Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Devletin varlık sebebi adaleti sağlamaktır” sözlerini hatırlatan Özdağ, bu ifadenin uygulamayla örtüşmediğini belirtti.
Bakanlık verilerine göre yargıda 12 milyonun üzerinde derdest dosya bulunduğunu söyleyen Özdağ, bunun adalet sistemindeki tıkanmanın en somut göstergesi olduğunu vurguladı.

TÜİK verilerine göre toplumun %46,4’ünün yasaların adil uygulanmadığına inandığını belirten Özdağ, bunun teknik bir düzenleme sorunu değil, “toplumsal güven bunalımı” olduğunu ifade etti.

“PAKET, GÜNÜ KURTARAN PARÇALI BİR ÇALIŞMA”

Yargı paketinin gerekçesinde “yargı bağımsızlığı” ve “hızlandırılmış yargılama” hedeflerinin yazılı olduğunu hatırlatan Özdağ, teklifin bu hedefleri karşılamadığını söyledi.
Özellikle cezaevlerinden erken ayrılmayı mümkün kılan Kovid-19 düzenlemesinin kapsamının genişletilmesini eleştiren Özdağ, düzenlemenin ilk aşamada 55 bin, daha sonra 115 bin tahliyeye yol açabileceğini söyledi.

Özdağ, tahliyelerin deprem dosyalarını da kapsayabileceği iddiasını hatırlatarak şu uyarıda bulundu:
“Cezaevlerini rahatlatmak uğruna depremde sorumluluğu bulunanların affa benzer düzenlemelerden yararlanması kabul edilemez.”

“YARGI BAĞIMSIZLIĞI İKTİDARIN GÖLGESİNDE”

Selçuk Özdağ, yargının temel sorunlarını hatırlattı:

Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun siyasi etkiden kurtulamaması,

AİHM ve AYM kararlarının zaman zaman fiilen yok sayılması,

Tutuklamanın istisna değil, “peşin ceza”ya dönüşmesi,

Aynı suç için farklı muamele yapıldığına dair kamuoyunda güçlü kanaat bulunması.

Özdağ ayrıca, teklifle BTK’ya verilen yeni yetkilerin, dijital özgürlükler ve özel hayatın gizliliği açısından büyük risk taşıdığını söyledi.

“GERÇEK REFORM, YARGININ YAPISAL BAĞIMSIZLIĞIYLA MÜMKÜN”

Özdağ’ın gerçek yargı reformu için önerileri şöyle:

HSK’nın yapısının değiştirilmesi,

Yürütmenin yargı üzerindeki ağırlığının kalkması,

AİHM ve AYM kararlarına uyumun tartışma konusu olmaktan çıkarılması,

Tutuklamanın istisna hâline getirilmesi,

Ceza politikalarında etki analizinin zorunlu tutulması,

Onarıcı adalet mekanizmalarının güçlendirilmesi.

Yargı Paketi’nin “tarihi reform” olarak sunulamayacağını belirten Özdağ, bunun ancak “sınırlı ve parçalara bölünmüş bir düzenleme paketi” olduğunu söyledi.

“ADALET ÇÖKERSE, GELECEK DE ÇÖKER”

Konuşmasının sonunda tüm milletvekillerine çağrıda bulunan Özdağ, deprem mağdurlarının beklentilerinin dikkate alınmasını ve cezaevlerindeki doluluğun sadece tahliyelerle değil, adil bir sistemle çözülmesini istedi.

Özdağ şöyle konuştu:
“Adalet çökerse ekonomi de siyaset de toplumsal barış da çöker. Güvenin olmadığı yerde gelecek olmaz.”

Yeni Yol Grubu olarak adil, tarafsız ve bağımsız bir yargı sistemi için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

Kaynak: Kanal 6 Haber