Sarıgöl Ovası’nda üzüm sezonu, umutla başlayan ama zorluklarla anılan bir yılın ardından kapanmaya hazırlanıyor.
Dünyaca ünlü sofralık Sultaniye üzümlerinin yetiştiği Sarıgöl ve mahallelerinde, erkenci kesimlerle başlayan hasat maratonu artık son virajda. Aralık ayının ortalarına gelinmesine rağmen örtü altındaki bağlardan hâlâ taptaze üzümler kesiliyor; bağlar adeta açık hava soğuk deposunu andırıyor.
PAZARDAN SOFRALARA YERİNİ ALIYOR
Yağmur, çamur demeden sürdürülen bu son kesimler, üreticinin toprağa olan bağlılığını ve emeğini gösteriyor. Kamyonlara yüklenen Sultaniye ve Red Globe üzümleri, ihracatın neredeyse durma noktasına geldiği bu dönemde iç piyasanın yolunu tutarak Türkiye’nin dört bir yanındaki pazarlarda tezgâhlardaki yerini alıyor.
Yaklaşık 113 bin dekarlık bağ alanında yürütülen üretim faaliyetleri, bu yıl üreticiler için oldukça sancılı geçti. Artan gübre, ilaç, işçilik ve enerji maliyetleri, üzüm fiyatlarının beklentilerin altında kalmasıyla birleşince, emekle umut arasındaki denge bir kez daha üretici aleyhine bozuldu. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, durumu “Çiftçinin yılı bitmez. Her yıl ‘gelecek yıl inşallah’ diyerek üretime devam eder. Girdi fiyatları çok yüksekti ama üzüm fiyatları ne yaşta ne de kuruda umulan seviyeye ulaşmadı" şeklinde özetledi.

GELENEKTEN SOFRALARA BEREKET
Buna rağmen Sarıgöllü üretici, yalnızca üzümle değil, bağın sunduğu her nimeti değerlendirerek ayakta kalmaya çalıştı. Sezon boyunca toplanan taze asma yaprakları, salamura ve taze satışlarla aile bütçelerine can suyu oldu. Kuru üzüm ve pekmez yapımı ise hem gelenekleri yaşattı hem de sofralara bereket kattı.
Bugün Sarıgöl’de sayılı bağlarda örtü altı üzümler kalmış durumda. Kalan ürünler turfanda olarak pazara sunulurken, önümüzdeki günlerde kesimlerin tamamen bitmesiyle birlikte bir sezon daha hatıralara karışacak. Ancak üzüm bağlarında yankılanan yorgunluk kadar, gelecek yıla dair sessiz bir umut da var. Çünkü Sarıgöllü çiftçi için her hasat bir son değil, yeni bir başlangıcın habercisi.





