktada Sudan’da 29 aydır devam eden çatışma ortamına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Son günlerde El-Feşir’de sivil halka yönelik katliamları göğsünde taş değil kalp taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamayız. Sudan’da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk hiç şüphesiz İslam âlemine düşüyor. Müslümanlar olarak başkalarından medet ummak yerine sorunlarımızı kendimiz çözebilmeliyiz. Sudan'ın toprak bütünlüğünü, ülkelerini ve bağımsızlığını korumalıyız. Teşkilata üyeleri ile tüm ülkelerin kardeşlik hukuku çerçevesi içerisinde Sudan'dın barış, huzur ve güven iklimine kavuşması için elimizi taşın altına koymalıyız.
Kıymetli kardeşlerimin sayıları hızla artan korumacı uygulamalarının etkileri uluslararası ticarette daha yoğun bir şekilde hissedilmeye başlandı."


