Mastercard’ın global içgörülerine göre; ödemelerin daha kişisel, daha öngörülebilir ve geleneksel ile yeni ödeme platformların sorunsuz bir şekilde beraber çalışılabilir hale gelmesi ana trend olacak. Ayrıca bu çalışmalar için kurulacak altyapılar ve iş birlikleri de trendin bir başka meyvesi olacak.
Otonom ticaretin güvenli hale getirilmesi
Yapay zekâ, tüketiciler ve işletmeler adına işlemleri yönetebilen ‘ajan’ teknolojileriyle yeni bir dönemin kapısını araladı. Otonom ticaret 2026’da daha da genişlerken, bu gelişime paralel olarak güvenlik önlemleri de güçlenecek. Sektör, bu ajanların güvenilirliğinin nasıl doğrulanacağına, kimlik doğrulamanın nasıl iyileştirileceğine, dolandırıcılığın nasıl önleneceğine ve bir yapay zekâ işlemi ters gittiğinde niyetin nasıl anlaşılacağına odaklanmış durumda.
Kriptonun itibari para temelli ticarete bağlanması
Kripto varlıkların dalgalı seyri yatırım dünyasında dikkat çekse de, ana akıma taşınmaları zor oldu. Ancak son 1,5 yılda ABD ve Avrupa’da stablecoin’lere yönelik düzenlemelerin netleşmesi, sektörün ihtiyaç duyduğu güven ortamını oluşturdu. 2026’da stablecoin ekosisteminde daha büyük iş birlikleri bekleniyor. Bu iş birlikleri; stablecoin cüzdanlarına ödeme yapmayı, zincir üzerinde stablecoin ve bitcoin alımlarını, sınır ötesi transferleri ve farklı para birimleri arasındaki mutabakatı kolaylaştırarak ödeme ve para transferini daha güvenli ve erişilebilir hale getirecek.
Dijital kimliğe ağırlık verilmesi
Mastercard araştırmasına göre küresel tüketicilerin %80’i son bir yılda dolandırıcılık girişimlerinin hedefi oldu. Dijital ekosistem büyüdükçe güven ihtiyacı da artıyor; bu nedenle karşılıklı kimlik doğrulama araçları kritik bir rol üstleniyor. 2026’da dijital kimlik cüzdanlarının, yaş doğrulama dâhil pek çok hizmete erişimi kolaylaştırması ve kripto işlemleri için doğrulanmış takma adların yaygınlaşması bekleniyor. Bu gelişmeler, hem dolandırıcılığı azaltacak hem de dijital ekonomiye katılımı hızlandıracak.
Döngüsel çağ için tüketimin yeniden tanımlanması
Mastercard araştırmaları, Z kuşağının yeniden kullanım, yeniden satış ve onarım gibi döngüsel ekonomi alışkanlıklarını hızla benimsediğini gösteriyor. Bu eğilim, yeniden dolum ve geri alım modelleri ile yeniden kullanılabilir ürünlerde depozito–iade gibi mikro işlemleri destekleyen “yenileyici ödeme döngüleri”nin önünü açıyor. Tüketiciler için bu döngü tek kullanımlık ürünler kadar pratik çözümler sunarken, perakendeciler için de daha düşük ambalaj maliyetleri ve artan sadakat gibi avantajlar yaratıyor.
Ödemelerin, avantajların ve riskin kişiselleştirilmesi
2026’da ödemeler ve bankacılık, tüketicilerin harcama alışkanlıklarına ve finansal hedeflerine göre kişiselleşen dinamik araçlarla şekillenecek. Kullanıcılar, büyük harcamalarda kredi kartı, günlük harcamalarda banka kartı gibi kendi ödeme kurallarını belirleyebilecek. Mastercard’ın milyarlarca işlemden elde ettiği içgörüler sayesinde daha kişiselleştirilmiş teklifler sunulurken, gelişmiş analitik ve izinli açık finans verileri de kredi geçmişi sınırlı bireyler ve küçük işletmeler için daha adil değerlendirme imkânı sağlayacak.
Anlık ekonominin herkes için, her yerde etkinleştirilmesi
Biyometrik çözümler mağaza içi ödemeleri kolaylaştırırken, tokenizasyonun yaygınlaşmasıyla çevrimiçi tek tıkla ödeme 2030’a kadar standart hale gelecek. Mastercard’ın gerçek zamanlı takas teknolojisi işletmelerin ödemeleri aynı gün sonuçlandırmasını sağlayarak sermayeyi serbest bırakacak. 2027’de sınır ötesi ödemelerin 250 trilyon doları aşması beklenirken, takma ad tabanlı havaleler ve küçük işletmelerin küresel pazara erişimini hızlandıracak hızlı ve güvenli sınır ötesi ödeme çözümleri öne çıkacak.