Her çektiği filmle adından söz ettiren, her yapımıyla kült işler çıkaran Quentin Tarantino, "The Bret Easton Ellis" isimli podcast programında 21. yüzyılın en iyi 10 filmini sıraladı.
1.Black Hawk Down-Ridley Scott
Tarantino, filmi ilk izlediğinde çok beğendiğini ama bir süre sonra filmin kendisinde olan etkisini yitirdiğini söyleyerek o günden sonra birkaç kez daha izlediğini söylüyor. Filmin bir başyapıt olduğunu sözlerine ekleyen Tarantino, "En çok sevdiğim yönlerinden biri de şu: Film, gerçekten ‘Apocalypse Now’ benzeri bir amaç, görsel etki ve duygu dünyasına bütünüyle yönelen tek yapım. Yaklaşık 2 saat 45 dakika boyunca kesintisiz bir yoğunluk sürdürüyor. Yakın zamanda tekrar izlediğimde kalbim filmin tüm süresi boyunca hızla çarpıyordu; film beni yakaladı ve hiç bırakmadı. Yönetmenlik açısından ortaya konan başarı ise olağanüstünün de ötesinde."
2.Toy Story 3-Lee Unkrich
Filmin son beş dakikasında gözleri dolduğunu söyleyen başarılı yönetmen, Toy Story 3'ü "Gerçekten olağanüstü ve neredeyse kusursuz bir film" diyerek anlatıyor: "Üstelik bitmek bilmeyen harika komedi anlarına bile değinemiyoruz. Üçlemenin üçüncü filmlerinin genelde istenen seviyeye ulaşamadığını düşünürüm. Bana göre bunun bir diğer istisnası İyi, Kötü ve Çirkin; bu film de animasyon sinemasının İyi, Kötü ve Çirkin'i. Bir üçlemenin gördüğüm en iyi finali."
3.Lost in Translation-Sofia Coppola
Quentin Tarantino belki bu filmi bu kadar sevmeseydi Sofia Coppola'ya aşık olup onunla sevgili olmazdı.
Kendisi de bunu böyle anlatıyor: "Lost in Translation filmine o kadar aşık oldum ki Sofia Coppola’ya da aşık olup onunla sevgili oldum. Ona kur yaptım, peşinden koştum; hem de bunu herkesin önünde yaptım, sanki bir Jane Austen romanından fırlamış gibiydi. Onu yeterince tanımıyordum, doğrudan bir araya gelmeye cesaret edemezdim ama etkinliklere gitmeye devam ettim. Bu konuda Pedro Almodóvar’la da konuştum; ikimiz de filmin çok ‘kız filmi’ olduğunu düşündük. Uzun zamandır bu kadar ‘kız filmi’ havası taşıyan bir yapım görmemiştim ve bu kadar iyi yapılmışını da görmemiştim."
4.Dunkirk-Christopher Nolan
İlk izlediğinde Dunkirk'ü sevmeyen Tarantino, o zaman ne izlediğini tam anlayamadığını ancak ikinci izleyişinde filmi kavrayabildiğini söylüyor: "Başta pek hoşlanmadığım bir başka film. Şimdi sevdiğim şey ise yapımın gerçek bir ustalık taşıdığını hissetmem ve bunu tekrar tekrar izledikçe fark etmiş olmam. İlk izlediğimde beni etkisiz bırakmadı ama o kadar şaşkınlık vericiydi ki ne izlediğimi tam anlayamamıştım; fazla yoğundu. İkinci izleyişimde zihnim filmi biraz daha kavrayabildi. Üçüncü ve dördüncü kez izlediğimde tek hissettiğim ‘vay be’ oldu, beni altüst etti."
5.There Will Be Blood-Paul Thomas Anderson
Tarantino, "Daniel Day-Lewis… Filmde eski usul bir ustalık var. Eski Hollywood zanaatkarlığına sahip ama bunu taklit etmeye çalışmadan yapıyor. There Will Be Blood, büyük bir kusuru olmasaydı rahatlıkla bir numara ya da iki numara olabilecek bir film olurdu."
6.Zodiac-David Fincher
İlk izlediğinde Tarantino'nun içine giremediği filmlerden biri olan Zodiac için zaman içinde bağ kurduğunu söylüyor ve ekliyor: "Sonra film kanallarında sık sık karşıma çıkmaya başladı; bir bakmışım 20 dakika, 40 dakika izliyorum… O an, filmle hatırladığımdan çok daha fazla bağ kurduğumu fark ettim ve farklı bölümleri beni yeniden yakalayıp durdu. Bunun üzerine ‘Şu filmi baştan sona tekrar izleyeyim’ dedim ve o noktadan itibaren bambaşka bir deneyim yaşadım. Sonrasında her altı-yedi yılda bir kendimi tekrar izlerken buldum; baştan çıkarıcı bir başyapıt."
7.Unstoppable-Tony Scott
Filmi dört kez izlediğini söyleyen Tarantino, bu yapımı "21. yüzyılın en iyi ‘canavar filmlerinden’ biri" olarak tanımlıyor: "Bir yönetmenin filmografisindeki en iyi filmlerden biri olduğunu düşünüyorum. Dört kez izledim ve her seferinde daha çok beğendim. Bana yıllar önce sorsanız listeye Man on Fire’ı koyardım ama Unstoppable, Tony’nin aksiyon estetiğinin en saf hallerinden biri. Başroldeki iki isim müthiş bir uyum yakalıyor ve film her izleyişte daha da güçleniyor. 21. yüzyılın en iyi ‘canavar filmlerinden’ biri olduğunu söyleyebilirim. Tren adeta bir canavara dönüşüyor… Ve zamanımızın en güçlü canavarlarından biri haline geliyor. Godzilla’dan da yeni King Kong filmlerinden de daha etkileyici".
8.Mad Max: Fury Road-George Miller
Mel Gibson hala hayattayken bu filmi izlemeye hiç niyeti olmadığını söyleyen başarılı isim, editörünün ısrarına rağmen en sonunda izlediğini söylüyor: "Filmde iyi olan şeyler o kadar iyi ki… Gerçekten büyük bir yönetmeni izlediğinizi hissediyorsunuz. Elinde sınırsız bütçe ve sınırsız zaman vardı; filmi tam da istediği gibi yapmış."
9.Shaun of the Dead-Edgar Wright
Tarantino, senaryonun muhteşem olduğunun altını çizerek şunları söylüyor: "En sevdiğim yönetmenlik çıkışı, hatta kendisinin pek bahsetmek istemediği ucuz bir ilk filmi olmasına rağmen... Romero evrenine duyduğu sevgiyi yeniden yaratışını çok sevdim. Film, zombi filmlerinin bir parodisi değil; gerçek bir zombi filmi ve bu ayrımı çok takdir ediyorum."
10.Midnight in Paris-Woody Allen
Filmi ilk kez izlerken başrol yer alan Owen Wilson'a hem bayılıp hem sinir olduğundan bahsediyor: "İkinci izleyişimde ‘Tamam, bu kadar da kötü değil’ diye düşündüm. Ama üçüncü kez izlediğimde fark ettim ki artık bütün dikkatim sadece ona kayıyor."