Küresel petrol piyasaları, jeopolitik gerilimlerin gölgesinde geçen bir yılı geride bırakırken, arz fazlası riskleri ve zayıflayan talep görünümü fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskıyı artırıyor. 2025 yılını başlangıç seviyesinin oldukça altında kapatmaya hazırlanan Brent petrolün, önümüzdeki yılın ilk yarısında 55 dolar seviyesini test edebileceği değerlendiriliyor. Orta Doğu ve Rusya-Ukrayna hattındaki çatışmalar yıl boyunca piyasayı destekleyen ana unsurlar olarak öne çıksa da, diplomatik çözüm arayışları ve ticaret savaşları kaygısı risk priminin sınırlı kalmasına neden oldu.

KÜRESEL SİYASET VE TİCARİ GERİLİMLER RİSK PRİMİNİ SINIRLADI

Yıl boyunca Orta Doğu’daki istikrarsızlık ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın yayılma endişesi fiyatları diri tutmaya çalışsa da, makroekonomik gelişmeler bu yükselişi frenledi. ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifeleri üzerinden tırmandırdığı ticari gerilimlerin küresel büyümeyi yavaşlatabileceği korkusu, talebin zayıf kalacağı beklentisini güçlendirdi. Bunun yanı sıra bölgedeki çatışmalarda tansiyonun düşmesi ve ateşkes ihtimallerinin güçlenmesi, piyasalardaki jeopolitik risk fiyatlamasının kalıcı olmasını engelledi ve fiyatların 80 dolar bandının altında kalmasında belirleyici oldu.

BRENT PETROLDE SERT DÜŞÜŞ: 70 DOLARIN ALTI GÖRÜLDÜ

2025 yılı içerisinde petrol fiyatlarında yaşanan kırılma noktaları, piyasadaki zayıf seyrin derinleştiğini kanıtladı. 15 Eylül’de 81,61 dolar ile yılın en yüksek seviyesine ulaşan Brent petrol, bu noktadan sonra ivme kaybetti. 5 Mart tarihinde 69,32 dolardan kapanış yaparak uzun bir aradan sonra 70 dolar psikolojik eşiğinin altına inen fiyatlar, nisan ayında düşüşünü hızlandırdı. 7 Nisan’da 64,29 dolara kadar gerileyen Brent petrol, 2021 yılından bu yana en düşük kapanış rakamlarını gördü. Yılın son ayında ise kayıplar derinleşerek fiyatın 60 doların altına sarkmasına neden oldu.

OPEC+ ARZ POLİTİKALARI VE PAZAR PAYI SAVAŞI

OPEC+ grubunun üretim kesintilerini kademeli olarak gevşetme kararı, piyasadaki arz görünümünü rahatlatan temel faktörlerden biri oldu. Bağımsız petrol piyasası analisti Gaurav Sharma’ya göre, OPEC+ grubunun başlangıçta pazar payını koruma hedefiyle hareket etmesi ancak sonrasında talep endişeleriyle daha temkinli bir yola girmesi dikkat çekti. ABD, Brezilya ve Guyana gibi OPEC dışı üreticilerin üretim kapasitelerini artırması, piyasada ciddi bir arz bolluğu yarattı. Bu durum, OPEC+ grubunun kısıntılarını gevşetmesiyle birleşince fiyatlardaki geri çekilme kaçınılmaz hale geldi.

2026 ÖNGÖRÜSÜ: ARZ FAZLASI VE 55 DOLAR TEHLİKESİ

Önümüzdeki dönemde petrol piyasasını bekleyen en büyük risk, talep artışının arzın gerisinde kalması olarak gösteriliyor. Analistler, 2026’nın ilk yarısında günlük 500 bin varile varabilecek bir arz fazlası oluşabileceğini öngörüyor. Özellikle Asya pazarlarında hafif ve düşük kükürtlü ham petrole yönelik arz bolluğunun fiyatları 55 dolar seviyesine kadar çekebileceği belirtiliyor. Ukrayna’da sağlanacak olası bir barışın fiyatları daha da aşağı çekebileceği ifade edilirken, yılın ikinci yarısında küresel ekonomideki toparlanmaya bağlı olarak 60 dolar seviyelerine doğru sınırlı bir yükseliş ihtimali masada duruyor.

Kaynak: AA