Son dönemde ziynet eşyalarını ve birikimlerini kuyumculara emanet eden vatandaşların yaşadığı mağduriyetler, güvenli saklama yöntemlerini yeniden tartışmaya açtı. Mevcut yasal düzenlemelere göre kuyum işletmelerinin altın veya herhangi bir menkulü emanet alma ya da saklama yetkisi bulunmazken, bu kuralın ihlali hem kayıt dışılığı artırıyor hem de vatandaşları ciddi finansal risklerle karşı karşıya bırakıyor. Mağduriyetlerin artmasıyla birlikte rotasını bankalara çeviren tasarruf sahipleri, banka güvencesi altında sunulan altın toplama günlerine yönelerek birikimlerini koruma altına alıyor.
YASTIK ALTI BİRİKİMLER EKONOMİYE KAZANDIRILIYOR
Bankaların düzenlediği altın toplama günleri, yalnızca bireysel güvenliği sağlamakla kalmayıp aynı zamanda yastık altındaki atıl yatırımların ülke ekonomisine dahil edilmesine de öncülük ediyor. Evde altın saklamanın getirdiği çalınma, kaybolma veya hasar görme gibi risklerden çekinen vatandaşlar, bu sistem sayesinde varlıklarını denetlenebilir bir finansal yapı içine taşıyor. Bankacılık sistemi altında muhafaza edilen altınlar, hem yasal güvence altına alınıyor hem de yatırımcısına esnek hareket etme imkanı tanıyarak finansal sistemin şeffaflığına katkı sağlıyor.
SAHTE ALTIN VE EKSİK TARTIM RİSKİNE TEKNOLOJİK ÇÖZÜM
Albaraka Türk Bireysel ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Uludağ, fiziki altın alım-satımında karşılaşılan sahte ürün veya düşük ayar riskinin vatandaşlarda ciddi bir güven kaybı yarattığını ifade ediyor. Kuyumcu işlemlerinde oluşabilecek hatalı değerleme veya eksik tartım gibi soru işaretlerinin altın toplama günleri ile tamamen ortadan kalktığını belirten Uludağ, sürecin uluslararası standartlara uygun hassas teknolojilerle yönetildiğini vurguluyor. Bu sistemde tüm ölçüm ve analizler uzmanlar eşliğinde yapıldığından, piyasada bireysel olarak karşılaşılabilecek risk faktörleri şeffaf bir şekilde devre dışı bırakılıyor.
UZMAN EKSPERLER VE ŞEFFAF DEĞERLEME SÜRECİ
Altın toplama sürecinde en dikkat çeken noktalardan biri, değerleme işlemlerinin banka personeli yerine bağımsız ve lisanslı rafineri eksperleri tarafından yapılmasıdır. Her ay belirli şubelerde gerçekleştirilen bu işlemlerde; külçe, bilezik, çeyrek veya kesme altın gibi her türlü fiziki altın titizlikle inceleniyor. BDDK mevzuatına uygun dönüşüm oranları kullanılarak yapılan bu değerlemeler sonucunda, getirilen altınların saf altın karşılığı gram bazında hesaplanıyor. Böylece vatandaşlar, birikimlerinin tam karşılığını net bir şekilde görerek hiçbir hak kaybına uğramadan hesaplarına aktarılmasını sağlıyorlar.
FİZİKİ TESLİMAT VE KAR PAYI AVANTAJI
Bankalarda açılan altın hesapları, sadece bir saklama hizmeti olmanın ötesinde çok yönlü bir yatırım aracına dönüşüyor. Tasarruf sahipleri, hesaplarındaki altınları cari hesapta güvenle tutabildikleri gibi, katılma hesapları aracılığıyla kar payı elde ederek birikimlerini artırma fırsatı da yakalıyor. Üstelik sistemin sunduğu en büyük kolaylıklardan biri olan fiziki teslimat imkanı sayesinde, müşteriler diledikleri zaman hesaplarındaki bakiyeyi farklı gramajlarda külçe altın olarak geri alabiliyor. Bu esnek yapı, altını hem güvenli bir liman hem de likit bir yatırım aracı olarak kullanmak isteyenler için modern bir çözüm sunuyor.