Rapora göre, küresel belirsizliklere rağmen zirvedeki şehirler büyük ölçüde yerini korurken, yeni ve eski servet merkezleri varlıklı bireyleri kendine çekmek için rekabetini artırıyor. Raporda, yüksek gelirli bireylerin yaşam tarzını temsil eden mal ve hizmet sepetinin maliyetleri karşılaştırıldı. Sonuçlar, güvenlik, altyapı, vergi rejimleri ve küresel bağlantıların, şehirlerin cazibesinde belirleyici olmaya devam ettiğini gösterdi.
1. SİNGAPUR
Julius Baer Global Wealth & Lifestyle Report 2025’e göre Singapur, üst üste üçüncü kez “iyi yaşamın” en pahalı şehri oldu. Otomobil ve lüks kadın çantalarının maliyetleriyle öne çıkan şehir, küçük yüzölçümüne rağmen sunduğu yüksek güvenlik, temizlik ve güçlü altyapı sayesinde varlıklı bireylerin gözdesi olmayı sürdürüyor. Pandemi sonrası artan yabancı nüfus ve yatırımcı programları, Singapur’u dünyanın en yoğun nüfuslu ancak en cazip şehirlerinden biri hâline getirdi.
2. LONDRA
Geçen yıl üçüncü sırada yer alan Londra, bu yıl ikinci sıraya yükseldi. MBA ve özel okul maliyetleriyle dikkat çeken şehir, vergi ve yasal düzenlemeler nedeniyle son dönemde eleştirilse de iş dünyası, kozmopolit yaşam tarzı ve küresel bağlantıları sayesinde varlıklı bireyler için cazibesini koruyor. Londra, zenginler için hâlâ önemli bir küresel merkez konumunda.
3. HONG KONG
Listede üçüncü sıraya gerileyen Hong Kong, vergi avantajları ve güçlü yatırım ortamıyla özellikle aile ofislerini çekmeye devam ediyor. Avukatlık hizmetlerinin en pahalı kalem olduğu şehirde, pandemi sonrası toparlanma görece yavaş olsa da artan turizm gelirleri ve ihracat, ekonomiye yeniden ivme kazandırdı. Hong Kong, Asya’nın önemli finans merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor.
4. MONAKO
Dördüncü sırada yer alan Monako, gelir vergisinin olmaması ve lüks yaşam tarzıyla öne çıkıyor. Konut ve MBA maliyetlerinin yüksekliği dikkat çekerken, küçük yüzölçümüne rağmen Prenslik, zenginler ve ünlüler için güçlü bir çekim merkezi olmaya devam ediyor. Pahalı emlak piyasasına rağmen Monako, servet ve prestijin sembollerinden biri olmayı sürdürüyor.
5. ZÜRİH
İstikrar ve yaşam kalitesi denildiğinde ilk akla gelen şehirlerden biri olan Zürih, listede beşinci sırada yer aldı. MBA maliyetleri yüksek olsa da özel okulların görece uygun fiyatlı olması, özellikle aileler için önemli bir avantaj sağlıyor. Düşük vergi oranları ve güçlü altyapı, Zürih’i varlıklı göçmenler için cazip kılıyor.
6. ŞANGAY
Bir dönem listenin zirvesinde yer alan Şanghay, bu yıl altıncı sıraya geriledi. Degüstasyon menülerinin dünyanın en pahalıları arasında yer aldığı şehirde, lüks tüketimde daha mütevazı bir yaklaşımın teşvik edilmesi dikkat çekiyor. Buna rağmen Şanghay, Asya’daki diğer büyük metropollere kıyasla görece dengeli yaşam maliyetleri sunuyor.
7. DUBAİ
Geçen yıl ilk 10’un dışında kalan Dubai, bu yıl yedinci sıraya yükselerek güçlü bir geri dönüş yaptı. Düşük vergiler, cazip oturum programları ve kozmopolit yaşam tarzı, Dubai’yi varlıklı bireyler için yeniden öne çıkardı. Business class uçuşların görece ucuz olması da kentin rekabet gücünü artırıyor.
8. NEW YORK
Sekizinci sıraya gerileyen New York’ta otel süitleri listenin en pahalı kalemleri arasında yer alıyor. ABD’deki ekonomik ve siyasi belirsizlikler, bazı varlıklı bireyleri alternatif şehir arayışına yöneltse de güçlü dolar sayesinde birçok lüks ürün New York’ta görece daha ulaşılabilir durumda.
9. PARİS
Dokuzuncu sıradaki Paris, 2024 Olimpiyatları’nın etkisiyle turizm ve konaklama fiyatlarında ciddi artış yaşadı. MBA ve spa hizmetleri pahalı kalemler arasında yer alırken, özel okulların görece uygun maliyeti dikkat çekiyor. Paris, artan maliyetlere rağmen kültürel çekiciliğini ve prestijini koruyor.
10. MİLANO
Listenin onuncu sırasında yer alan Milano, moda ve tasarımın yanı sıra önemli bir finans merkezi olarak öne çıkıyor. MBA maliyetleri yüksek olsa da business class uçuşların görece ucuz olması dikkat çekiyor. Vergi ve oturum politikalarındaki avantajlar sayesinde Milano, özellikle Avrupa’da yükselen şehirler arasında gösteriliyor.
