Saç rengini değiştirmek veya beyazları kapatmak için sıkça başvurulan saç boyaları, içerdiği ağır kimyasallar nedeniyle sağlık tartışmalarının odağında. Dermatologlar ve araştırmacılar, boyanın sadece saça renk vermekle kalmayıp, vücut sistemine sızabileceği konusunda uyarıyor.
KİMYASALLAR DOĞRUDAN KANA KARIŞIYOR
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Dermatologlar, saç boyasındaki tehlikenin saç telinden ziyade saç derisinde başladığını belirtiyor. Saç derisinin yoğun kan dolaşımına sahip olması nedeniyle, boyadaki zararlı maddeler deri tarafından emilerek doğrudan kana karışabiliyor.
KANSER VE HORMONAL BOZUKLUK RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Yapılan geniş çaplı çalışmalar, sık saç boyası kullanan kadınlarda meme kanseri riskinin artabileceğine işaret ediyor. Genetik yatkınlığı olan kişilerde ise mesane kanseri riski daha yüksek görülüyor. Ayrıca son araştırmalar, geçici boyaların dahi bazı durumlarda rahim fibroidleri riskini artırarak üreme sağlığını tehdit edebileceğini gösteriyor.
KALICI BOYALAR DNA'YI ETKİLEYEBİLİR
Uzmanlar, özellikle kalıcılığı sağlayan ve "aromatik aminler" içeren boyaların en riskli grup olduğunu vurguluyor. Bu maddelerin DNA’ya bağlanarak mutasyonlara yol açabildiği ve hormon sistemini bozabileceği belirtiliyor.
RİSKİ AZALTMAK İÇİN 6 KURAL
Saç boyasının tek başına kesin kanser sebebi olmadığı, ancak "kümülatif" (biriken) etkinin riskli olduğu belirtiliyor. Uzmanlar riskleri en aza indirmek için şu önerilerde bulunuyor:
-Etiketleri dikkatle okuyarak aromatik amin içermeyen ürünleri tercih etmek
-Bitki bazlı veya sebze boyalarını kullanmak
-Boyama sıklığını azaltmak, aralıkları uzatmak
-Eldiven kullanmak ve saç derisini korumak
-Diğer kimyasal işlemlerle aynı dönemde boyama yapmamak
-Çocuk ve gençlerde boyama işlemini ertelemek
Uzmanlar, saç boyasının tek başına kesin kanser sebebi olmadığını, ancak uzun süreli ve sık kullanımda temkinli olunması gerektiğini vurguluyor.